Çözüm, AKP, CHP, MHP, TSK ve nihayet MGK'da aranmalı!

-Türkiye’nin yörüngesini kaybetmesinden hep AKP’yi sorumlu tutuyoruz. Fakat “BOP eş başkanıyım” diyen Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı önündeki engelleri Deniz Baykal; Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı önündeki engelleri Devlet Bahçeli kaldırmıştır.
-Teslimiyet yasaları dediğimiz AB’ye uyum yasalarını, DSP, MHP, ANAP hükümeti çıkarmaya başlamış, “ulusal program” da orta vadeli hedef olarak gösterdikleri geri kalan yasaları da CHP desteği ile AKP tamamlamıştır. Yani aslında bu partilerin söylemde değilse de eylemde birbirinden pek bir farkı yoktur.
-Dağlıca baskını ile başlayan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Irak’a çekerek, sivil halkla karşı karşıya getirmek tuzağı ile içerdeki isyan teşebbüsleri atbaşı gitmiştir.
-Bölücüler, içeride artık Kuran’ı, türbanı, camileri, hocaları ve cemaatleri kullanmaya başlamıştır.
-Amerikalılar, NATO toplantısında albay düzeyinde, bölünmüş Türkiye haritası göstermekle başladı, çuvalcı generalleri, oramiralleri ve eski CIA Başkanı Milli Savunma Bakanı Robert Gates düzeyinde “PKK ile masaya oturun” yolundaki sözler ile devam etti. Bütün bunlar, Amerikan stratejisinin taktikleridir.
-Ertuğrul Özkök’ün “eyaleti, federasyonu tartışalım” sözlerinin zamanlaması önemlidir.
-Medyada sinsi bir siyasi çözüm kampanyası başlatılmıştır. İstenen, çözüm değil Özcan Yeniçeri’nin dediği gibi “siyasi çözülme” dir.
-TSK’nın elektronik istihbarat komutanı ve önemli bir savcının telefonları dinlenebilmiştir. Milli direnç gösteren aydınların, gazetecilerin telefonları 24 saat dinlenmektedir.
-Halkı birbirine düşürmekte olan türban tartışması da sınır ötesi operasyonla eş zamanlı olarak Başbakan tarafından başlatılmıştır. Anayasa tartışması ABD’de yapılmıştır!
-Dünyadaki ekonomik kriz, Türkiye’ye yansımaya başlamıştır.
-Bütün stratejik kuruluşları, bu arada ülkenin sinir sistemi olan Telekom’u bile satılmış bir Türkiye manzarası vardır.

***

-Başbakan “Tüm bu açıklamaların dışında kimse bizi ABD’den talimat alan olarak değerlendiremez. Biz de siyaset elbisesini çıkartırız. Bu kadar iddialı konuşuyorum. İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir” diyor.
-Erdoğan’a 2001 yılında, New York’tan CFR kaynaklı bir lobi kuruluşundan 2 Temmuz tarihli 3,5 sayfalık bir belge gönderildi. Belgede “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” deniliyordu.
Bu memorandum, AKP Programı’na hemen hemen aynı ifadelerle geçirildi. Bu yeterli bir ispat değil midir?
-Küresel Haçlı Seferi kitabımda belgenin orijinali ile AKP programının kıyaslanması vardır. Zaten AKP’nin bütün uygulamaları yerel yönetimlere otonomi vermek yolundadır.
-2003 yılının Eylül ayı başında ABD’nin İstinye’deki başkonsolosluğunda, isimleri belli 10 gazeteciye, bir Türk tarihçi tarafından “Yeni Osmanlıcılık” semineri verildi! Şimdi basında sinsice propaganda edilen düşünce budur. Osmanlıcılık dedikleri, Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türk halkına yutturulmasıdır.

***

-Çözüm yine siyasettedir. Fakat bugünkü siyasi yapıdan çözüm beklenemez. Dolayısıyla siyasetin temizlenmesi gerekir.
-Kim temizleyecek siyaseti? AKP’nin kirlenen siyasetini AKP’liler, CHP’nin kirlenen siyasetini CHP’liler ve MHP’nin kirlenen siyasetini MHP’liler temizlemek zorundadır. Eğer bu partiler temizlenmez diyorlarsa o zaman yeni ve milli bir siyasi oluşum şarttır.
Milli Güvenlik Kurulu’na katılan komutanlar ve MİT Müsteşarı da artık AB politikaları doğrultusunda değil Atatürk’ün milli politikaları ve Cumhuriyetin kuruluş felsefesi doğrultusunda tavır koymak zorundadır.

Yazarın Diğer Yazıları