CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP’li Kars Belediye Başkanı Naif Alaybeyoğlu’nun partisine katıldığı törende önemli bir konuşma yaptı. Naif Bey hakkında Kars’tan olumsuz bilgiler geliyor, ama konumuz bu katılım değil!
Baykal, Irak’la son zamanlarda birdenbire hızlanan siyasi temaslara dikkat çekti. Cumhurbaşkanı’nın Irak ziyaretiyle ilgili gelişmeler, Talabani’nin PKK ile ilgili açıklamaları ve Maliki’nin ziyaretini hatırlattıktan sonra “Ne oluyor? Nedir bu trafik? Bu trafiğin arkasında ne var? Talabani’nin, PKK sorununa yönelik olarak Türkiye’nin Irak’ta değil, Türkiye’nin içinde ne yapması gerektiğine yönelik açıklamaları var, bekleyişleri var, talepleri var. Bir müzakerenin yürütülmekte olduğu anlaşılıyor. Irak, kendi düşüncelerini müzakere etmek üzere mi, yoksa PKK’nın düşüncelerini aktarmak üzere mi Türkiye’ye geliyor?” diye sordu.
* * *
Baykal, sorgulamaya şöyle devam etti:
-Türkiye’den talep edilen öyle anlaşılıyor ki, Kuzey Irak’tan gelecek olan teröristlerin cezaevine değil, evlerine yerleşmelerini sağlayacak bir düzenleme. Eve dönüş yasasının ötesinde bir düzenleme talep ediliyor. Ve korkarım sadece bu değil, bunun da ötesinde siyasal çözüm doğrultusunda belli bekleyişlerin de karşılanması isteği var. Son zamanlarda birdenbire bir yandan Irak siyasi trafiği canlanırken, öte yandan Türkiye’de iddialı ve çok ileri taleplerle yeni anayasa tartışmasının gündeme getirilmiş olması bu açıdan anlamlıdır.
- Öyle anlaşılıyor ki anayasa ile anayasamızın değiştirilemez temel nitelikleri ve onun ana maddeleri konusunda bir esneme yaratma arayışı ortaya çıkacaktır. Buna kamuoyumuzun dikkatini çekmek istiyorum. Bu görüşmeler korkarım PKK’yı tasfiye etmeye değil, ateşkes karşılığı PKK ile siyasal pazarlık yapma ve onların siyasi projeleri doğrultusunda somut adımlar atma amacına dönüktür.
- Söz konusu olan Türkiye ve PKK’dır. Türkiye’ye yönelik PKK’nın projeleridir. O projelere zemin kazandırmak, onların önünü açmak, o doğrultuda Türkiye’de bir açılımı gerçekleştirmek söz konusudur. Buna karşı herkesin dikkatli olmasını istiyorum. Ve üzüntüyle görüyorum ki, bu konulardaki direnç Türkiye’de belli çevrelerde ciddi şekilde kırılmıştır.
Bu müzakerelerin bu şekilde bu aşamaya gelebilmiş olması Türkiye’de PKK’yla bir siyasi pazarlık anlamında bir çalışmanın ülkede etkin dirençleri artık kaybetmekte olduğunu bize göstermektedir. Buna milletimin dikkatini çekiyorum. Toplumun, halkın dikkatini çekiyorum.
- Bu olumsuz gelişme karşısında da artık umut hiçbir yerde değildir, milletin kendi elindedir. Halkın kendi siyasi tercihindedir. Türkiye’deki ulusal bütünlüğümüzü, iç barışımızı, anayasal kimliğimizi tehdit edebilecek bu tür arayışların önü sistematik bir biçimde açılmaya başlanmıştır. Bu gelişme karşısında en sağlam dayanak halkın, milletin bu gidiş karşısında takınacağı tavırdır.
- Ben milletimizin önümüzdeki dönem içinde bu konudaki kararlılığını sergilemesinin mutlak zorunluluk olduğunu, artık hiçbir yerde umut kalmadığını, umudun bizatihi halkta olduğunu, çözümün bizatihi halkta olduğunu vurgulama gereğini duyuyorum.
* * *
Sadece Yeniçağ’ın yayımladığı açıklamanın son bölümünde Deniz Baykal, ülkenin direnmesi gereken güçlerinin dirençlerinin kaybolduğu uyarısında bulunuyor ve artık milletin kendisinden başka hiçbir yerde umut kalmadığını söylüyor!
Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın “Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesi” toplantısına katıldığını ve cesaretlerinden dolayı katılımcıları övdüğünü de hatırlatmak isterim.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, milli direnç konusunda, Türk Milleti’ne bir açıklama yapacak mı acaba?
