Cumhuriyet’in kadınları
Cumhuriyet’in 100. yılında Türk kadınını; tarihteki yeri ve var olan nitelikleriyle anmayı görev bilen Hatice Bahtiyar ve Esra Alkan, editörlüğünü yaptıkları, “100 Kadın Kaleminden 100 Öncü Kadın” adlı çalışmalarını okurla buluşturdu. Erkeklerin egemen olduğu bir zamanda bir ilki başararak kendisini kanıtlamış kadınların yanında, yetenekleri ve ağırlığıyla kadınların neler başarabileceğini ve neler yapmaya muktedir olduğunu da ortaya koyan çalışma hakkında editörleri şu bilgilendirmeyi yapıyor:
“Her bir hayat öyküsü, aynı zamanda kadına karşı da bir saygı ve muhabbet uyandıracak derecede değerlidir. Okur, bu kadınların sayısının artmasının ülke açısından da ne kadar yararlı olacağını keşfedecek ve kadını karşı bir cins olarak değil; bu toplumun ferdi bir Türk olarak görecek ve ona saygı duyacaktır. Bilhassa Tanzimat’tan sonra öne çıkan atmosferi keşfettiğiniz zaman; bilgisi görgüsü, düşünceleri, karakterleri ve duruşlarıyla oldukça kültürlü ve entelektüel birçok kadınla karşılaşırsınız. Birçoğu dört beş yabancı dil bilen, yurt dışı deneyimi olan, kitapları ve yazılarıyla hayranlık uyandıran bu kişiler, her zaman için anılmaya layık; gençlerimize rol model olan kadınlardır. Cumhuriyet döneminde daha geniş bir özgürlük alanı bulan Türk kadını, bugün daha geniş bir yelpazede başarılarına devam etmektedir. Bu kitap, sırf kadınlara rol model oluşturmak için değil; hepimiz için örnek olacak isimleri tercih ederek hazırlanmıştır. 100 Türk kadınını seçerken Tanzimat’tan başlayarak daha çok aydın bir kimliğe sahip; edebiyat, sanat, kültür alanlarında öne çıkan kişiler tercih edilmiş, günümüzden de birkaç isme yer verilmiştir. 100 öncü kadını ele alan kitapta, madde yazarı olarak da akademik camiadan alanında uzman kadınlar tercih edilmiştir.”
Toplumsal Dönüşüm Yayınları
Tel: (0507) 217 47 67
Muasırlaşma yolunda…
Tanzimat ve II. Meşrutiyet döneminde başlayan modernleşme akımının Cumhuriyet döneminde ete kemiğe büründüğünün altını çizen Doç. Dr. Beral Alacı, bu inkılaplar çağının mühim başlıklarından birinin de kadın olduğuna dikkat çekiyor. Türk kadınının hak arayış serüveni Cumhuriyet döneminde kendisine nasıl bir yer bulmuştur, bu arayışın filizlenmesi ve geliştirilmesi aşamasındaki dinamikler nelerdir, edinilen haklar layıkıyla kullanılmış mıdır soruları üzerinden yola çıkan Doç. Dr. Beral Alacı’nın hazırladığı “Cumhuriyet ve Kadın” adlı çalışmasıyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
Konu; kadının siyasi, hukuki ve toplumsal kazanımları üzerinden ele alınmıştır. Tanzimat döneminden itibaren dile getirilmeye başlanan “kadın” konusu, Millî Mücadele döneminde kadınların gösterdiği büyük çaba ile farklı bir noktaya taşınır. Savaşta gösterilen büyük kahramanlıklar Cumhuriyetin ilanı ile birlikte siyasi, hukuki haklarla kuşatılan eğitim ile yüceltilen kadınlar için bir başlangıç noktası olur. Muasırlaşma hedefine doğru atılan her adımda kadınların toplum içindeki variyetinin yüceltilmesi için çalışılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk tarafından savaşın bitimi ile birlikte dile getirilmeye başlanan kadın devrimi Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri olur.”
Kitabın ana omurgasını oluşturan üç ana konu başlığı şunlar:
*Cumhuriyet’e giden yol ve savaş sonrası gelişen kadın söylemi.
*Atatürk döneminde kadınlara verilen haklar.
*Cumhuriyet kadınları.
Ötüken Neşriyat
Tel: (0212) 251 03 50
Farklı bir ilim adamı
Editörlüğünü Ümral Deveci ve Şerife Yalçınkaya’nın yaptığı “Hayatı Sanat Olarak Yaşamak” adlı kitap değerli ilim adamı Prof. Dr. Namık Açıkgöz adına hazırlanmış. Kitap; arkadaşlarının, meslektaşlarının ve öğrencilerinin Cumhuriyetimizin 100. Yılına rastlayan emekliliğinde Prof. Dr. Namık Açıkgöz’e armağanı.
Orta Çağların hemen her konuda bilgi sahibi âlim tipi, zamanımızda yerini alanında uzmanlaşan akademisyen tipine bırakmıştır. Bir alanda ihtisas sahibi olurken, çalışılan konuya derinlemesine emek ve zaman sarf edilirken aksi çok da kolay değildir. Bununla birlikte Türk akademisinde bu zorlukları aşmış bazı isimler vardır. Prof. Dr. Namık Açıkgöz, hat sanatından, tezhipten, müzikten, resimden, mimarîden anlayan, tabiatı çiçeğinden böceğine tanıyan, hemen her bilim dalında temel bilgiye sahip ve alanında ihtisas sahibi olabilmiş böyle az sayıda kişiden biridir. Bu armağan kitap, adını Namık Hocamızın kendisine en çok yakıştığını düşündüğümüz “Hayatı Sanat Olarak Yaşamak” tanımından almaktadır. Namık Hoca hayatı sanat olarak yaşar. Aşkla bağlı olduğu alanında çalışırken insanı, doğayı, sanatı ötelemez. Şiirler, hikâyeler, gazete yazıları yazar, türkü söyler, zeybek oynar, güzel desenler karalar, ezberinde sayısız şiir vardır.
POST Yayınevi
Tel: (0212) 512 70 20