Amerikan yörüngesine girişin tarihçesi!
Türkiye’deki askeri darbelerde Amerikan etkisini Cezmi Bayram’dan naklen yazdıktan sonra Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın cevabına yer vermiştim. Özdağ, 27 Mayıs ile ilgili daha bilimsel verilere dayalı değerlendirme yapmak gerektiğini belirtince ben de kendisinin kişisel sebeplerden bu olayı bilimsel gözle veya önyargısız ele almasının pek mümkün olmadığını belirtmiştim. Şimdi o da benzer gerekçelerin benim için de söz konusu olduğunu ifade ediyor. Yani bu noktada ikimiz de meseleyi biraz kişiselleştirmiş olduk.
* * *
Özdağ, ayrıca “27 Mayıs’ın bir Amerikan müdahalesi olduğuna dair ortaya kanıt koyun bunu tartışalım diyorum. Ben ortaya herhangi bir kitap koymadım. Yaptığım çalışma mevcut bütün bilinen ve bilinmeyen özel arşivlerin taraması yapılarak gerçekleştirilmiş doçentlik çalışmasıdır. Üstelik Sosyal bilimlerde sıfır önyargı olmaz. Sıfır önyargı boş beyin, hiç bir deneyimin, bilginin olmaması demektir. Deneyim ve bilgi başladığı anda istemsiz olarak ön yargı başlar. Sosyal bilimlerde başarı var olan önyargılara saplanmadan, nesnel (tarafsız değil) olabilmektir. Sosyal bilimlerde ve istihbaratta hipotezler konusunda yaptığım araştırmaları ’İstihbarat Teorisi’ adlı kitabımın 431-481 sayfaları arasında ele aldım. Sosyal bilimlerde tek teori üzerinden gitmek yanlıştır. Eş zamanlı olarak birçok teori üzerinden gidilmesi ve delil-teori ilişkisini sürekli denetlemek daha doğru bir yoldur.
Eldeki bütün veriler ve kaynaklar 27 Mayıs’ın emir-komuta zinciri dışındaki yapısı dahil Amerikan müdahalesi/dahlini zorlaştırmaktadır. Yayınlanan Amerikan belgelerinde de şimdiye değin aksi görüşler yani ABD’nin olaydan haberdar olmadığına dair bilgiler ortaya konulmaktadır. 27 Mayıs’ta Amerikan müdahalesi olduğunu ileri sürenler ortaya herhangi bir belge koyamamakta ancak ’öyle olmalı’ şeklinde ’çok bilimsel’ bir tez ileri sürmektedirler. Böyle bir belge ortaya çıkar ise o zaman müdahalenin ne tarz, nereye kadar, neden olduğunu konuşma ve tarihe biraz daha farklı bakma imkânımız olur” diyor.
* * *
Ümit Özdağ’ı arkadaş olarak sever, bir bilim adamı olarak da takdir ederim. 27 Mayıs ile ilgili tespitleri de önemlidir. Ben konuyu bilimsel olarak araştırmış değilim. Fakat bir gazete yazısı yazarken de mümkün olduğu oranda kendi duygu ve düşüncelerini bir kenara bırakmak gerekir. Belki CIA elemanlarının Amerikan Başkanı’na 12 Eylül darbesini haber verirken, “Bizim çocuklar başardı” demesinden çok etkilenmiş de bunu 27 Mayıs’a yansıtıyor olabilirim. Belki 12 Eylül öncesi kardeş kavgasından Amerika’yı sorumlu tutuyor olabilirim. Belki de Türkiye’nin her darbeden sonra tam anlamıyla Amerikan yörüngesine oturmasını da kesin bir veri olarak görüyorum!
Türkiye bugün, ABD’nin ekonomik, kültürel, askeri ve siyasi yörüngesinde değil midir? Bunun başlangıcı, NATO sürecinin başlangıcı değil midir? Gladio da Türkiye’de bu süreçte kurulmadı mı? 27 Mayıs da bu yolculukta önemli bir dönüm noktası değil midir? Bütün bunlar tarihi belgeler değil midir? Belgeden kasıt, imzalı mühürlü devlet kâğıtları ise artık o kadar sahtesi üretiliyor ki hangisinin gerçek olduğunu anlayamaz hale geldik.
* * *
Bugün Türkiye’de Amerikan etkisi tartışılmaz. Öyle ki Türkiye’nin Başbakanı, Amerikan Dışişleri Bakanı’nın ifadesiyle bölgedeki 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirecek olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olduğunu söyleyebilmiştir. Bu süreç, “Donumuza kadar Amerika veriyor” veya “Amerika buğday vermeseydi aç kalacaktık” gibi sözler sarf eden Menderes ile değil, Sovyet korkusundan dolayı Amerikan şemsiyesine sığınan İsmet İnönü döneminde başlamıştır. Yani benim vermek istediğim mesaj, süreçle ilgilidir.