Baykal ve Bahçeli Kılıçdaroğlu’nu neden uyarıyor?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Paris’te Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’in mezarlarını ziyaret ettikten sonra, Güneydoğu’da özgürlükler, sosyal demokrasi, barış ve birlik mesajları verdi.
Kılıçdaroğlu’nun bizce önemli mesajları şöyle:
* Hepimiz biriz. Bu ülkede ulusal Kurtuluş Savaşı’nı beraber verdik. O zaman yapacağımız bir şey var. Birliğimizi ve bütünlüğümüzü bölmeyeceğiz, böldürmeyeceğiz.
* Bu bölgede siyaset, iki dar alana sıkıştı. Birileri geliyor dini siyasete alet ediyor, birileri geliyor etnik kimliği siyasete alet ediyor. Biz CHP olarak üçüncü yoluz. Etnik kimliğe de saygı duyuyoruz, inançlara da saygı duyuyoruz ama biz o insanların sorunlarıyla ilgileniyoruz.* Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimseye ’siz bizden değilsiniz’demeyeceğiz. Hiç kimsenin giysisine, kılığına, kıyafetine bakmayacağız. Onu bir insan olarak göreceğiz ve onun dertleriyle ilgileneceğiz.
* Türkiye rayından çıktı. Onu tekrar rayına koyup, tekrar güzel yollara, güzel istikamete götürmek bizim elimizde, çaba göstereceğiz ve amaca ulaşacağız.

* * *

Deniz Baykal da Trabzon’da partisini uyarırken benzer mesajlar verdi:
* CHP, Türkiye’nin temelidir, özüdür, bir büyük siyasi partidir. Türkiye’nin bağımsızlığını güvence altına almış, çok büyük devrimler yapmış, reformlar yapmış, Türkiye’nin bugünkü noktasına gelmesini sağlamış olan partidir. Bunu hiçbir zaman unutmayalım.
* CHP’yi değiştirerek, dönüştürerek, bozarak ne CHP’ye iyilik yapmak mümkündür ne de Türkiye’ye iyilik yapmak mümkündür.
* İktidara teslim olarak, iktidarın politikalarına hak vererek, iktidarın politikalarına özenerek, iktidarın dümen suyuna girerek, bir yere gitmek mümkün değildir. Onun peşinde sürüklenir kalırsın. Hiçbir şekilde buna CHP’nin alet olmaması gereken bir konudur.
*Etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset bizim işimiz değildir. Böyle siyaset yapanlarla o zeminde yarışmak da bizim işimiz değildir. Gerçek, ilerici politika, bunu kararlılıkla reddederek yapılır.
* Etnik ayrışmayı mezhepsel ayrışmayı temel alarak, buna omuz vererek değil, etnisite, mezhep temelinde açılımlar yaparak değil, tam tersine insan odaklı, insan temelinde sosyal odaklı bir siyaseti sahiplenmek bizim işimizdir. Çıkış yolu da budur.
* 80 yıl önce düşmediğimiz tuzağa şimdi mi düşeceğiz? CHP’yi alet ederek mi Türkiye’yi bu tuzağa düşürecekler? Herkes alet olabilir o tuzağa ama CHP alet olmadıkça o tuzak Türkiye için işlemez. Herkes de çok iyi biliyor ki, o tuzağı Türkiye için işletebilmenin yolu, CHP’yi bu işe alet etmektir. İnanıyorum CHP buna izin vermeyecektir.

* * *

Görüldüğü gibi bu iki söylem arasında temelde bir fark yok ama Kılıçdaroğlu ekibinde görev alanları tek tek incelediğimiz zaman, etnik temelde siyaset yapılmasını isteyenlere rastlıyoruz!
Bu sebeple “Yeni CHP” ye bir güvensizlik doğuyor. Kılıçdaroğlu’nun Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney üzerinden mesaj vermesi de etnik temelli siyasete selâm olarak algılanmıştır. Nitekim Devlet Bahçeli bile CHP’yi “kendi çizgine dön” diye uyarmak zorunda kalmıştır. Kılıçdaroğlu’nun son sözleri, yeterli güvence değildir.
Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli, niçin bu uyarıları yapmak ihtiyacı hissetmiştir?
Biz neden endişeliyiz?
“Kürt demedim ama Türk de demedim” mantığıyla giderseniz, ülkenin CHP eliyle parçalanmasına sebep olursunuz. Çünkü AKP, zaten etnik siyaset ile ülkeyi o aşamaya getirmiştir. Şimdi, kurultay yapmadan atanmış birkaç yönetici ile CHP’yi de bu işe alet etmeye çalışıyorlar!

Yazarın Diğer Yazıları