Asıl sorgulanması gereken mesele!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, NTV’deki canlı yayında “Halkın şöyle söylediğini biliyorum ‘Üzerinde silah olan bu PKK’lı teröristler karakolun önünden geçiyor. Asker de onlara hiç bir şey yapmıyor.’ Durum biraz böyleydi. Ama bunun bir tek sebebi vardı; terörün tekrar hortlamaması ve siyasi görüşmelerin sonuca ulaşması” ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay da Habertürk’te, “Devlet çözüm sürecinde operasyon yapmazken, PKK yığınak yapıyordu. PKK 2.5 yıllık çözüm süreci boyunca silahı bırakmadığı gibi aksine daha çok palazlandı. İnsan kaçırmak, haraç kesmek, karakol kurmak, vergi daireleri oluşturmak gibi faaliyetlerde bulundu. Çözüm süreci başladığından bu yana 20 köy korucusu öldürüldü” diye itiraflarda bulundu.
Bütün bunlar, Anayasa’nın ve Türk Ceza Yasası’nın fiilen rafa kaldırıldığının itirafıdır! Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen bir terör örgütüne serbest faaliyet imkânı sunmak, ağır suçlardan değil midir? Bu suçlar cezasız mı kalacak?
* * *
PKK terör örgütünün hangi hedef için kullanıldığı belli ve biz de bunları yıllardır yazıyoruz ama İngiliz gazeteci Robert Fisk’in hatırlatması da önemli.
Önce Odatv’den okudum. Agos gazetesine konuşan Robert Fisk; “I. Dünya Savaşı’nın amaçlarından biri, Osmanlı Devleti’ni yok etmekti. Yani, aslında Türkiye Devleti’nin olmasını arzulamadığımızı unutuyoruz. Ermenistan Devleti’nin, Kürt Devleti’nin, Filistin Devleti’nin olmasını arzuladık. Ama Türkleri korumak için hiçbir şey yapmadık, çünkü düşmanlardı. Bizim sınırlarımız oldu, Ürdün, Filistin, İran, Suriye, Lübnan arasında İngiliz ve Fransız sınırları oldu. Lübnan’ı, I. Dünya Savaşı sonrasında yarattık. Fakat Kürtler, Ermeniler ve Filistinliler ya da bir devlet talep eden ve kötü muamele gören halkların sınırları olmadı. İşte bu yüzden Kürt meseleniz var. Wilson İlkeleri’ni yeniden okumakta fayda var, bugünle yakından bağlantılı. Türkiye, Suriye savaşı tarafından işgal edildi!” dedi.
* * *
ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson,
8 Ocak 1918’de, barış görüşmelerine temel olacak 14 prensip açıkladı.
12’nci madde Osmanlı toprakları ile ilgiliydi:
Wilson, “Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır” diyordu.
Wilson, diğer maddelerde sömürgeciliği meşru kabul ediyor ve Avrupa’nın sınırlarını çiziyordu.
Sevr Antlaşması, Wilson prensiplerinin hayata geçirilmesidir. Sevr haritası neyse, bugünkü Büyük Orta Doğu Projesi haritası da odur. O gün Osmanlı parçalanıyordu, bugün Türkiye parçalanmak isteniyor.
Parçalamanın aleti olarak kullanılan örgütlerden biri de PKK’dır. Şimdi buna IŞİD de eklenmiştir. Dolayısıyla PKK ve IŞİD’e verilen her taviz, Wilson prensipleri, Sevr haritası ve Büyük Orta Doğu Projesi haritasının kabulü demektir.
* * *
Türkiye, “kendi kaderini tayin hakkı”nı öngören İkiz Sözleşmeleri onaylamıştır. Ayrıca, 57’nci hükümet döneminde İkiz Sözleşmelere Türkiye adına imza koyan Büyükelçi Volkan Vural, “Lozan ile kovduğumuz azınlıklar Türkiye’ye gelmeden bu sorun çözülmez” diyebilmiştir.
Yabancılara gayrimenkul edinme hakkı veren yasalar aynı dönemde çıkarılmıştı. Şimdi Türkiye’ye sürülen Suriyelilerle birlikte, Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay’ın nüfus yapısı değiştirilmiştir. Amerikalılar, “Suriyeliler Türkiye’de kalıcı” diyor!
ABD ve İngiltere, Wilson prensiplerinin ve Sevr’in izinde yani Türkiye’den bir Ermenistan ve bir Kürdistan çıkarmak peşinde ama Türkiye’nin siyasi grupları, ortak bir hedefte birleşemiyor! Sebebini herkesin sorgulaması gerekmiyor mu?