“Bir gün tıpkı Kenan Evren gibi yargılanabilirsiniz!”
Tayyip Erdoğan, yüksek yargının FETÖ’ye teslim edilmesini sağlayan 12 Eylül 2010 referandumundan hemen sonra yeni bir Anayasa için herkesin çalışmalara başlamasını istedi.
Erdoğan, ısrarla Yeni Anayasa'yı genel seçimlerden sonra oluşacak parlamentonun yapabileceğini söylerken, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Elimizi tutan mı var, hemen yapalım" diye cevap verdi ve dokunulmazlıkların yeniden düzenlenmesi ve seçim barajının düşürülmesi ile ilgili Anayasa maddelerinin hemen değiştirilebileceğini söyledi. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu TESK Genel Kurulu'nda aynı odada buluştu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na "Başörtü meselesini devamlı dillendirdiniz, söylediniz. Bugünden tezi yok hemen adımı atalım. Hemen ekipleri kuralım, çalışmaya başlayalım" dediğini açıkladı.
***
Bu değişiklikler bir şekilde yapıldı. Yeni Anayasa’yı talep eden ise PKK ve onun arkasındaki Batılı güçler idi.
PKK, ABD ve AB, "Türk Milleti", "Türk Devleti" gibi ifadelerin anayasadan çıkarılmasını, demokratik özerklik modelinin anayasal hale getirilmesini istiyordu.
Genişlemeden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü Angela Filote, 28 Eylül 2010’da "Türkiye'de demokrasinin AB standartlarına ve katılım kriterlerine uyumlu, kalıcı şekilde güçlendirilmesi için yeni sivil anayasanın sağlam bir temel oluşturacağı noktasında siyasi yelpazedeki görüşleri paylaşıyoruz" demişti.
AB Haber'e göre Yıllık İlerleme Raporu'nda Türkiye'ye "sivil Anayasa" çağrısı yapmaya hazırlanan Avrupa Komisyonu'ndan üst düzey bir bürokrat, "Sivil Anayasa çalışmalarını 2011 seçimleri sonrasına bırakmak en az iki yıl Sivil Anayasa'yı ertelemek anlamına gelecek. Ana muhalefet partisinin sivil Anayasa'ya yeşil ışık yakması önemli bir fırsattır. Türkiye'nin AB üyeliği için sivil Anayasa olmazsa olmaz bir kuraldır" demişti.
AB’nin beyin takımı, Türkiye'yi ancak yeni bir anayasa ile dönüştürülebileceklerini öngörüyorlardı.
ABD ise eski CIA ajanı Graham Fuller üzerinden, din esasına dayalı “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” öneriyordu.
***
Başaramadılar ama bu arada 15 Temmuz darbe girişimi kullanılarak, Türkiye’de yönetim sistemi değiştirildi. Tek adam sistemi bile aynı çevrelere yetmedi.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yaptığı son görüşmelerin amacını da şöyle açıkladı:
“Türkiye bu yeni dönemde yeni anayasayı gündemine almak suretiyle bir adım atabilir. Bizim bu ziyaretleri yapmamızın altında yatan gerçek de ‘her ne kadar ters görünse de CHP ile de böyle bir anayasa yapma başlığı altında buluşabilir miyiz?’ arayışıydı. Teklifimizi yaptık. Onlardan ‘niye olmasın’ noktasına gelen bir yaklaşım gördüm. Fakat iki gün sonra ortaya maalesef arzu etmediğimiz bir yaklaşım çıkınca bu durum da bizi üzmedi değil.”
***
Anayasa Hukuku hocası Prof. Dr. Kemal Gözler ise www.anayasa.gen.tr'de 23 Ocak 2012'de yayınlanan "Aslî Kurucu İktidar - Tali Kurucu İktidar Ayrımı: TBMM Yeni Bir Anayasa Yapabilir mi?" başlıklı imceleme yazısının son bölümünde bakın nasıl bir uyarıda bulunmuştu:
“1982 Anayasasını hukuku çiğnemeden ilga etmenin bir yolu yoktur. Bir Anayasanın, kendisinin öngörmediği bir şekilde ilga edilmesi 'devrim' yapıldığı anlamına gelir. Hukukta 'devrim'in anlamı budur. Anayasanın ilga sürecinde hukukun ihlal edilmesi 'cebir' kullanıldığı anlamına gelir. Cebir kullanıldığını söylemek için illâ ki birilerinin öldürülmesi gerekli değildir. Hukukun dışına çıkıldığı her durumda cebir vardır.
Bugün yeni bir anayasa yapma sevdalılarını uyarmak istiyorum: Hukuku çiğnemeden 1982 Anayasasını ilga edemezsiniz. 1982 Anayasasını ilga etmeden de yeni bir anayasa yapamazsınız. Hukuku çiğnemek pahasına, her nasılsa, 1982 Anayasasını ilga ederseniz, 'devrim' yapmış olursunuz ve bu nedenle de iktidardan gittikten sonra bir gün yargılanabilirsiniz.
1982 Anayasasının değiştirilmesi şeklinde değil, yeni bir anayasa yapılması şeklinde hazırlanmış olan bir Anayasa teklifinin altına imza atan milletvekilleri, böyle bir teklifi kabul ederek Anayasa Komisyonuna sevk eden TBMM Başkanı, böyle bir teklifi görüşüp rapora imza atan Anayasa Komisyonu Başkanı ve üyeleri, değişiklik teklifi kabul edildikten sonra bunu Resmi Gazetede yayınlayan Cumhurbaşkanı suç işlemiş olur ve iktidardan düştükleri bir gün, Kenan Evren'in yargılandığı gibi yargılanabilirler."