Diyaliz yolsuzluğu -2-
Bir önceki yazımda ABD Adalet Bakanlığı ve kurumlarının Türkiye''de doktorlara rüşvet dağıtan FMC şirketinin hareketlerine dair raporunu aktarmıştım.
Raporda şirket ile aralarında sıkı bir bağ olduğunu anlatan profesörden bahsediliyordu. O profesör ile ilgili de ABD''nin resmî raporunda "Profesörle bağları olan Türk Sağlık Bakanı" denilmesi dikkatimi çekmişti.
Bu şirket devlet hastanelerindeki görevliler ve Sağlık Bakanı''na çok yakın profesör ile tüm Türkiye''de neler yapmış neler...
Bahsedilen dönemdeki Sağlık Bakanı Recep Akdağ...
Kendisine ulaştım ve bu raporu gönderdim.
O da ilk kez gördüğünü söyledi. Ancak bu firma ile ilgili daha önce işlem yaptıklarını belirtti.
Kendisine yakın olan ve raporda belirtilen Profesörün kim olduğunu sordum.
O da "Erzurum benim memleketim ve Erzurum Üniversitesi''nden mezun oldum ve hocalık yaptım. Çok sayıda Profesör ile ikili ilişkilerinin oldu, mesai arkadaşlarımın, o dönemde asistanlık yapan öğrencilerimin ve Bakanlık döneminde birçok Profesör ile yakınlığımın olması gayet doğal" diyerek raporda kimin kastedildiğini bilmediğini söyledi.
Bu sefer de Sayın Bakan, söz konusu şirket ile ilgili hazırlanan Rekabet Kurulu raporunu bana gönderdi.
Raporu inceledim.
Ama şimdi burada bir virgül koyalım ve bahse konu şirket kim onu anlatalım...
Fresenius Medikal Hizmetler A.Ş.''nin internet sitesinde verilen bilgilere göre Fresenius Medical Care Türkiye, 1996 yılından itibaren Türkiye''de faaliyetlerini yüzde yüz yabancı sermayeli olarak sürdürüyor. 21 şehirde 44 diyaliz merkezi, 4 ecza deposu, 4 bölge satış ofisi, 2 üretim tesisinden oluşan hizmet ağında, 1418 çalışanı ile Türkiye''de, diyaliz sektöründe lider konumda olduklarını iddia ediyor.
2009 yılı Sağlık Bakanlığı Rekabet Kurulu raporunda yer alan bilgilere göre Fresenius Almanya merkezli Fresenius Medical Care (FMC), dünyanın 150''den fazla ülkesinde faaliyet gösteren diyaliz cihaz ve sarf malzemeleri üreticisi ve diyaliz hizmeti tedarikçisi. FMC''nin yüzde 50 oranındaki hissesi bir vakfın yönetiminde diğer yüzde 50''lik 260 hissesi ise halka arz edilmiş.
1981 yılında kurulan ve 1989 yılında Fresenius''un Türkiye temsilcisi olan Ece Uluslararası Ticaret A.Ş. unvanlı şirket, 1996 yılında FMC tarafından satın alınmış ve şirket Fresenius Medikal Hizmetler A.Ş. adıyla faaliyet göstermeye başlamış.
Raporda yer almayan başka firmalar da var tabii. Mesela Fresenius Kabi İlaç Sanayii, Fresenius Nefroloji Hizmetleri A.Ş., Fresenius Sağlık Hizmetleri bu şirketlerden bazıları...
Fresenius Ecza Deposu''nun sahibi olarak 18 Kasım 2019 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi''ne göre Mustafa Kaleli ve Mohamed Arslan gözüküyor.
Fresenius Kabi İlaç şirketinin sahibi ise Fresenıus Kabı Deutschland GMBH ve Fresenıus Kabı AG olarak gözüküyor.
Fresenius Sağlık Hizmetleri adlı firmanın yönetim kurulu başkanı 18 Aralık 2018 tarihli Sicil Gazetesi''ne göre Agah İbrahim Kösecioğlu ve yardımcısı Dilek Tıkız Türköz gözükmektedir.
Peki, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ''ın belirttiği Rekabet Kurulu raporunda bu firma hakkında neler var dersiniz?
Aslında bu raporda 18 firma hakkında tespitler var.
Bu firmalardan birisi de Fresenius Medikal Hizmetler A.Ş.
Dosya konusu şöyle: Diyaliz cihazı ve diyaliz sarf malzemeleri pazarlarında 100 faaliyet gösteren bazı teşebbüslerin anlaşma yapmak suretiyle 4054 sayılı Kanun''u ihlal ettikleri iddiası.
Raporda, FMC''nin, Yetkili Teknik Servisler (YTS) ile yapmış olduğu Hemodiyaliz Sistemleri YTS Sözleşmesi''nin 2.12 maddesinde; "Garanti süresi veya servis sözleşmesi süresi sona ermiş müşteriler için servis bedeli 70 Euro''dur" hükmü yer almasına rağmen, devlet hastanelerinin tamamına yakını ile bu fiyatın çok üzerinde bir fiyatta anlaşılmış.
Aynı başvuru sahibi tarafından gönderilen dilekçede bu hususlara ek olarak;
-Cihaz satış ihalelerinde firmaların birbirleriyle anlaşarak, ihalenin mutabık kalınan firmada kalmasını sağladıkları,
-Fresenius YTS''lerinin hemodiyaliz cihazları bakım hizmetlerine ilişkin fiyatlarının ilden ile kayda değer oranda değiştiği belirlenmiş.
Fresenius''un YTS''lere belirli bölgeler verdiği, müşteri memnun olmasa bile başka bir YTS ile anlaşamadığı, hatta diğer YTS''lerin cihazlar için yedek parça bile tedarik edemediği görülmüş.
Kendi YTS''leriyle anlaşması olmayan devlet ve üniversite hastaneleri ile özel diyaliz merkezlerine yedek parça satışının daha yüksek fiyattan gerçekleştirildiği, özel olarak talep edilmedikçe yedek parça fiyat listesinin müşteriye verilmediği, yedek parça tedarikinin de mümkün olduğunca geciktirildiği iddia edilmekte.
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından gönderilen yazıda kendilerine intikal ettirilen dilekçede yer alan iddiaların değerlendirilmesinin uygun olacağının düşünüldüğü ifade edilmiş.
Dilekçede neler yok ki...
Özetle verecek olursam; İhaleler paylaşılmış, devleti ihalelerde yüzde 50 zarara uğratarak alımlar yapılmış, rüşvet mailleri atılmış, ihaleler paylaşılmış.
Skandallarla dolu ayrıntıları da bir sonraki yazımda kamuoyuna açıklayacağım.