Zırhlı Birlikler'de kurulan kumpas...
Şehid olan Cihangir Teğmenin 4,5 ay hapis yattığı Zırhlı Birlikler Davası'nın dosyasını incelemeye başladım. Aylardır bu sütundan "darbe davalarının bir bütün olduğunu, hepsinin bir arada değerlendirilmediği sürece adaletin yerini bulmayacağını dolayısı ile darbenin perde arkasının ortaya çıkamayacağını" belirtmiştim. Zırhlı Birlikler Davası'nı incelerken de bilinmeyenleri öğrenip "Vay canına" diyerek doğruları kamuoyu ile paylaşmayı vazife saydım.
***
Etimesgut Zırhlı Birlikler'de 200 tank vardır. Ve bu tanklardan o gece sadece 2 tanesi bir saat kadar dışarı çıkıp geri gelmiştir. 200 tankın çıkması durumunda durumu tahayyül edebiliyor musunuz!.. Darbeciler sanıldığı gibi acemi-salak değil. Çok iyi plan yapmışlar ancak TSK içindeki "Millî Subaylar" sayesinde başarısız olmuşlardır. Bunun en bariz örneği Zırhlı Birlikler... 15 Temmuz sabahı rutin işler devam ediyor. Kursiyer Teğmenlerin icra edeceği Şereflikoçhisar'da tatbikatın hazırlığı yapılıyor. Tatbikat için 4 adet tank ve 4 adet ZPT (Zırhlı Personel Taşıyıcı) sabah 09.00'da tank çekicileriyle Ş. Koçhisar'a gönderilmişti. O gün kursiyerler için gündüz ders ve eğitim konusu ilginçti. "Meskun Mahalde Muharebe" eğitimiydi. Yani tankların ve zırhlı araçların şehir içinde icra edilecek bir harekatta nasıl kullanılacağı, nasıl ateş edeceğine yönelik eğitimler icra edilmişti. Yani darbe girişiminde bulunacak alçaklar darbe planını yaparken eğitimin planlanmasını da yapmışlar.
Aşağıdaki satırları okuyunca bazılarının darbeden haberi olmadığı iddialarının ne kadar yalan olduğu da ortaya çıkacak...
Akşam 18.00'de Tümen Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol, Nöbetçi Amiri Tank Binbaşı Erdal Yetim tarafından uğurlanır. Kısa süre sonra 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak'ın kışlaya geleceği bildirilince Akyol yeniden döner. Gürak ve Akyol karargaha geçip Nöbetçi Amiri Eğitim Destek ve Tatbikat Taburu Komutanını makama çağırırlar. O gün mesai saatleri içinde Ş. Koçhisar'a giden tankların intikal ve emniyet mesajlarının çekilip, çekilmediğini, ilgili makamlara bilgi verilip verilmediği ile tümendeki tankların garajda olup olmadığı gibi sorular yöneltirler. Saat 19.00'da gelen Gürak 19.30'da Kara Havacılık Okulu'na gitmek üzere ayrılır. Gürak gittikten sonra Akyol nöbetçi heyetine, kışladaki tankların garajda olup olmadığı, kapakların kapalı ve kilitli olup olmadığını kontrol etmeleri emrini verip devre arkadaşının kızının düğününe gideceğini söyleyerek kışlayı terk eder. (Yine düğün!..)
***
Zırhlı Birliklere 2 hafta önce atanan Acemi Er Eğitim Taburu Komutanı Binbaşı Semih İlhan, Nöbetçi Amiri Erdal Yetim'i telefonla arayarak "Genelkurmay Başkanlığı'na saldırı yapıldığı, bir çok şehidimizin olduğunu Nöbetçi Amir Erdal'a ulaşamadıkları için kendisini aradıklarını" söyleyip telefonu kapatır. Oysa aradığı kişi Erdal Yetim'dir... Erdal hızla karargaha geçer. O gecenin ilk atama mesajı gelmiştir. Kurmay Başkanı Sıddık Çoban, Okul Nöb. Amiri Bnb. Aziz Çiçek ve Hrk. Mrk. Nöb. Bşv. Ali Küpeli ile beraber mesajı okurlar. Atama mesajında darbe ile ilgili bir husus görünmemektedir. Kurmay Başkanı Sıddık Çoban, Erdoğan Akyol'u telefon ile arayıp kendisinin görevden alındığını yerine Ahmet Bican Kırker'in atandığını söyler. Saat 22.15'te yani 16 dakika sonra Tuğgeneral Kırker, Emir Astsubay, Kurmay Başkanlığına atanan Faruk Yaman ve Binbaşı Semih İlhan'ın makam aracı ile Tümen karargahına gelirler. Genelkurmay Karargahından gelen emir yüzünden bu kişiler o anda engellenemez. Kırker'in ilk emri tüm personelin mesaiye çağrılması olur. Kırker "Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığına terör saldırısının olduğunu bu nedenle tüm silah, araç, tank vb.lerin hazırlanmasını isterken halen 17 şehidin naşına ulaşılamadığı, havada bomba yüklü bir uçağın nereye saldıracağının belli olmadığını" belirterek panik havası oluşturur. Birkaç hafta önce Merasim Sokak'ta patlayan bomba ile bir çok personelin şehid olduğu olaydan dolayı bu hava çok yadırganmaz. Görevden alınan Sıddık Çoban, Erdoğan Akyol'u arayarak yeni atanan Kırker ile telefonda görüştürür. Akyol; "Bican beni niye görevden aldılar, neler oluyor?" diye sorunca Kırker panik havasında; "Komutanım büyük karargahlara saldırı var, bir sürü şehidimiz var, ayrıntılı planlamayı ben biliyorum gelince anlatırım" der. Saat 23.00'ü gösterdiğinde Akyol karargaha gelip makam odasına çıkar. 15-20 dakika sonra da Albay İsa Sancaklı ile beraber çıkar. İddianamede olduğu gibi herhangi bir zorlama yoktur. Aksine karargahın kapısında bekleyen Sefa Alkan, Cem Tuce, Özgür Efe, Aziz Çiçek ve diğer astsubay ve erbaşlarla tokalaşıp; "Arkadaşlar Allahaısmarladık, benim görevim buraya kadarmış" diyerek İsa Sancaklı'nın özel sivil Toyota marka aracına binip tümenden ayrılır. Erdoğan Akyol'un derdest edildiği iddianamede yazmaktadır. Ancak ortada derdest durumu yok. Hatta İsa Sancaklı, Akıncı Üssü'nün yerini bilmediği için yolu Akyol tarif etmiştir.
Yarın Zırhlı Birlikler'de kurulan kumpasa devam edeceğiz...