AKP, neden darbecileri destekliyor?
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney’e mektup göndererek “Suriye’nin artık Türkiye ve Katar’a karşı hiçbir yükümlülüğü kalmamıştır. Birkaç ay önce Suriye’nin yakın dostu olan ülkelerin maskeleri düştü. Bu ülkeler, Batı’yı mutlu etmek için her şeyi yapar” diye yazması, İsrail istihbaratına yakın Debkafile adlı İnternet sitesinin, “Suriye sorununun, 21 Haziran’da yapılan Barack Obama-Tayyip Erdoğan görüşmesinde ABD -Türkiye ortaklığıyla çözülmesi kararına varıldı. İki lider, Esad’ın 4 ila 6 ay içerisinde düşeceği kanısına vardı. Ortaklaşa hazırlanan planda Türkiye’ye düşen esas rol ise Suriye ile ’askeri gerilimi tırmandırıcı’ adımlar atmak olarak belirlendi” iddiasında bulunması, Türkiye’yi yönetenlerin, ABD adına Orta Doğu’da nasıl bir taşeronluk üstlendiğini bir defa daha gösterdi.
***
Eş zamanlı olarak, Türkiye’de tutuklu milletvekilleri üzerinden uygulanan “kontrollü kaos” un hedefinin ne olduğu net bir şekilde ortaya çıktı: Kaosu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel ilkelerini değiştirmek için kaldıraç olarak kullanmak!
Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu tespiti yaparak tutuklu milletvekillerinin tahliyesinin reddi, BDP’li Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararlarının ardında, partileri “Türkiye’yi, bölünmeye götürecek yeni anayasa yapımına zorlamak” planının yattığını söyledi. Bahçeli, “Bileşik kaplar gibi. Birine ’evet’dediğinizde öbürüne de ’evet’demeniz istenen gizli bir gündem ve hukuki tuzaklarla karşı karşıyayız” dedi.
Bahçeli “Ben buna, gelecekte dikilecek olan ’yeni anayasanın teğeli’diyorum. Yani teğel biliyorsunuz, tam birbirini tutmaz, sonra üzerinden dikiş geçilir. İşte burada da bu tartışmalarla teğel tamamlanmış olacak. Teğel başarılı olursa, üzerinden çifte dikiş geçecekler” diye konuyu zihinlerde canlandırmaya çalıştı ve “Ortada AKP ile PKK arasında inkâr edilemeyecek seviyeye ulaşan bir rol paylaşımı bulunmaktadır. Yandaş basında köşe tutarak nasıl bir misyon üstlendikleri malum olan şahsiyetsiz kalemler, PKK-AKP ittifakıyla alt yapı çalışması sürdürülen yeni anayasa projesine lojistik ikmal sağlamaktadırlar” dedi.
***
Azerbaycan’da Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği yapmış Ramiz Mehdiyev, “Geçmişin Işığında Demokrasiye Giden Yol” eserinde “Üçüncü Dünya ve demokrasiden yoksun ülkelerde yapılan kadife devrimler, yeni Batılılaşma siyasetinin aletidir” diyordu.
Demek ki değişim, dönüşüm dedikleri hareket, dünyanın Amerikan egemenliğine girmesidir!
Zaten Soros devrimlerinden sonra “Arap Baharı” dedikleri, Orta Doğu’yu karıştırma operasyonlarının temeli de 30 Nisan-1 Mayıs 2005 günlerinde, Topkapı’daki Eresin Otel’de düzenlenen “Uluslararası İslam Dünyası Sivil Toplum Örgütleri Toplantısı” nda atılmıştır.
Aynı günlerde El Küdüs El Erabi adlı gazete, Mısır ve Suriye’deki Müslüman Kardeşler örgütü ve sivil toplum kuruluşları için ABD’nin 1.1 milyar dolar kaynak ayırdığını ve bu örgütleri kullanarak Arap ülkelerinde darbeler hazırladığını, para ile ilgili haberlerin USA News gazetesinden alındığını da yazmıştı.
Bugün açıkça görüyoruz ki, Mısır ve Suriye’de Amerikan desteğiyle iktidara getirilmek istenen örgüt, Müslüman Kardeşler’dir!
Bu gazeteler, Türkiye’deki toplantının aslında Büyük Orta Doğu projesi kapsamında AKP ile ABD arasında imzalanan gizli bir anlaşmadan kaynaklandığını iddia ediyordu.
Demek ki bugün Türkiye’de darbe karşıtlığı çığırtkanlığı yapanlar, CIA’nın Arap ülkelerinde örgütlediği darbelerin hizmetçisidir..