Çok daha geç olmadan!..
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, yaşadığı bölgedeki iklim değişiklikleri dolayısıyla başka ülkelere göç etmek mecburiyetinde kalanlara iltica hakkı verilmesini kabul etmesi, büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğunun göstergesiydi aslında…
Çünkü dünyada çok büyük değişimler yaşanıyor… Bu değişimlere hazırlıklı olanların daha dirençli olacağı günlere doğru ilerliyoruz… Tehlike kapıya dayandığında uyananlar, başkalarına muhtaç olacaklar… Dünden ve bugünden öngörenler ise felaketi daha az hasarla atlatmayı başaracaklar…
Kışın ortasındayız… Yurdun hemen hemen hiçbir yerinde kar yok… Yer altı su kaynakları beslenemiyor… Dereler tamamen küçülmüş durumda… Bazı bölgelerde bitkiler Ocak ayında yeşermeye başlayacak gibi…
Türkiye, son 60 yılda toplamı 3 Van Gölü büyüklüğü eden küçük küçük gölleri tamamen kaybetmiş… Böyle gitmesi durumunda, meselâ Ankara'nın sembollerinden olan Mogan Gölü'nün 20 yıl sonra ortadan kaybolacağı öngörülüyor…
***
Yaklaşan tehlikenin çarpıcılığını Zürih'teki ETH adlı üniversitenin raporu ortaya koymuştu…
Dünya genelinde 520 şehrin incelendiği bu çalışmaya göre, hava sıcaklık ortalamaları değişecek, İstanbul Roma'ya, İzmir Adana'ya, Ankara ise Taşkent'e benzeyecek…
Söz konusu haberden aktararak devam edelim: "Crowther Laboratuarı'nda yapılan, küresel sıcaklıklardaki 2 derecelik artışın dünyadaki kentlere nasıl etkileyeceğine yönelik araştırmaya bakılırsa 30 yıl içinde Bursa'nın havası Adana'ya, Gaziantep'inki Erbil'e, Adana'nınki ise Lefkoşa'ye benzeyecek.
Londra'nın bugünkü Barcelona kadar sıcak olabileceği, Rio de Jenairo'da Havana gibi hissedilebileceği, Moskova'daki havanın ise Sofya'yla kıyaslanabileceği belirtiliyor.
Avrupa çapında, yaz mevsimi şimdikinden ortalama 3,5 derece, kışlar ise yine şimdikinden 4,7 derece daha sıcak olacak…"
***
Uzmanlara göre, insanlık tarihinde görülmemiş iklim değişiklikleri yaşanacak ve büyük ölçekte göçler yaşanacak…
Avrupa'daki çalışmaların bazılarından bahsetmiştik: İngiltere 2040 yılından itibaren dizel ve benzinli araçların satışını yasaklıyor... Bu konuda hazırlık çalışmaları yapılması için fona ayrılan para 3.9 milyar dolar...
Petrol zengini Norveç'te partiler, petrol ürünleriyle çalışan otomobillerin 2025'ten sonra satışının yasaklanması konusunda görüş birliğine vardılar... Bu yasağın gemi, feribot, uçak ve TIR'larda 2030'dan itibaren başlaması öngörülüyor...
Alman hükûmeti ise 2030 yılını seçti ve bu tarihten itibaren benzinle çalışan otomobil imalatına izin verilmeyeceğini açıkladı...
İsveç de benzer hazırlıklar içinde ve muhtemelen hibrit, elektrikli, hidrojen veya biyogazla çalışan motor üzerine çalışmalar bütün Avrupa'ya yayılacak... Devlet teşvikleri başladı bile...
***
Farklı bir dünyaya doğru ilerliyoruz… Coğrafyamızda yaşanan savaşlar, iç karışıklıklar, mezhep gerginlikler ve fakirlik gibi gerekçeler büyük nüfus hareketliliğine yol açarken, Türkiye bundan en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor... Görünen o ki, devleti yönetenler 50 yıllık 100 yıllık planlar yapamazsa olumsuz gelişmelerden çok daha fazla etkileneceğiz...
Hep tehlikenin burçlarına nöbetçi lâzımken hatırlanan milliyetçiliğimiz tam da burada işe soyunmalı… Ayağa kaldıracak, tedbir alacak, tedbir aldıracak, baskı grubu olacak… Hem insanlığın hem de millî varlığımızın fizikî rahmi olan toprağı, havayı, suyu dert edecek, dert ettirecek… Ufkunu, hamaset ve sloganın ötesine taşıyacak… Üzerinde adâleti hâkim kılmak için mücadele verdiği toprağı ve diğerlerini milliyetçiliğinin âb-ı hayatı hâline getirecek…