Ayak takımı ve Türklük!
Tayyip Erdoğan, yine aynı söylemi tekrarladı ve “Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın, kimse bizim karşımıza Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kuru milliyetçilik yok. Bizim milliyetçilik anlayışımızda ne var biliyor musun? Vatanseverlik var. İnsan severlik var. Fakirin, fukaranın, garip gurebanın yanında yer almak var” dedi.
Erdoğan bunları söyledikten sonra bir de “Bizim siyasetimiz hizmet siyasetidir, biz ideolojilerle bu yola çıkmadık” demesin mi?
Tayyip Erdoğan’ın bu yaklaşımı da tam bir ideolojik tutumdur. Fakat kendi içinde çelişkileri olan hatta tutarsız bir tutumdur.
***
Tutarsızlık şu ki her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldıktan sonra “ben de milliyetçiyim” diyemezsin! Milliyetçiliği, solcu olduğunu iddia eden bazı tercüme aydınların yaptığı gibi sadece “yurtseverlik” sadece “insancıllık” veya sadece fakir fukara edebiyatı ile de anlatamazsın. Adı üzerinde; “milliyet” çilik bu! Milliyetçilik iddiasında bulunabilmek için, bir milliyet fikrini benimsemeniz gerekir. Özne “milliyet” tir. Yüklem de o milliyete dayalı olarak sergileyeceğin tavırdır.
Erdoğan’ın demagojiyi meslek edinmiş danışmanları bu temel kavramların farkında değil mi acaba? Yoksa gerçekte etnik ırkçılık yaptıkları için mi bütün vatandaşları kucaklayan bir anlayış olan milliyetçiliği reddediyorlar?
Bu çelişkili tutumu ortaya koyanlar için her türlü milliyetçilik makbuldür.. Arap, Fransız, İngiliz, Amerikan milliyetçiliği geçerlidir ama sıra Türk milliyetçiliğine geldiği zaman onu ayaklar altına almaya kalkışırlar. Şimdi Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığı, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almak mı oluyor yoksa Amerikan milliyetçiliğine hizmet mi oluyor? İmralı’da Abdullah Öcalan ile neyi görüşüyorsunuz o halde? Anayasa’dan Türklüğü çıkarmayı değil mi? Fakat herkes bilir ki Türk milleti, kendi adını ayaklar altına almaya kalkışan ayak takımını, tarih boyunca ayağının altına almıştır..
***
Aslında AKP’de korku başlamıştır. Nitekim Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, yürütülen çözüm sürecine özellikle Orta Anadolu’nun ’karşı çıkacağı, tavır koyacağı’ önyargılarının bulunduğunu, bunların gerçekçi değerlendirmeler olmadığını söylüyor.
Bozdağ, “İnsanlar bize ’terörü bitir’ diyor. ‘Nasıl bitirirseniz bitirin, kanı durdurun, gözyaşını dindirin’diyor. ’Bunun yöntemi şöyle olsun, böyle olsun’demiyor” ifadelerini kullanarak PKK terör örgütünün taleplerine boyun eğmek gibi bir durumun söz konusu olmadığını da iddia etti?
PKK’nın taleplerine boyun eğmek söz konusu değilse, Türklükle zorunuz nedir?
Yine Bozdağ, yeni anayasa tartışmaları ile ilgili olarak da “AK Parti bu milletin aleyhine bugüne kadar hiç bir şeyin altına imza atmamıştır, milletin huzuruna da milletin kabul etmeyeceği bir taleple asla gitmemiştir, bundan sonra da gitmeyecektir” demek zorunda kaldı. O da biliyor ki kendi gündemlerinde olan anayasa, Türk Milleti’ni ortadan kaldırmaya yönelik bir metin olacak. Bunu da Türk Milleti’ne onaylatmak zorundadırlar. Ertuğrul Özkök Türklükten istifa edebilir; o zaten “Anadolu’da Türk yoktur” diye operasyon yapan Amerikalıların iddialarını savunurdu ama koca bir milletin kendi kimliğini inkar etmesi için aklını yitirmiş olması gerekir.
***
Türklük, Cumhuriyetin kuruluş döneminde etnik bir ad olarak sunulmadı topluma. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk denildi. Dolayısıyla herkes Türklüğü bir millet adı olarak benimsedi.
Turgut Özal döneminden itibaren ve ağırlıklı olarak da Tayyip Erdoğan döneminde Türklük sadece etnik bir kavram olarak gösterildi. Sorun bu bozuk zihniyetten, cumhuriyetten intikam almaya yeminli kadrolardan kaynaklanıyor.