Davut koridoru kime karşı...
İsrail ordu radyosu, Gazze Şeridi'ne yönelik "kara savaşını ertelemeye" karar verildiğini duyurdu.
Duyuruda, "ABD, İran'ın bölgedeki güçlerine yönelik saldırılarının artması endişesiyle kara manevrasına hazırlık olarak Orta Doğu'ya takviye Amerikan kuvvetleri göndermeyi planladığını İsrail'e bildirdi." ifadesi kullanıldı.
Haberde, tahminlere göre takviye ABD güçleri gönderilene kadar beklenmesi ve kara harekâtının ertelenmesi konusunda mutabık kalındığı kaydedildi.
İsrailli yetkililerin, operasyonun ertelenmesinin tek nedeninin bu olmadığını belirttikleri aktarılırken, askerî güçlerin operasyonel hazırlığının arttırılması, Hamas'ın elindeki esirler meselesine çözüm bulunması ve ek serbest bırakma anlaşmalarının uygulanma olasılığı gibi başka nedenlerin de olduğuna işaret edildi.
***
Bu duruma göre, ABD’nin İsrail’i korumak dışında bu savaştaki hedefinin ne olduğunu görmek gerekir.
Aydınlık gazetesi istihbarat şefi Tevfik Kadan’a ve daha birçok kişiye göre ABD’nin “B”planı, “Davut Koridoru” denilen, İsrail'i Suriye üzerinden Irak'ın kuzeyine bağlayan koridoru açmak, böylece sözde Kürdistan'ı denize bağlamak...
Kadan, “Son zamanlarda buna uygun adımlar atıyorlar. Mesela ABD, Suriye'deki vekil gücü terör örgütü PYD/YPG'den ilginç şekilde Deyrezor'un güneyine inmesini istedi. Bunun yanında Ürdün, Irak, Suriye üçgeninde bulunan Tanf Üssü'nde yeni bir askerî güç oluşturuldu, bu örgüt de terör örgütü PKK/PYD ile ilişkilendirildi.
Şimdilerde ise İsrail'in Filistin'deki harekâtını Suriye'ye genişletebileceği değerlendiriliyor. Böyle bir durumda hedef Golan Tepeleri, Tanf Üssü ve Deyrezor arasındaki bölgelerde konuşlu Suriye-İran güçlerini etkisiz hale getirmek olacaktır.” diyor.
***
Öyleyse ABD, bu savaşta kimi hedef almış olacak? Uçak gemileri, Doğu Akdeniz’e Hamas için gelmedi herhalde...
Biz “ABD ve İngiltere’nin uçak gemileri, Türkiye için Doğu Akdeniz’e getirilmiştir; Hamas için değil... Tabii bu uçak gemileri, Hamas için fazladır ama Türkiye için az gelir.” diyorduk ya, işte ilk hedefleri ortaya çıkmaya başladı. Türk SİHA’sını düşürmeleri de bu yönde bir işaretti...
Peki ne olacak? Türkiye, PKK/YPG’nin Hatay’ın güneyinden denize ulaşmasını önledi ama Suriye’nin kuzeyindeki son operasyonu devam ettiremedi...
“Türkiye, PKK/YPG’yi bölgeden temizlemeli” deniliyor ama ABD engel oluyor. İsrail-Hamas savaşının ABD-Türkiye savaşına dönüşmesi mümkün...
***
Almanya’nın eski Maliye Bakanı ve Sosyal Demokrat Parti’nin eski başkanı Oskar Lafontaine, İsviçre’nin etkili dergilerinden Weltwoche’de yazdığı yazıda “Almanya’nın esas ortağı Rusya, Amerika değil. Hükûmet ne zaman bunun farkına varacak?” dedi.
Harici.com.tr için Gülçin Akkoç’un çevirisini yaptığı yazıda Lafontaine, özetle şöyle dedi:
“Alman hükûmeti kendi çıkarlarını gözetmeden ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırım politikasına itaatkâr şekilde uydu. Yıkılan Rusya olmadı, onun yerine Alman sanayisi ciddi zarar gördü ve görmeye devam ediyor. Eğer uluslararası rekabette ayakta kalmak istiyorsa, Rusya’dan uygun fiyatlı enerji ve ucuz ham madde almalıyız.
Charles de Gaulle ‘devletlerin dostları yoktur, çıkarları vardır’ demiştir. Almanya ve ABD pek çok açıdan çatışan çıkarlara sahipken, Almanya ve Rusya ise pek çok ortak çıkara sahiptir.
Artık Avrupalıların dünya barışı için en büyük tehdidin Rusya ya da Çin değil, ABD olduğunu fark etmelerinin zamanı gelmiştir. Washington değil, ama Moskova Avrupa’nın bir şehridir.”
***
Türkiye’nin de ABD ile ilişkiler konusunda aklını başına toplaması, bu arada Davut koridoru projesini bozması gerekiyor. Bu proje, Türkiye’yi enerji koridoru olmaktan çıkarır...
Türkiye kendi vatanına yönelik tehditleri ortadan kaldıracak çözümleri üretecek birikime sahiptir. Yeter ki, iktidar bu yönde hareket etsin...