Aslında güzel şeyler de olmuyor değil ülkemizde!.. Üstelik virüs kaynaklı küresel yangın büyürken!..
Meselâ Enerji Piyasası Yüksek Kurumu, Nisan-Haziran dönemlerinde elektrik fiyatlarına zam yapılmayacağını açıkladı!..
Gerçekten üç ay zamsız kalmak çok büyük bir nimet!.. Halk ancak böyle düşünülebilirdi ve oldu!.. Neticede ince ruhlu adamlar tarafından yönetiliyoruz!.. Bu nezaketi gösterdiler ya, üç ay sonra fiyatları ikiye de katlasalar helâl olsun!.. "Allah bizim ömrümüzden alsın onlara versin" diyeceğiz ama o krediyi daha önce tüketmiştik!..
***
Büyük devlet adamları zor zamanlarda rüzgâra kapılmazlar, sel suyundaki kütük gibi sürüklenmezler, aldatıcı gündemin dışına çıkarak ayakta kalmayı başarırlar…
Kanal İstanbul iyi bir örnek değil mi? Ülkemizi yönetenler, Coronavirüs muhabbetine takılıp kalsalardı Kanal İstanbul'la ilgili ihale yapılabilir miydi?
Hizmet aşkı tam anlamıyla budur!.. En zor zamanda bile bildiğinizi okuyacaksınız!.. Maske, ilaç, tanı kiti vs. işlere takılıp kalmadan hizmet üzerine hizmet üreteceksiniz!.. 'İyilik yap denize at, balık bilmese Halık bilir' felsefesinden yürüyeceksiniz!..
Varsın istavritler, izmaritler, hamsiler, mezgitler bu iyiliği fark etmesinler, algı oyunlarına kapılmayanlar, büyük resmi adam gibi okuyanlar ve üst akla kendisini satmayanlar bu gerçeği görüyor!..
Önümüz Ramazan… İftarlar lütfedilerek zamlanmamış elektrikle açılır, Kanal İstanbul'un hayaliyle havuz kanallarından evlere bereket akar!..
***
Nankörlere lâf da anlatılmıyor!.. "Uçakla dolaş, KDV'yi yüzde 1 yaptık" diyoruz kızıyorlar… O zaman "Evde kal" diyoruz, ona da öfkeleniyorlar "Aç mı, işsiz mi kalalım" diye bozuluyorlar!..
Herkes öyle mi? Değil tabii… Bakınız çok sevdiğimiz sanatçılarımız, yakınımız zengin ve şöhretli kardeşlerimiz "Hayat eve sığar" çağrısı yapıyorlar fedakârca!..
Bir yanda hayatı eve sığdırabilen bu kardeşlerimiz var, diğer yanda hayatı eve değil kâinata bile sığdıramayan isyankâr kadir kıymet bilmezler!..
Oysa hepimiz aynı gemideyiz!.. Ensar'a yardım için Kızılay üzerinden dolaşan doğal gaz şirketi de bizim, tedbirler kapsamında kapanan hamamda kumar oynatan müteşebbis de bizim, öğrenci yurdunu ahıra benzeten umreci de bizim!.. Biz bir aileyiz!..
***
Pozitif olmak lâzım hep pozitif!.. Doğru yerden bakmak çok önemli!.. Meramımı tam anlatabilmek için o örneği tekrar vereyim:
Çok hoş bir yalandı ama jandarma yememişti maalesef: Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde iki aile arasında çıkan çatışmada 4 kişi ölmüş 9 kişi de yaralanmıştı... Jandarma ekipleri suç aletlerini bulmak için evlere baskınlar düzenlemişti... Basılan evin birinde, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait 103 parça eser bulunmuştu... Aralarında çift başlı kartal, Osmanlı tuğralı altın para, heykelcik, bakır ve gümüş takı ile çok sayıda sikke vardı...
Tarihî eserlerle ilgili jandarmanın sorgusunda kadın şüphelinin cevabı da en az o eserler kadar tarihîydi: "Bana bunları düğünümde taktılar!.."
Şahsen iyimser taraftan baktığım için şöyle değerlendirmiştim: Romen Diyojen'in yoğun işleri dolayısıyla katılamadığı ama elçiyle beşi bir yerde gönderdiği, Kılıç Arslan'ın bizzat teşrif edip sikke taktığı, Orhan Gazi'nin gümüş ayna hediye ettiği kişi olabilmek elbette önemli!..
Bunun için 'baktığımız yer' çok önemli!.. Şahsıma öyle görünüyordu çünkü!..
