ABD desteğine karşılık İsrail'e güvence verildi

5 Kasım’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ziyareti sırasında ABD Başkanı Bush’un PKK’yı ortak düşman olarak ilan etmesi, sonrasında da Türkiye’ye vaat ettiği istihbarat paylaşımı sözünde durması üzerine kamuoyunda “Acaba karşılığında ne verdiler?” sorusunun sorulmasına yol açmıştı. Erdoğan bu iddiaları çok kesin bir dille reddetmiş ve “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı o kadar şerefsiz değildir” demişti!
Halbuki Dubai anlaşmasında verilecek krediye karşılık Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyon düzenlememesine dair anlaşma yapıldığı biliniyordu. Tepkiler üzerine bu anlaşma uygulanmadı. Süreç içinde Erdoğan, “Önce içerideki teröristleri temizleyelim” diyerek sınır ötesi operasyona karşı çıkmıştı. Sonra hem TSK’nın hem de kamuoyunun baskısı sonunda TBMM’den sınır ötesi harekat yetkisi almıştı.
Sınır ötesi operasyon başladı, PKK’ya önemli darbeler vuruldu. ABD, tarihinde ilk defa Türkiye’nin bir dış operasyonuna destek verdi.

***

PKK, arkasında ABD desteği olmasa varlığını sürdüremezdi. Örgüt 1991 yılından beri varlığını ABD’ye borçludur. Birinci Körfez Savaşı sırasında bölgeye yerleşen Çekiç Güç, Kürt devletinin temellerini atarken PKK’yı da güçlendirmiştir. Öcalan’ın Türkiye’ye iadesi ise Talabani ile Barzani’nin Türkiye de kullanılarak barıştırılmasından sonra mümkün olmuştur. Üstelik bu operasyon ile Ecevit’in DSP’si, 1999 seçimlerinde MHP’nin elinden birinci parti olma şansını almış ve Türkiye’nin siyasi kaderi değiştirilmiştir!
Son olarak PKK’nın kullandığı A-4 ve C-4 patlayıcıların, Irak’taki ABD depolarından verildiği de biliniyor!

***

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Bush ile görüşmesine Enerji Bakanı Hilmi Güler’i dahil etmesi, görüşmelerin ana konusunun enerji politikaları olduğunu gösteriyor. İran, ziyaret öncesi doğal gaz vanasını kapatarak Türkiye ve ABD’ye mesaj vermiştir.
Peki ABD’nin tavrını değiştiren nedir?
Biz bu soruyu daha önce de sormuş ve cevabını da vermiştik.
İsrail, İran ile bir çatışma halinde haritadan silinebileceğini biliyor! Çünkü İran, ABD saldırısına uğrarsa İsrail’i 11 bin füze ile vurmakla tehdit ediyor. ABD de enerji kaynaklarına ve yollarına hükmetmek için İran’ı sıkıştırıyor. Bu durumda İsrail ne olacak?
Fotoğrafı gören Yahudi lobisi, İran’a karşı Türkiye’nin desteğini sağlamak için ABD yönetimi üzerinde baskı oluşturdu. Yahudi lobisinin ön önemli isimlerinden Morton Abramowitz, 29 Ekim 2007 tarihinde Newsweek dergisine yazdığı bir makalede, özetle, “PKK sorunu, askerlerce yazılmış anayasayı değiştirerek ve sivillere ordu üzerinde kontrol yetkisi vermek isteyen AKP yönetiminin demokratik reform sürecini tehlikeye atıyor. Irak’ta mini bir Kürt devletinin doğuşu da bu bağlamda büyük bir gerilemeye yol açtı. Türkiye’nin sabrı tükendi tükenecek. ABD’nin hareketsiz kalışı felaketle sonuçlanabilir. PKK sorunu zaten Türkiye’nin ilerici hükümetinin siyasi gücünü baltalayıp dikkatini dağıtıyor. ABD bu defa da cevap vermezse Ankara pekala elini açmak zorunda kalabilir. Washington hâlâ ilişkilerdeki hasarı onarabilir, tabii Iraklı ve Kürt müttefiklerini PKK faaliyetlerini engellemeye sevk eder ve zamansız soykırım tasarısını gündemden çıkarırsa! Bu kriz, lafı bırakıp eyleme geçmekle çözülebilir” dedi!

***

5 Kasım görüşmesinden iki hafta sonra da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Köşkü’nde İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada, İsrail’in güvenliği ve tanınmış sınırlar içinde yaşama hakkına sahip olmasının, Türkiye’nin Ortadoğu politikasının değişmez önceliklerinden olduğunu söyledi!
Ve bu güvenceyi alan Yahudi lobisi, ABD’yi eyleme geçirdi! Anlık istihbarat ve teknolojik destek verilerek Türkiye’nin sınır ötesi hava harekatı yapması sağlandı. Böylece, içeride köşeye sıkışmış olan ve Anayasa değiştirmeyi ertelemek zorunda kalan AKP hükümetinin eli de güçlenmiş oldu!

Yazarın Diğer Yazıları