“105. Yılında Yeniden Amasya Genelgesi...”
Milli Egemenlik Platformu, Amasya'da, Saraydüzü Kışla Binasında, 23 Hziran 2024 günü "Milletin Azim ve Kararı" konulu bir panel yaptı. Panelin sonuç bildirisini Millî Egemenlik Platformu kurucularından, hocaların hocası, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun okudu.
***
“105. Yılında Yeniden Amasya Genelgesi” başlıklı bildiri şöyle:
Bundan 105 yıl önce Amasya’dan Türk Milletine seslenen büyük Atatürk ve arkadaşları gibi, Millî Egemenlik Platformu ve aşağıda imzası olan bizler, Yüce Türk Milleti’ne sesleniyoruz.
1. Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir!
2. Gazi Meclis’te, kürsüden vatan topraklarının bir kısmı ırkçı bölücü unsurların temsilcileri tarafından farklı isimlendirilmektedir. Ayrıca, bölücü unsurlar egemenliğimiz üzerinde talepte bulunma cüretini göstermektedir. Bölücülük konusunda gerektiği kadar duyarlı davranmayan siyasî iktidar ve bir kısım muhalefet partileri, emperyalistlerle iş birliği yapan bu bölücülere göz yummakta, sesini çıkarmamaktadır.
3. Vatanımız demografik bir istila projesiyle karşı karşıyadır. İktidar, “Açık kapı politikası” ve AB ile imzaladığı “Geri Kabul Anlaşması” ile vatanımızı, dünyanın dört bir yanından gelenlerle kaçak yabancı deposu hâline getirmiştir. Başta güzel İstanbul’umuz ve birçok Türk beldesi artık tanınamaz hâldedir.
4. Tarihte ülkelerin işgali ve devletlerin yok oluş sebeplerinden birisi de göçlerdir. Özellikle ideolojik hedeflerle ülkemize doldurulan Geçici Koruma Altındaki Suriyeli sığınmacılar, getirilen Afganlılar ve ülkemize gelen kaçak Afrikalılar millî devlet yapımızı, millî kimliğimizi, kültürümüzü ve ekonomimizi tehdit etmektedir. Millî eğitimimiz ve sağlık sistemimizde yabancılara göre düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler devletin diğer idarî yapısına doğru da genişlemektedir. Sığınmacı ve kaçaklara Türk vatandaşlarına göre imtiyazlı davranılmaktadır.
5. Ekonomi politikalarında yapılan, tarihimizde eşine rastlanılmayan yanlışlar, akıl dışılık ve özellikle ideolojik hedefe yönelik uygulamalarla hem kamu kaynakları israf edilmiş hem de haksız kaynak transferleri gerçekleşmiştir. Bunların sonucunda Türk Milleti'nin büyük bir kesimi derin kitlesel bir yoksullaştırılmaya ve mülkiyetsizleştirilmeye doğru sürüklenmiştir. Türk çocukları aç yatarken, var olan millî kaynaklarımızın önemli bir kısmı kaçak yabancılara harcanmaktadır.
6. Yargıda ve idaredeki uygulamalarla ayrıcalıklı kişiler ve sınıflar yaratılmıştır. Liyakatin yerini torpil ve partizanlık almıştır. Bu da toplumdaki adalet ve eşitlik duygusunu ortadan kaldırmaktadır.
7. Yıllardan beridir Türk kimliğini önemsizleştirmeye çalışan siyasî iktidar, millet yapımıza büyük zarar vermiştir. Yönetim anayasanın, hukukun denetiminden ve şeffaflıktan uzaklaşmış, şahsileştirilmiş, kurumların kültürü ve etkisi kaybettirilmiştir. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru kuvvetler ayrılığı ilkesi neredeyse yok edilmiş, devlet bir parti devletine dönüşmeye başlamıştır. Oysa devlet, kurumları ve kurallarıyla vardır, var olagelmiştir ve sürecektir.
8. İktidar bütün bunları düzeltmek için anayasanın kendisine verdiği görevi yerine getirmektense, “Yeni anayasa” yapıp yeniden oluşturulan “fiilî durumu hukukî hâle” getirmeye gayret etmektedir. Bu şekilde hem iktidarlarını sürdürme yollarını aramakta hem de yeni vatandaşlık tanımına kapı aralamaya çalışmaktadır. Bugün yaratılmaya çalışılan durum, Türk milletine kurulmuş başka bir tuzaktır ve büyük bir karanlığın kapısını aralamaktır. Bütün bunlara rağmen milletin yaratılışındaki cevher-i aslîsi, tehditleri karşılayacak, tehlikeleri ortadan kaldıracak kudrettedir. Milletin tehdit altındaki istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
***
Bu bildiriyi benimsediğim için aynen yayınladım. Katılmadığım sadece bir konu var... Emeklilerin açlığa mahkûm edilmesi gibi ekonomik kararlar, yanlışlıkla değil, bilerek, isteyerek hatta halkı, “Yeni Anayasa”ya mecbur etmek için alınıyor. Halkın direnç gücünü kırarak sonuç almaya çalışıyorlar.