Banko Del Sur'u duydunuz mu?

Yazı hayatına başladığımız ilk günlerde Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası politikalarından kurtulması gerektiğini belirttiğimizde birileri dudak bükmüştü! Malezya, IMF’yi kovduğunda kimse umursamadı. Rusya, petrol fiyatlarının artışı ile zengin olup vadesi gelmemiş borçlarını da ödeyerek IMF’yi kovduğunda ise “Bizim petrolümüz yok ki” denildi. Şimdi Körfez ülkeleri ortak banka kurmak için çalışırken Güney Amerika ülkeleri de IMF’nin yerini alacak bir banka ile küresel emperyalizmin çökertilmesinde büyük bir adım attı.

***

Güney Amerika ülkeleri, Mercosur adı altında 1991 yılında ekonomik bir birlik kurmuştu. Brezilya, Arjantin, Paraguay ve Uruguay tarafından kurulan birliğe geçtiğimiz Temmuz ayında Venezüela da katıldı. Şili ve Bolivya da özel üye olarak birliğe daha önce katılmıştı. Birliğin toprakları 12.7 milyon kilometrekareyi, nüfusu 250 milyonu buluyor. Birliğin toplam gayrisafi milli hasılası ise 1 trilyon dolar.
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, birliğe katılırken düzenlenen törende “Bugün ABD’nin hegemonyasını kınıyoruz. Latin Amerika’nın özgürlüğü ve birliği yolunda önemli bir adım atıyoruz. Herhangi bir iktidar merkezine bağımlı olmaktansa, özgür olmaya karar verdik. Birlikte olduğumuz sürece özgür kalacağız” demişti.

***

Yaşadıkları ekonomik krizlerden IMF’yi sorumlu tutan yedi Güney Amerika ülkesi; Brezilya, Venezuela, Arjantin, Uruguay, Paraguay, Ekvador ve Bolivya liderleri, son olarak IMF’nin yerini alacak bir ortak banka kurdu.
“Banko Del Sur” yani “Güney Bankası” adı verilen banka ekonomik, sosyal ve bilimsel projelere destek olacak.
Bankanın kuruluş sermayesi 7 milyar dolar.
İmza töreninde konuşan Brezilya Devlet Başkanı Lula, “Güney Amerika halklarının birleşme hayalini inşa etmek üzere kararlı bir adım atıyoruz” dedi.
Hugo Chavez ise IMF hakkında “Halklarımızın üzerine açlık, sefalet, yoksulluk ve zorbalıktan başka bir şey getirmedi” dedi.
Chavez, ülkesinin zaman ayarını da Greenwich’e bağlı olmaktan çıkardı. Venezuela, yeni uygulamayla aynı saat dilimini paylaştığı ABD’nin New York ve Washington kentleriyle, saatlerini ayırmış oldu.

***

Biz 5 Ocak 1993 tarihli Ortadoğu gazetesinde “Türk Birleşik Devletleri” başlığı altında şu öneride bulunmuştuk:
“Bir düşünelim! Türk ülkeleri arasında gümrükler kaldırılmış, ithalat ve ihracat serbest. Karayolu bağlantısı ve yolların güvenliği de sağlanmış, araçlar serbestçe girip çıkabiliyor. Bir ticari malın her türlü vergisi, satın alındığı ülkeye veriliyor. Türk Cumhuriyetleri arasında rahatlıkla para transferi yapılıyor. Zaten ortak para birimine geçilmiş. Sınırlarda kimlik kontrolü bile olağanüstü durumlarda yapılıyor. Her Türk ülkesi bankası, diğer Türk ülkelerinde şube açabiliyor. Tüketici hakları, bütün Türk ülkelerinde aynı yasalarla korunuyor.
Türk ülkelerindeki bütün televizyon istasyonları, serbestçe bütün Türk dünyasına yayın yapabiliyor. Türk Birleşik Devletleri tek bir haberleşme sistemine bağlanıyor. Devlet ihalelerine bütün Türk devletleri firmaları serbestçe katılabiliyor. Havayolları şirketleri, aynı lisans ve güvenlik kurallarına bağlı oluyor. ‘Türkopol’ adlı ortak bir polis teşkilatı kuruluyor. Bir Türk ülkesinde satışı serbest olan ilaçlar, diğer Türk ülkelerinde satılabiliyor. Süper bir topluluk!
Türkiye’nin de Türk cumhuriyetlerinin de çıkış yolu, Türk Birleşik Devletleri’dir.”

***

Türk kurultaylarında, önerilerimizi bildiri olarak sunduk.
Bu yönde bir siyasi irade maalesef oluşturulmadı. Bunun yerine, Süleyman Demirel’in Paris’te Chirac’a söylediği gibi; Batı’nın sadece viskisi değil, değerleri de Türkiye üzerinden Asya’ya pazarlandı!
Şimdi bir PKK meselesini çözmek için Amerika’ya yalvarıyorlar! Yazıklar olsun!

Yazarın Diğer Yazıları