1 Mayıs’ta olmadı, 6 Mayıs’ta bir şeyler yapalım!
Mayıs ayındayız. 1 Mayıs’ı çok şükür hasarsız geçirdik. İstanbul-Taksim’de gösteriye kesinlikle izin verilmeyeceği, çok geniş tedbirler alındığı bilindiği hâlde Taksim’de ısrar neyi ifade eder? “İsyan” diyebilir miyiz?
Taksim’de toplanılmasını engelleyenlere karşı istediğinizi söyleyebilirsiniz.
Ancak... Taksim’e gidilemeyeceğini bile bile polislerin karşısına çıkmak, bariyerleri zorlamak, polislere taşla, değnekle saldırmak neyin nesi? Yine toplanıp polis barikatının önüne gelirsiniz, sloganlar atarsınız, konuşur, öfke saçarsınız ama saldırmak... İşte bu olamaz.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Taksim’e yürüyeceğiz.” demişti. Saraçhane’den öteye gidemedi… Oldu mu şimdi?!
Madem Taksim’e çıkacaktınız, neden vazgeçtiniz? Bariyerlere çarparız, refüze oluruz diye mi? (12-15 Haziran 2023 arası dört gün devam eden “CHP yol ayırımında” başlıklı yazımı Özgür Özel ve etrafındakiler lütfen okusunlar. “Sol”un Türkiye’de nasıl anlaşıldığını ayrıntılı veriyorum. İtirazları varsa buyursunlar.)
Türkiye’de IŞİD’den tutun PKK’sına kadar birçok terör örgütü var. Saldırgan tavır terör örgütlerine âlet olmaktır ve bizatihi terör örgütleri içinde yer almaktır.
Geriye dönüp bakın... Kaç defa kalabalıklara ateş açıldığını, kaç defa bomba atıldığını, kaç defa tuzaklar kurulduğunu bir inceleyin. Örnekler çok geride de değil; yakın zamanda.
20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa-Suruç’ta 33, Ankara Garı önünde 5 Ekim 2015’te 109, 10 Aralık 2016’da Vodafone Park'ta oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçının ardından saldırıda 40’ı emniyet mensubu 47 insanımızın katledilmesini hatırlayın... Örnekler o kadar çok ki...
Öfkenin ardı kavgadır, kavganın ardı öldürmedir.
Türkiye hepimizin... Bu şuurla hareket etmeliyiz.
Özellikle şu anda birinci parti görünen, mevcut iktidardan bıkkın halkın naçar desteğini alan CHP’nin başındakiler, adımlarını çok dikkatli atmalılar. “Sol” derken bir daha bir daha düşünmeleri gerekir. Çünkü Türkiye’de “sol” “sol=terör=yıkıcı=bölücü=inançsız=anarşist...” anlaşılır.
PKK da “sol”la eşittir. Bunu bir ben söylemiyorum. Girin, çokça araştırmayla karşılaşacaksınız. Birini hatırlatayım: Cengiz Alğan, “Türk Solunun PKK Aşkı”, Dosya, Kriter. Nisan 2023, S. 78.
CHP, tüzüğündeki “sol” üzerinde bir daha bir daha düşünmelidir.
***
Ekranlarda Bursa’dan bir görüntü... Biri 6 Mayıs 1972’de, iki örgüt mensubuyla birlikte idam edilen Deniz Geçmiş’in fotoğrafını taşıyor. 1 Mayıs’la Deniz Gezmiş ne alâka? Ve CHP ile Deniz Gezmiş ne alâka? O resmi taşıyan CHP’nin Bursa Vekili Orhan Sarıbal’mış. Bursa’da mitingi düzenleyen Türk-İş. Birileri Deniz Gezmiş’in resmini sokmak isteyince, engellenmişler. CHP milletvekili sahiplenip fotoğrafı alıp alana taşımış.
CHP’liler, dönemin kanunlarına göre idam cezası verilmiş kişiyi kendileri için nasıl bir örnek görüyorlar ki sahipleniliyor? Daha önce de yazdım… CHP’nin İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ankara’ya Anıtkabir’e gidiyor, sonra Karşıyaka Mezarlığı’na geçiyor, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mezarını ziyaret ediyor.
Özgür Özel’de de Deniz Gezmiş bir başka tutku. Birçok konuşmasında örnek aldığı isim bu Türkiye Halk Kurtuluş Örgütü lideri. (Vikipedi’ye “Türkiye Halk Kurtuluş Örgütü” başlığıyla girin, ne olduğunu görün!)
30 Nisan 2024’te Filistinli öğrenciler, TBMM’de Özgür Özel’i ziyaret ediyorlar, bir şiir kitabı veriyorlar. Meğer şiir kitabı, Filistin’de gerillacılığı öğrenmek için bulunduğu sırada ona hediye edilmek istenmiş. CHP Genel Başkanı, hediyeyi aldıktan sonra bakın ne diyor:
“"Türkiye'deki üniversitelerde eğitim gören gençler; Filistinli arkadaşı İsa tarafından Deniz Gezmiş'e hediye edilmek istenen "Filistin Şiiri' isimli kitabı oğlunun selamı ile ‘Deniz Gezmiş'in yolundan’ gittiğim gerekçesiyle tarafıma hediye ederek, büyük onur duymama vesile oldular. Bize düşen Filistin davasına sahip çıkmaktır, sahip çıkacağız.”
Deniz Gezmiş Filistin’e Filistin davasını savunmak için gitmedi. Elbette aklında Filistinlilerle dayanışma vardır ama, gerillacılığı onların kampında öğrenmek istedi. Bunu bizzat Filistin kamplarında eğitilenler açıklamışlardır. Geçmişte bu açıklamaları verdim.
6 Mayıs’ta bilmiyorum, Özgür Özel bir anma toplantısı yapar mı?! Hani sık sık onu anıyor, “‘Deniz Gezmiş'in yolundan’ gittiğim…” diyor ya...
Mihri Belli (1915-2011), sol/komünist cenahın önde gelen ismidir. Onun “İnsanlar Tanıdım-Mihrî Belli’nin Anıları” kitabı vardır. Kalın bir kitap. Deniz Gezmiş’le ilişkilerine ayrı bölüm ayırmış. Bu kitaptan iki cümle alacağım:
“Deniz heyecanla silahlı savaşın gerekliliğini savunuyordu.” (s. 521)
“Bir yıl önce cebinde taşıdığı kitap Leninizmin İlkeleri’ydi. Son görüşmelerimizden birinde cebinde Marigella’nın Şehir Gerillası adlı kitabını çıkardı.” (s. 522)
Sormak gerek; CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda mı, Deniz Gezmiş ve gibilerinin yolunda mı?