AKP’nin çök kapan tutun şovu
Hepiniz izlemişsinizdir İş Bankası''nın 2009’da çekilen o reklam filmini.
Yüreği vicdan sahibi herkesi izlediğinde gözyaşlarına boğar o muhteşem reklam.
1924 Büyük Erzurum Depremi sonrası Atatürk’ün bölgeyi ziyaretini konu alıyor.
Bölgeyi ziyaret eden Atatürk, evi yıkılmış bir ihtiyar amcaya denk geliyor.
Evlatlarını harpte şehit verdiğini ifade eden amca, yedi düveli dize getirdiğimizi, koca memleketi yeniden kurduğunuzu belirtirken tüm varlığını depremde kaybetmesine rağmen devletten hiçbir şey istemediğini ifade ediyor.
Bu sözler karşısında duygulanan Atatürk ise “Üzülme dayı bu halin çaresine bakacağız” diyor.
Reklam filmi dış sesin şu ifadeleriyle son buluyor:
“Anadolu’nun gururlu insanı bir daha kimseye muhtaç olmasın diye o günden sadece 6 ay sonra Atatürk’ün talimatıyla Anadolu Sigorta kuruldu. O günden bugüne tam 85 yıldır kaybetmek yok”
Peki 75 yıl sonra Türkiye’nin yaşadığı en büyük depremlerin (17 Ağustos Gölcük, 12 Kasım Düzce) ardından devlet büyüklerimiz ne yaptı!
Özel İletişim Vergisi adı altında 1 yıllığına “deprem vergisi” toplamaya başladılar bizden.
Sonra bu vergiyi kalıcı hale getirdiler. 2022’nin son aylarına geldiğimiz şu günlerde toplanan bu para ne kadarı buldu dersiniz?
Tam 147 Milyar lira.
Bu para nerede diye sorulduğunda AKP tarafından hep aynı cevap geldi:
“Gereken yerlere harcandı”
Şeffaflıkta dünya zirvesiyiz hakikaten
Peki son 20 yıldır iktidarda olan ve bu vergiyi kalıcı hale getiren AKP’nin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ne dedi biliyor musunuz?
“Bugüne kadar depremlere 1.2 katrilyon harcadık. 60 milyar liralık kentsel dönüşüm, 180 milyar liralık da TOKİ harcaması yaptık. 81 ilimizde yapılması gereken sosyal donatı ihtiyaçlar var. Bunun içinde altyapı projeleri de var. Köprülerin güçlendirilmesi de var, yolun yapılması da var, afet toplanma alanları da var, kamu okullarının yenilenmesi de var. Biz binaların envanterini risk var mı yok mu diye çıkarıyoruz”
Anlaşılan yeni konut yapmaktan başka bir şey yapmamışız insanların derdine derman olacak, şöyle kalıcı bir çözüm.
Peki en son yaşadığımız İzmir Seferihisar Depremi’nden sonra ne yaptık?
Yine bölgede sadece bina inşa ettik.
Kentsel dönüşümle bina inşa etme işini bile ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Zaten 15 20 yıl sonra kentsel dönüşüm projesi kapsamına alınması öngörülen bölgelerde vatandaşların 50 60 yılda ilmek ilmek ördüğü binaların yenilenmesi şartını koştular.
Kiraya çıkan vatandaşlara 1500 lira kira desteği verdiler, 4000 liradan aşağı dairenin bulunmadığı İstanbul’da.
Binalarını müteahhitlere kat karşılığı yenileten mülk sahipleri sayesinde müteahhitler zengin olurken ileride gerçekleştirilecek bir kentsel dönüşümde de vatandaşlar bu sefer devlete borçlandırılacak evin güncel değer hesabı üzerinden.
AKP sağ olsun sadece ev yapmakla kalmadı depreme karşı!
Vatandaşlarımızın hafızalarına kazınsın, deprem anında hazır bulunsunlar diye uygulamalarda yapıyor hükümetimiz!
Bu kapsamda AKP hükümeti, 12 Kasım’da Düzce Depreminin yıldönümünde saat 18: 57’de “Çök Kapan Tutun” tatbikatı yapılacağını açıkladı.
AFAD tarafından tüm operatör kullanıcılarına mesaj gönderileceği, camilerden anonslar yapılacağı belirtildi.
1999 depremi sonrası afet yönetiminde proaktif bir anlayışı benimsediğini iddia eden AFAD maalesef dün çuvalladı.
Öncelikle vatandaşa bu uygulamanın ne olduğunu tam olarak anlatamadılar.
Bu bir erken uyarı sistemi tatbikatı mıydı? Yoksa depremde vatandaşlara ne yapması gerektiğini öğretmeyi amaçlayan bir uygulama mı?
Erken uyarı sistemi desek değil çünkü bir haftadır 18:57’de tüm Türkiye’de uygulanacağı söylenen tatbikat için birçok vatandaşa uyarılar gecikmeli olarak giderken bazı vatandaşlara ise hiç mesaj gitmedi.
O vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin!
Diyelim ki bu bir “deprem anı tatbikatı”. Peki sorarım size medyada yer alan birkaç haber dışında kim uyguladı bu tatbikatı?
Biz yaptık vatandaş uygulamadı dediğinizi duyar gibiyim sayın yetkililer!
Bunu demekle olmuyor…
Siz öncesinde deprem anında ne yapması gerektiğini söylediniz mi uyarı mesajlarıyla vatandaşlara?
Ya da bu konuda gerekli eğitimi verdiniz mi?
Vatandaşı her türlü enformasyonla buluşturan gazetecilere gerekli eğitimi verdiniz mi peki?
Vermediniz çünkü 2011’de Van’da meydana gelen depremi haberleştirmek için bölgeye giden gazeteciler deprem riski olan bir bölgede “OTEL”de kaldı ve meydana gelen ikinci depremde hayatlarını kaybetti maalesef.
Afet eğitimi ve afet iletişimi üzerine çalışan uzmanları sahada görevlendirmek yerine candaş, yandaşlarla doldurduğunuz için kurumları, ne vatandaşa gerekli bilgi verilebiliyor ne de artık vatandaş bu kurumlardan gelen bilgileri dikkate alıyor.
Her zaman söylüyoruz. Afet gibi siyaset üstü bir konudur. Toplumun her kesimini ilgilendirir. Birlik ve beraberlik gerektirir.
Söylüyoruz, uyarıyoruz; partiler üstü yaklaşın konuya diye ama neredee..
Dönelim dünkü uygulamanıza!
Evinde oturan, işinden çıkıp evine giden, metroda, toplu taşımada, aracında olan hiçbir vatandaş bu tatbikatı uygulamadı.
Ben eminim ki bakanların haberlerde yer alan göstermelik videoları dışında bunu akıl edenler bile bu tatbikatı uygulamadı.
Hangi vatandaşla görüştüysem (İçlerinde koyu AKP’liler de var) anlamsız bir uygulama olduğundan yakındılar.
Ne anlam ifade ettiğini bilmediklerini belirttiler.
Bu ülke, bu millet için üzülerek söylüyorum ki
Bu uygulama da siyasi bir şov aracından öteye geçemedi.
Gerçek manada vatandaşa hizmet etmeyi düşünüyorsanız,
Bırakın proaktifini, reaktifini, afet yönetiminde Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek alın!
Bırakın sadece yıkılan binaların yenisini yapmayı Mustafa Kemal gibi yüzyıl sonrasına bile ışık tutan projelere imza atın!
Anadolu’nun gururlu insanını kimseye muhtaç etmeyecek projeler yapın!
Bırakın siyasi şovu!