AKP ve BDP’nin gizli ittifakı!

68 kuşağından Hüseyin Yılmaz, YSK’nın bağımsız adaylarla ilgili kararını açıklamasından önce yazdığı mektupta diyor ki, “AKP’nin 330 vekili var. Tayyip Erdoğan, ‘Bu seçimde 315-320 çıkarırız’ diyor.. BDP’nin 20 militanı var.. ‘35’e geleceğiz’ diyorlar..
AKP’nin bu seçimde, Güneydoğu’daki listesi ve çalışmalarında gevşeklik görüyorum. Galiba gizli bir ittifak var! Seçim sonunda yapacakları anayasa değişikliğinde birlikte hareket edecekler. Hatta BDP’nin 35’den fazla milletvekili çıkarması AKP’nin işini kolaylaştıracak.”

***

Denilebilir ki, “Bu görüş doğru olsaydı, YSK neden BDP’nin 7 bağımsız adayının milletvekili seçilemeyeceğini bildirdi? AKP’nin Anayasa oyununu bozmak için mi?”
Bir defa henüz adayların durumu netleşmedi. YSK biraz geri adım atar gibi oldu. Cumhurbaşkanı meseleye el koydu. Anlaşılıyor ki YSK’nın kararından tatmin olmamış! Fakat bugüne kadar PKK çizgisindeki partilere oy vermemiş Kürt kökenli vatandaşlar ilk defa BDP etrafında bütünleşmeye başladı! Yani sorunları çözülürse 35’i aşarlar!
AKP oy oranını korur ve BDP de 35 milletvekili çıkarırsa, üç beş milletvekili transferiyle Anayasa’yı referandumsuz değiştirecek çoğunluk elde edilmiş olur.
PKK’nın “demokratik özerklik”, Anayasa’da zikredilmek veya millet adının hiç kullanılmaması gibi talepleri uzun süreden beri AKP tarafından ta savunulmuyor mu zaten? Tayyip Erdoğan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross’a, Anayasa’nın birinci ve üçüncü maddelerinin değiştirileceğini, Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç olmadığını, olmayacağını söylemedi mi? BDP’nin veya PKK’nın; ABD veya AB’nin dayatması da bu değil mi?

***


YSK’nın kararı, üniversite sınavlarındaki şifre meselesini de gündemin arka sıralarına attı. Aslında bu skandal, doğrudan 1 milyon 700 bin gencin ve onlara umut bağlayan 3 milyon 400 bin anne babanın, ortalama aynı sayıda kardeşin, yani toplam 8.5 milyon vatandaşın birinci meselesidir!
Abdullah Öcalan’ın hazırladığı BDP’nin bağımsız adaylar listesinin akıbeti, onları doğrudan ilgilendirmemektedir ama üniversite sınavına girenler arasında BDP’ye oy veren ailelerin de çocukları vardır. Yani, kimse bu meseleyi rafa kaldıramaz. Yoksa başını kuma gömmüş olur! KPSS’deki kopya iddiaları da uyutulmuştur. Bu iki sınavda mağdur olanların oyları, tek başına iktidar için yeter!
AKP, bu sebeple ipe un sermeye çalışıyor! YSK’nın kararı da AKP açısından şimdilik bu meseleyi ikinci plana atmaya yaradı.
Nereden bakarsanız bakın, bu seçimler AKP ve BDP’nin Türklükle mücadelesine bir yön verecek.Ya AKP ve BDP, Anayasa’dan Türk adını silecek ya da Türk Milleti bu iki partiyi tarihin çöplüğüne gönderecek. Arada başka bir ihtimal yoktur!

Muaviye rahatsızlığı!

Bazı okurlar, Muaviye’yi Muaviye olarak anmamdan rahatsız. Cüneyt Bilgin, mektubunda “Ülkenin birliği ve beraberliği için görüşleriniz net ve gerçekçi ama manevi konularda olan bazı bilgileriniz size zarar verebilecek nitelikte. Mesela Hz. Muaviye’ye karşı olan fikirleriniz tamamen ehli sünnete karşı. Israrla Hz. Muaviye’yi menfi örnek göstermeniz biz ehli sünnet Müslümanları derinden üzmektedir” diyor ve çeşitli kitaplar tavsiye ettikten sonra sözlerini “Takdir sizindir. Hiçbir Müslüman başka bir Müslüman’ın günaha girmesini, hele hele cehenneme gitmesini hiç istemez” diye bitiriyor.
Muaviye için “Hazreti” dememekle Müslüman’ın günaha gireceği veya cehenneme gideceği iddiaları tamamen Emevi uydurmasıdır. Allah kimi cennete alacağını Muaviye’ye sormayacak. Ayrıca ehli sünnet itikadını, Muaviye yorumuna bağlamak, İmamı Azam Ebu Hanife’nin, Hz. Ali’nin ve Hz. Peygamber’in yolunu reddetmek olmaz mı?

Yazarın Diğer Yazıları