Büyüme hormonu ile şapa mı oturduk?

Bir takipçim, bir süre önce "Aşı denilen sıvıların içinde ne var biliniyor mu?" diye sormuş, ben de "Bu sıvıları üreten ilaç şirketlerinin yaptığı açıklamalar dışında bu konuda hiçbir bağımsız laboratuvar incelemesi yok veya açıklanmadı" diye cevap vermiştim. Türkiye''de Sağlık Bakanlığı ithal sıvıları inceletti ama analiz sonuçlarını açıklamadı. Hiçbir ülke açıklamadı!

Pfizer-Biontech firmasının ürettiği aşı denilen sıvı, kendi açıklamalarına göre çeşitli lipitler, kolesterol, polietilen glikol, potasyum klorür, monobazik potasyum fosfat, sodyum klorür, dibazik sodyum fosfat dihidrat ve sükroz içermektedir.

Sonunda bir laboratuvar çalışması da yayınlandı. İspanya''da Prof. Dr. Pablo Campra Madrid, üniversitedeki laboratuvar çalışması sonunda, "Biontech/Pfizer ve Moderna''nın mRNA aşılarından yüzde 99 grafen çıktı" raporu verdi!

***

Hemen yalanlamalar da geldi tabii. "Bir tüp veya bir şişe aşı numunesi ile sonuç alınamaz" denildi ama sıvıyı üreten şirketten ses çıkmadı!

Bu arada Türkiye''de de grafen üreten bir tesis kuruldu. Açılışını Sanayi Ve teknoloji Bakanı Mustafa Varank yaptı. Çelikten 200 kat daha mukavemetli, bakırdan yüzlerce kat daha iletken, esnek ve hafif bir malzeme olan grafenin sanayinin birçok alanında kullanıldığını belirten Varank, grafenin, tek atom kalınlığında 2 boyutlu bir nanomalzeme olarak nanoteknolojinin en kritik bileşenlerinden biri olarak gösterildiğini dile getirdi.

Varank, "Grafen sayesinde daha uzun ömürlü malzemeler, ultra hızlı şarj edilebilen bataryalar, daha hızlı ve hafif uçaklar, vücuttaki nöronlara bağlanabilen biyonik cihazlar üretilebilecek, korozyon, ısınma ve iletim sorunlarına da çözümler getirilebilecek." dedi.

Her duyduğuna "komplo teorisi" diyenler için belirteyim ki bunlar resmi açıklamadır, Anadolu Ajansı tarafından yayınlanmıştır. Biz "aşı denilen sıvılarda nano parçacıklar kullanılıyor, bu parçacıklarla insan kontrol edilebilir" dediğimiz zaman da "komplo teorisi" diyorlardı.

Şimdi "Grafen denilen nano parçacıkların aşıda ne işi var? Hem de yüzde 99 oranında!" diye sorgulayacaklar mı? Hiç sanmıyorum. Çünkü aşı denilen sıvılar artık pazara düştü; otogarlarda, çarşılarda, pazarlarda grafen içerikli sıvılarla aşılama yapılıyor!

Bir ülkeyi işgal edeceğine aşılama yap, iş bitsin!

***

Diğer taraftan, Sputnik''te Türk deyimleri incelenirken sıra "Şapa oturmak" deyimine geldi. Deyim, Mustafa Balbay''ın "Yemen Türkler Mezarlığı" kitabından bir alıntı ile izah edildi:

"Kızıldeniz''in kıyıya yakın yerlerinde şap adaları vardır. Şap, alüminyum ve potasyum sülfattan oluşur ve doğada değişik yerlerde bulunur. Kızıldeniz''deki irili ufaklı şap adaları suyun yüzeyinden görünmez. Yüzeyin hemen altındadır. Kaptan yolu iyi bilmiyorsa, şap adasına oturur. Kılavuz almayan ya da kılavuzu iyi olmayan pek çok Osmanlı gemisi şapa oturmuştur."

Gübre üreten şirketler ise potasyum fosfat için değil ama potasyum sülfat için, "Bitkilerin hızlı olgunlaşmasını sağlamak için ideal bir besindir. Bitkilerde proteinlerin yapısında bulunur. Hastalıklara karşı bitkiye direnç kazandırır. Ürünün iri, dolgun, sert ve renginin canlı olmasını sağlar." deniliyor. Şap, yarış atlarının kıçına da sürülür!

Sonuç olarak grafenli sıvılarla dijitalleştik mi yoksa iri patates yetiştirmek için kullanılan potasyum sülfatla büyüme hormonu mu aldık bilemem. Yalnız masallardaki devler ve cüceler yeniden ortaya çıkarsa şapa oturduk demektir!

"Gulliver''in Maceraları"ndaki cüceler gibi, "yumurtayı sivri tarafından kıranlardan mısınız yoksa yuvarlak tarafından mı?" tartışmasıyla meşgul olmayalım artık!

Yazarın Diğer Yazıları