Futbolunda görünen ve görünmeyen gerçekleri vardır.
İnsanlar, tarafsız düşünen taraftarlar! Futbol izleyicileri, futbolda saha içindeki ve dışındakileri görünce artık lige olan inançlarını kaybetmiş gibiler! Tribünlerde gittikçe azalıyorlar, bilmem farkında mısınız?
Sadece şampiyonluk yarışındakilerin tribünleri full.
Ülke siyaseti elini futboldan çekmedikçe, bu tribünlerdeki izleyici sayısının, bu akşam Çaykur Didi Stadyumu’ndaki gibi hızla azalıp yok olduğunu görmeye devam edecekler.
O yüzden diyoruz ki; siyaset çek ellerini Türk futbolundan ve transferlerinden! Size ne? Siz bakın ülkenin sıkıntılarına, onları çözün!
Zaten uzun zaman sonra mayın tarlasının üzerinde bir ‘Süper Lig’ izliyoruz! Vitesi boşa atan kendini maç ortasında ya da bitiminde sahanın içinde buluyor. Burası Süper Amatör Küme mi ya? Patagonya mı burası?
*
Maça gelince; ev sahibi Çaykur Rizespor, bu akşam küme potasındaki İstanbul ekibi Pendikspor’u misafir etti.
Emirhan’ın cezalı olduğu Atmacalarda, iki sakat, dört oyuncu da statü gereği kadrosunda yoktu.
Siltaş Yapı Pendikspor’da ise genç santraforları Erencan Yardımcı dahil, 8 oyuncusu sakat olduğu için, bu maçın kadrosunda olmayanlardı.
Oyunun başlarında kontra bir topla Halil ile öne geçen konuk ekip, galibiyetini sadece 8 dakika koruyabildi. 17. dakikada kırmızı-beyazlıların, becerip defans bloklarından bir türlü uzaklaştırmadığı topu Arjantinli Gaich, araya girdi kaptı altı pasın içine girerek skora dengeyi getirdi.
İstanbul ekibi, o kadar oyuncu eksiğine rağmen, Portekizli teknik adam Ivo Vieira’nın haddini bilmesi ile sahada sergilettiği mantalite, bana göre ilk 40 dakikada uyum sağladı.
1-1’den sonra oyunu tamamen konuk ekibin alanına yıkan yeşil-mavililer, ilk yarı biterken Benhur’un akıl dolu aşırtma vuruşuyla takımını 2-1 öne geçirirken, Benhur ligdeki 4’ ncü golüne de imza attı.
Hafta içi bu saatte takımlarını yalnız bırakmayan, az sayıda da olsa tribünlere gelen Karadeniz temsilcisinin 2 bin küsur taraftarına bir alkış almam lazım. Aidiyet duygularından ötürü bunu hak ettiler. Bunu hak eden biri daha vardı stadyumda... Misafir tribündeki kırımızı-beyazlı boyunbağını alıp gelmiş olan Pendikspor’un tek taraftarı. Bir başına takımını destekledi. ‘’Son Samuray’’ gibi! Onu da ayrı bir alkışlamak lazım 12. adam olarak!
İlk yarı böyle bitecek diye beklerken; İlhan Palut’un ekibi rakibinin üzerine gitmeyi ısrarla bırakmayınca, Bosnalı Varesanovıc gelen kenar ortaya, sol ayak içi ile beynini buluşturduğu vuruş, Rizespor’u soyunma odasına iki farkla önde gönderdi.
*
İkinci yarıya mağlubiyeti kabul etmiş havasında bir görüntüyle sahaya çıkan Pendik ekibi, Gaich ve Bosnalı Varesanovıc’ın 2. gollerine çare bulmayınca bir anda oyun 5-1 oldu. Bu sezon ilk kez bir maçta 5 golü bulan yeşil-mavililer, bu galibiyetle tırmanışına devam ederken, tribünlere gelmeyen taraftarlarına da ciddi bir mesaj yollamıştır sanırım!
Karşılaşmanın üçte birlik son bölümüne girildiğinde, zaten eksik kadroyla Rize’ye gelen İstanbul temsilcisi, Brezilyalı Welinton’un ikinci sarıdan kırmızı kartla dışarı atılmasıyla 10 kişi kalarak tam çöktü.
Kanatları kırılan bir kuş gibi çareyi farkı açtırmamakta bulan Pendikspor, üst üste 4’ ncü yenilgisini alırken bile, oyunu çirkinleştirmeden orta hakem Direnç Tosunoğlu’nun bitiş düdüğünü, dört gözle çaresizce bekledi.
Maçın bitimindeki uzatma dakikalarında orta hakem Direnç’in, Pendikspor lehine verdiği gereksiz penaltı hediyesine gerek yoktu be! Güzellik olsun diye penaltı verilmez Tosunoğlu!
Paraguaylı Oscar Romero’nun atışına, kaleci Kaptan Tarık zaten izin vermedi, atışı alt köşeden çıkardı.
Maçı kaybedince hedefi başka yere işaret eden Emre Belözoğlu gibi teknik direktörlerden hoşlanmam. Yenildinse yenildin. Adam gibi çıkar mağlubiyeti kabul edersin. Teknik adamlık "Bardakları gözyaşı " doldurmaktan ‘’ Mendilleri ıslatmaktan’’ ibaret değildir.
Kim gibi? Portekizli Ivo Vieira gibi! ‘’Etim budum bu!’’ dedi, köşesine çekildi oturdu.
Ne de olsa Avrupalı dimi?
