Cemil Çiçek, AKP adına Anayasa Mahkemesi’nde yaptığı sözlü savunmada Büyük Ortadoğu Projesi konusundaki iddiaları da cevaplandırdı:
“İddia makamına göre partimiz, ’bir büyük yayılmacı proje’olarak takdim edilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıdır.
Her şeyden önce, BOP olarak nitelenen proje uluslararası hukukun konusu olan herhangi bir anlaşma ya da sürece dayanmamaktadır.
Resmi dokümanlardaki adıyla ’Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi’ olarak bilinen bu girişim, G-8’lerin organize ettiği ve Recep Tayyip Erdoğan’ın da davet edildiği resmi bir konferanstır.
Ancak Türkiye’de bu konu, AK Parti’yi eleştirmek ve yıpratmak için, üzerine siyasi planlar da yüklenmek suretiyle siyasi bir söylem olarak kullanılmaktadır. İddia makamının bu siyasi söylemleri, adeta bir ölçü norm gibi kabul etmesini, hukuken izah mümkün değildir. Çünkü birtakım siyasi aktörlerin argümanlarının anayasa ve yasa yerine ikame edilmesi halinde, orada hukuktan, adaletten ve hukukun evrensel kurallarından söz edilemez.
İddia makamının BOP konusundaki ek iddiaları, birtakım senaryoları ve muhayyel planları esas almaktadır. Amerika’da çıkan bir dergide yayımlanan bir yazı ve haritadan hareketle hükümetin bölge ülkelerinin sınırlarını değiştirmek, Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına destek olmak ve Türkiye’nin üniter yapısını ve ulus-devlet kimliğini zayıflatmak ya da değiştirmek gibi bir planın ve çabanın içinde olduğunu iddia etmek, temelsiz ve ideolojik bir suçlamadan ibarettir. Ortadoğu’nun karmaşık siyasi yapısı, iç dengeleri ve sorunları hakkında yapılan resmi, gayriresmi değerlendirmeleri, yorumları ve gelecek senaryolarını, muhayyel bir planın parçası olarak görmek ve hükümeti de bu planın destekçisi olmakla suçlamak, en temel uluslararası siyaset ve ilişkiler kavramlarından ve tartışmalarından haberdar olmamak anlamına gelmektedir.”
* * *
Peki, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı kim? Diyarbakır nerenin yıldızı olacak? 2004 yılında ABD Başkanı Bush, Beyaz Saray’daki görüşmede Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığını Tayyip Erdoğan’a tevdi etmedi mi? Yenişafak gazetesi, haberi manşetten vermedi mi? Bütün dünyanın bildiği bir gerçeği saklamak çabası, başını kuma gömmek değil midir?
Kaldı ki AKP yabancılara satış yasasını da çıkardıktan sonra İngiliz basını derhal Türkiye’den yer kapılması için okuyucularını uyarıyor; “Planınızda olmasa da Türk sahillerinden bir ev alın!” diyor!
Neden acaba?
* * *
Bu durumda, Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün, hükümetin Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki pozisyonunu hatırlatarak “Bu yaşadıklarımız, adını ister Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi koyun, ister İsrail belgelerinde çıkan Yeni Osmanlı devleti koyun, böyle bir sürecin parçasıdır” sözleri gerçeğin ta kendisi değil mi?
Küçük’e göre Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın “Türkiye’de Müslümanlar da sıkıntı yaşıyor” açıklaması ile Dengir Mir Mehmet Fırat’ın “Atatürk devrimleri travma yarattı” sözleri de aynı sürecin parçası.
İşte Cumhuriyet Başsavcısı’nın asıl soruşturması gereken dış kaynaklı darbe girişimi budur!
Basında alenen “Amerika’ya teslim olalım” diyen tuzu kurular da bu suçun manevi ortağıdır.
