Hiç kuşkusuz Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un en büyük başarısıdır Arda Güler.
Özellikte takip etmiş ettirmiş, bizzat devreye girerek çocuk yaşta Fenerbahçe'ye katmıştır.
Bugün 18 yaşındaki bu delikanlı en büyük değeridir Fenerbahçe'nin. Sadece Fenerbahçe'nin de değil... Türk futbolunun da gözbebeğidir.
Geçen sezon Fenerbahçe'nin başında Jesus değil de gençlere önem veren bir hoca olsaydı ve de sürekli oynatsaydı (Yaşı küçüktü falan gibi bahaneleri öne sürmesin kimse. Avrupa takımlarında ne genç futbolcular oynuyor) Arda daha da gelişmiş olacaktı. Belki de Fenerbahçe'yi şampiyon yapacaktı.
Bakın Milli Takım'da Stefan Kuntz'u o kurtardı mesela. Koltuğu sallanan Alman hocanın en azından eylül ayına kadar görevinde kalmasını garantiledi.
Süper Lig'de sezon bittikten sonra hemen yine Arda Güler'in transfer haberleri sürüldü piyasaya. Yok Dortmund istiyormuş, yok İngilizler devreye girmişmiş, yok İspanyollar da sıradaymış!
Hele hele bazı yorumcular televizyonlara çıkıp "Yurt dışına mutlaka gitmesi gerekiyor" demez mi?
Saçmalık yani.
Dediğim gibi Arda Güler gerçeği ortada durmaktadır. Türk futbolunun uzun yıllardır özlemini çektiği bir yetenek olarak hem de.
Daha 18 yaşındaki yeteneği kim satabilir ki?
Ali Koç mu?
Yöneticiler mi?
Kim kim kim?
Arda Güler'in elbette içinde vardır İngiltere veya diğer büyük liglerde futbol oynamak.
Ama şimdi olmamalı bu. İlerleyen yıllarda elbette.
Ancak kısa zamanda satamaz kimse Arda'yı. Hele de gazete haberlerinde dolaşan 15-20 milyon euro gibi rakamlara...
Arda'nın yeteneğinin 10'da 1'i bile olmayan futbolcuların Avrupa'daki bonservis bedellerini biliyoruz biz.
Değerini bulduğunda ve zamanı geldiğinde elbette satılacaktır.
Şimdi değil ama.
Şu anda Arda'yı satanı Fenerbahçeliler de satar. Benden söylemesi.
