Birleşe birleşe kaybedeceğiz!
Düşünsenize Ankara’da seçim kampanyasına çıkıyorsunuz... Yanınızda Çankaya 3. sıradan seçilen CHP milletvekili Okan Konuralp var… Üstelik milliyetçilerden de oy isteyeceksiniz!.. ‘Ellerinden kan sızanlarla kim işbirliği yapacaksa yapsın’ derken o ‘kanlı eller’i yıkamaya çalışanları da kastetmiştim…
Okan Konuralp, daha düne kadar bebek katilinin paylaşımlarını yapan, tarzını öven, kırmızı-sarı-yeşilli, Apo’lu meydanları “Newroz da Newroz” diye paylaşan, ‘Diren Kobane’ başlıkları atan biri…
Ne utanç veridir ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılında, ‘Cumhuriyeti kuran parti’nin vekili olarak Meclis’te Ankara’yı temsil ediyor!.. Ve altını çizdiğimiz duruşundan bir adım geri atmadan!..
Okan Konuralp ‘özel’ birisi olmasa, vekil listeleri o kadar sıkışıkken, RTÜK üyeliğinden istifa ettirilip Ankara Çankaya’da garanti yere konmazdı şüphesiz… Özelliğinin ne olduğunu, çok açık gösterdiği geçmişi ele veriyor zaten…
***
Hangi işbirliğinin sonucu olduğu kolayca tahmin edilebilen bu tür durumlar Konuralp’le sınırlı değil tabii ki… Seçimler öncesinde, PKK’nın kurulduğu Diyarbakır’daki Fis köyünden müjdeler paylaşanı mı ararsınız, TSK’ya “Köylüleri helikopterden attılar” diye iftira atanları mı ararsınız, yine TSK’yı ‘kimyasal silah kullanmak’la suçlayan Tabipler Odası Başkanı’na sahip çıkanları mı ararsınız, Kemalizmi ırkçılıkla yaftalayanları mı ararsınız… Bunların hepsi CHP listelerinin garanti yerlerine yerleştirildiler ve seçildiler…
Milletvekili yapılmış lejyonerler sayesinde, CHP içinde ‘nöbetçi HDP’ oluştu resmen… Seçimlerde ‘görünür ittifak’ olmasa bile ‘HDP ruhu’ iyi yer kapladı partinin bedeninde!..
Bu durumda bile İyi Parti’ye hâlâ “Gel bu günaha ortak ol” çağrısı yapanlar var… İyi Parti, zaten bu kara gölgeler yüzünden kendi doğal oy alanına ulaşamamış ve bedel ödemiş bir parti… İsteniyor ki bedel ödemeyi sürdürsün ve bizim emellerimize hizmet etsin!.. PKK’nın açıkça siyasî uzantısı olan HDP/Yeşil Sol’un kirlettiği –açık ya da gizli- bir ittifaka az veya çok ‘milliyetçi takviye’ sağlasın, hatta kısmen de olsa meşruiyet kazandırsın!.. Bu arada İyi Partililer de tıkladıkları seçmen kapılarının çoğundan “Siz PKK’yla işbirliği yapıyorsunuz” diye kovulursa kovulsun, bu yüzden algısı kilitlenmiş seçmene kendilerini bir türlü anlatamasın!..
***
MHP’deki kurultay sürecinde üçte ikisinin değişimden yana tavır alan delegeler, bu sürecin mecburiyetten ayrı bir parti kuruluşuyla sonuçlanacağını, o ayrı partinin sürekli ittifaklarla anılacağını ve hak etmediği halde ‘PKK/HDP işbirlikçiliği’ ithamı dolayısıyla gerçek açılım alanına ulaşamayacağını bilselerdi yine de değişimden yana tavır koyarlar mıydı? 40 yıllık partilerini terk ederler miydi?
Şüphesiz hayır… İşte tam da bu noktada parti hak etmediği töhmetten kurtulmak için doğru adımlar atıyor… Biliyor ki, bu sıkıştığı alandan çıkıp daha geniş toplumsal kesimlere ulaşmanın yolu, ‘kendi’ olmaktır… Neden başkasının günahları altında sürekli ezilsin? Neden başkaları koltuk koruyacak diye kendini feda etsin?
***
Girişte tabloyu özetledim… Kim istiyorsa onlarla ittifak yapabilir… TBMM’de ve belediye meclislerinde onlara istediği kadar yer verebilir… Ama İyi Parti’nin bu ağır bedel ve günahtan kendini koruma, hür iradesiyle ve üzerine PKK/HDP gölgesi düşmeyecek şahsiyetiyle yürüme hakkı var… Tabii ‘içeriden’ olup da bu gerçeğe saygı duymayanların çekip gitme hakkı da!..
Seçimler geliyor… ‘Aposever’ ve ‘TSK’dan nefret eder’ milletvekilleri ve önünüze getireceği, ‘pazarlıkları tamamlanmış meclis üyeleri’yle büyük şehirlerde omuz omuza kampanyayı başlatın, sonra da milliyetçi ve muhafazakârlardan oy isteyin bakalım…
Hani o ‘alnı ak gezilecek’ ‘milliyetçi sokaklar’ın dar mı, geniş mi olduğunu bir görün!..