Cumhuriyeti vurmaya devam!
Belediyelerle dağ arasındaki ilişkide en çarpıcı suçüstü olduğu için o örneği hatırlatalım: Teröristlerin dağdaki kampına Şırnak Belediyesi’nden günlük yemek ve meyve götüren kamyonet uçuruma yuvarlanınca Türkiye bu şerefsizliği duymuştu…
Devlete ve millete kurşun sıkanlar, devletin ve milletin parasıyla kamplarda besleniyordu!.. Terörizmle iç içe geçmiş belediyelere kayyum atanmasına -sözde demokrasi adına- karşı çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sormak lâzım: Bu alçaklığa dünyanın neresinde hangi devlet izin verir? Siz iktidar olduğunuzda izin mi vereceksiniz yoksa?
Talimatları dağdan alacaksınız, PKK’lı teröristlerin yakınlarını belediyelerde işe koyacaksınız, öldürülen teröristlerin kimi yakınlarına ‘şehit yakını’ diye yardım fonları oluşturacaksınız, şehirlerdeki ihale düzenini PKK’nın kontrolüne bırakıp terör örgütünü malî anlamda destekleyeceksiniz, belediyeleri propaganda ve eğitim üssüne çevireceksiniz, terörist heykelleri dikeceksiniz ama devlet size dokunmayacak!..
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e göre bu kahpeliğe dokunduğunuzda ‘Türkler eşit ama Kürtler daha az eşit’ oluyor!.. Kürtlerle HEDEP’i daha doğrusu PKK’yı eşitlemek ve terör örgütünü bütün Kürtlerin temsilcisi yerine koymak, zaten başlı başına facia…
***
Özel’in derdine bakın: Osmaniye, Rize, Manisa’ya dokunulmuyormuş da Kürtlerin seçtiği belediyelere dokunuluyormuş… ‘Terörizme kaynak yaratmak ve terörizmin emrinde davranmak’ suçunu Osmaniye Belediyesi de Rize Belediyesi de işlese aynı yaptırım uygulanır… Bunun Türklükle Kürtlükle ne ilgisi var?
Göreve geldiği günden bu yana ‘etnik okşayıcılık’ yaparak PKK’nın kontrol ettiği oy havzasını müttefik kılmak isteyen ve ideolojik olarak da HEDEP’le ‘akraba’ duran Özel’in bu siyasetini anlamak için, Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko’nun, katıldığı canlı yayında söylediklerine bir bakalım: “HDP bizim içimizden olan bir parti. Biz yerel yönetimleri HDP’yle birlikte yönetiriz diyorsak görüşmemiz lâzım. Bizim HDP’yle birlikte özgürce hareket etme yeteneğimiz var…”
***
CHP, Özgür Özel’i genel başkanlığa oturtan ‘İstanbul iradesi’yle planlı bir yolculuğa çıkarıldı… “Cumhuriyeti ‘kuran’ parti, cumhuriyeti ‘vuran’ partiye dönüşüyor” derken kastettiğimiz buydu…
Önümüzdeki seçimler, bu yüzden sadece ‘yerel seçim’ değil, ‘2028’in altyapı seçimleri’… Türkiye’nin 2015’te ağır bedeller ödeyerek terk ettiği o lanetli ‘çözüm süreci’ alanının yeniden inşası için yeni aktörler hazırlanıyor… CHP-HEDEP ilişkisini bu yönüyle okumak gerekiyor… Parti içindeki ‘nöbetçi HEDEP’liler’in şimdi çok daha cesur şekilde konuşmaya başlamaları tesadüf değil…
O yüzden şaşırmayalım artık… Devlete ‘işgalci’ diyenlerin elinin öpülmesine… Teröriste selâm salınmasına… ‘Türkler eşit, Kürtler daha az eşit’ saçmalığına… Dağa hizmet eden belediyeleri savunma aşkına… CHP milletvekilinin bebek katilini övdüğü paylaşımları kaldırmamasına… Bir başka CHP milletvekilinin Türk ordusuna sürekli iftira atmasına… “HDP, bizim içimizde olan bir parti” itirafına…
***
Önümüzdeki seçimlerde, 2028 seçimlerinin ayak sesini duyacağız… PKK’nın sivil uzantısı ile CHP’nin stratejik bir iş birliğine girdiğine şahit olacağız… Muhtemelen büyükşehirlerin özel durumlarına göre özel strateji de geliştirecekler…
Bazı büyükşehirlerde iş birliği açıktan yapılabileceği gibi bazı büyükşehirlerde HEDEP’in aday çıkarmayıp CHP adayını desteklemek veya aday çıkarmış gibi yapıp esas hedefe yönelmek gibi taktikleri bekleniyor… Özellikle milliyetçi özelliği daha fazla bilinen büyükşehirlerde, seçmeni ürkütmeden amaca yürümek gibi…
Sağ kökenli CHP adaylarının da bu anlamda ‘kullanışlı’ olması gerekiyor… CHP’yi yöneten irade, hızla bölücülüğün yörüngesinde, devlete ve onun kurumlarına saldırırken ‘çaktırmadan’ susması, koltuk uğruna sessiz kalıp bir anlamda onaylaması gibi…
2028’de aktörler kimler olacak bilemeyiz ama o seçimin, çok net bir şekilde ‘millî’ ile ‘küresel’ arasında geçeceğini, 31 Mart’taki seçimlerin, 2028 seçimlerinin ilk turu olacağını öngörebiliriz…