Cargill'ini bilmeyen atasını ne bilir!

Cargill Gıda Türkiye Murahhas Azası Mustafa Sayınataç, gazetecilere verdikleri yemekte, Cargill’i sorgulayanların, kendisine “Cargill kimdir? Neyi hedefliyor?” sorusunu sormadığını öne sürerek, şöyle dedi:
“Cargill, Türkiye’ye inanarak geldi, inanarak hizmetini sürdürüyor. Cargill Türkiye’ye inancını sürdürecektir. Cargill’i hedef alınca Cargill çalışanlarını, Cargill müşterilerini, Cargill tedarikçilerini hedef alıyorsunuz, Cargill’e ürettiği mısırı satan çiftçileri hedef alıyorsunuz. Dolayısıyla Cargill’e karşı olmak demek, bize, size hepimize karşı olmak anlamına gelir.”
Desenize Cargill’e karşı olmak vatana ihanettir!
Hatta Cargill’e karşı olan atasını ne bilir!
Şair diyor ki;
“Bayrakları bayrak yapan Amerikan şirketleridir!
Toprak Amerikalılara terk edilmişse vatandır!”

* * *

Mustafa Sayınataç, Cargill’in Türkiye’deki nüfusunun yanında nüfuzunun ne olduğunu da açıklasa iyi ederdi.
2001 yılında yürürlüğe giren Endüstri Bölgeleri Yasası kapsamında Cargill, Türkiye’nin, Orhangazi Tesisi’nin kurulu bulunduğu arazinin “Özel Endüstri Bölgesi” olması için başvuru yaptı. Söz konusu arazi, Bakanlar Kurulu Kararıyla 5 Temmuz 2005 tarihinde Özel Endüstri Bölgesi ilan edildi. Kararın iptali için Bursa Barosu öncülüğünde Bursa Meslek Odaları tarafından Danıştay 10. Daire’de dava açıldı.
19 Ocak 2001 tarihinde Başbakan Bülent Ecevit, ABD Başkanı George Bush ile görüşürken ABD Ticaret Bakanı Donald Evans, Cargill’in sıkıntılarının kaldırılmasını istedi. Firmayı yine ABD Başkanı’nın ricasıyla koruma altında tutan ilk şahıs, Başbakanlığı döneminde Turgut Özal idi.
Sonradan, ABD Başkanı George W. Bush’un Başbakan Tayyip Erdoğan’dan talepte bulunması ile Cargill Fabrikası’nın bulunduğu alan Bakanlar Kurulu Kararıyla 5 Temmuz 2005 tarihinde “özel endüstri bölgesi” ilan edildi.
Bush, Erdoğan’a mektup da göndererek Şeker Kanunu’nda yüzde 10 olan glikoz kotasının artırılmasını istemişti. Erdoğan da hemen kotayı yükselten bir tasarı hazırlatarak ABD gezisi öncesinde Bakanlar Kurulu’nun imzasına açmıştı. (Güler Kömürcü, Akşam, 30 Ocak 2004)
Bu talepten sonra glikoz kotası yüzde 15’e yükseltilmişti.
Demek ki her şey vatan için değil, Cargill
içinmiş!
Cargill tarafından, Cargill’e göre, Cargill için!
Biz bilmiyorduk; affedersiniz!


* * *


Cargill, Amerika’dan genleriyle oynanmış tohumlar kullanılarak üretilen mısırı ithal etti ve Türkiye’deki nişasta bazlı tatlandırıcı fabrikaları bu mısırı kullanarak tatlandırıcı üretti. Onu da asitli içeceklerin içine şeker niyetine karıştırdılar, baklavada kullanıldı, meyve suyu üretiminde ya da çikolata şekerleme içine katıldı!
Gazeteci-yazar Emin Çölaşan, aleyhte Danıştay kararı bulunmasına rağmen ABD siyasetinde etkili Cargill firmasının Bursa Orhangazi’de, birinci sınıf tarım arazisinde fabrika yapabilmesi için hükümetin Toprak Kanunu’nda değişiklik yapmaya karar verdiğini ortaya çıkarmıştı.
Çölaşan, konuyu Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mustafa Çetin tarafından imzalanıp Tarım Bakanlığı’na gönderilen Nisan 2006 tarih ve 3020 sayılı yazıyı yayınlayarak belgelemiş ve AKP Bursa milletvekili Altan Karapaşaoğlu adına acele bir kanun teklifi hazırlandığını da bildirmişti.

* * *

Ama hepimiz yanlış yapmışız!
Artık Amerikan şirketleri Türkiye’de taban oluşturuyor! Yarın bütün işçi-köylü kesimi Amerikan şirketlerinin çalışanları durumuna gelince, artık milletvekili seçimlerini de Amerikan şirketleri yapar!
Boşuna söylememiş Dede Korkut, “Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını çalar” diye!
Yoksa gavura gavur demek de Tanzimat’tan 170 yıl sonra bir daha mı yasak edildi?
Baksanıza Mustafa Sayınataç, Cargill’den çok Cargill’ci olmuş!

Yazarın Diğer Yazıları