Ankara teslim mi oldu?
Amerikan Büyükelçisi Wilson, Türkiye bir savaş kaybetmiş de kendisi bölgeyi tanzim etmekle görevlendirilmiş gibi hareket ederek, Kürt kökenli milletvekilleri ile bir toplantı yaptı. Wilson, toplantının sonraki bölümünü “basında çıkan polemik ve tartışmalar sebebiyle” ileri bir tarihe erteledi! İlk toplantıda AKP’liler de vardı ama herhalde uyarıldılar ki sonraki toplantılara katılmama kararı aldılar.
Oysa, medyada Wilson’un bu toplantısına yaygın ve etkin bir tepki yoktu. Tepki, milli nitelikteki kanallardan ve Yeniçağ gazetesinden geliyordu.
Bütün medya tepki göstermiş olsa, kendisini sömürge valisi zanneden bu adam Türkiye’de bir dakika bile duramazdı. Fakat yazık ki yaygın medya da artık onun sözcüsüdür!
* * *
Bir de ortağı Üzeyir Garih’in ölümünden sonra konuşmayan İshak Alaton, CNBC-E kanalında “2008 yılında terörün sonunu yaşayacağız. Ben eminim, çok umutluyum. Fakat bundan hemen sonra Güneydoğu’da yeni bir atılım, bir ekonomik gelişme, bunun yanında Kuzey Irak’taki yakın dostlarımızla bir barış ortamı yaratma, Kuzey Irak’ta yeni oluşumun gerçeklerinin kabulü ve onlarla saygın bir birliktelik, komşuluk ilişkileri kurma yolunda hızlı bir karar mekanizması bekliyoruz” dedi.
Demek ki, Erdoğan’ın mahrem dediği ve Türk halkına açıklamadığı bilgileri İshak Alaton biliyor!
Prof. Dr. Erol Manisalı, “Kendisine, bu kadar kesin bir öngörüyü hangi bilgilere dayanarak dile getirdiğini sormak lazım. İshak Alaton, bazı haberleri ABD’den mi almış acaba” diye soruyor ama, Alaton’un başka haber kaynakları da vardır! Hem içeriden hem dışarıdan!
Yine ortada Amerikan kaynaklı raporlar dolaşıyor. Bu raporların “PKK’yı siyasallaştırma ve Barzani’yi tanıma” hedefine dönük olarak hazırlandığı açıkça görülüyor.
* * *
Buna karşılık, Hürriyet’te Ertuğrul Özkök’ün; “Türkiye Türklerin midir?” başlığı altındaki yazısında, Anayasa değişikliğinin tam zamanı olduğunu ileri sürerek “Kürt sorununa gelince, burada en büyük çatışma, ’Türk’ kelimesinden çıkacaktır. Anayasa’nın 66’ncı maddesindeki ’Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’ ifadesini ’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Anayasa’daki Türk kelimesi, etnik bir aidiyeti değil, Atatürk’ün belirttiği gibi bir vatandaşlık aidiyetini ifade eder’ şeklinde değiştirelim” diye özetlenebilecek ifadelere başvurması, “Türk” kavramını çatışma sebebi olarak göstermesi gariptir!
Öyle ki Özkök’ün yazısının gece İnternet sayfasına konulmasından sonra Fatih Çekirge, “Sevgili hurriyet.com.tr okurları, Türkiye’nin başındaki terör meselesini ’etnik bir sorun’ gibi gösterme gayreti artık yabancı büyükelçiler düzeyine gelmiş ve TBMM’ye uzanmıştır. Türkiye cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olma duygusu ‘etnik’ ve ‘ırkçı’ tartışmaları arasında törpülenmektedir” diye başka bir yazıyla bu tutuma cevap vermiş oldu.
* * *
Bütün bunlar olurken Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamakla görevli olanlar seyrediyor! Birisi de tutmuş, böyle günler yaşanırken Adana’da türbanlı bir öğrenciyle uğraşıyor!
Wilson’un toplantısına karşı ise kimseciklerden bir tepki yok! Wilson laikliğe alenen saldırmıyor da onun için mi acaba?
Yoksa Ankara teslim oldu da bizim mi haberimiz yok?
Bilsinler ki milletin teslim olmaya hiç niyeti yok! Teslimiyetçilerin sonunu da tarihten öğrensinler!