Güllaçlar çoktan kuruldu raflara.
Pide kokularına, dökülen lokmaların kokusu karışacak fırınlarda.
İkramsız olur mu; baklavalar açılacak, evlerde hiç yapılmadığı kadar çok tatlı yapılacak.
E çocuklar unutulmayacak; anne-babalar istedikleri kadar "zehir" deyip yedirmek istemesinler, el altından şeker sıkıştırılcak çocukların avuçlarına.
Ramazan geldi.
Şekere yüzde 31 zam geldi.
*
Tam buğdayı, kara buğdayı, çavdarı, siyezi; ille de tüketilecekse "sağlıklı olanı" iyi hoş da…
Şöyle sıcacık, katıksız bile ziyafetlerin en güzeli;
Pidesiz geçer mi?
Ramazan geldi.
Ramazan pidesine 1 TL zam geldi.
*
Beslenmeyi unutalı çok oldu; "doymak" artık çoğu hanenin derdi.
Ama oruçlar tutulacak, uzun saatler açlıktan sonra biraz kan, can, güç, kuvvet, enerji verecek yiyecekler lazım sofralara.
Ramazan geldi.
Ete yüzde 48''in üzerine yüzde 10 daha zam geldi.
*
Halin hatın en çok sorulacağı zamanlar…
Mesajlar atılacak, iftar-sahur selfileri paylaşılacak, sofralardan görüntülü aramalar yapılacak; buluşanlar, buluşamadıklarıyla böyle kavuşacak, "Sakız çiğnemek orucu bozar mı" formatlı yayınlarda illa ki yapılacak gaflar izlenecek tekrar tekrar YouTube''dan, duymayanlara da duyurulacak sosyal medyadan…
Ramazan geldi.
Türk Telekom tarifelerine yüzde 67 zam geldi!
*
Açlık üşütür.
Sahur vakti; ayaz keser bu mevsimde hâlâ çoğu şehirde.
Ramazan geldi.
Doğalgaza konutlarda yüzde 35, sanayide (üretimde yani) yüzde 50 geldi.
*
Bakmayın takvime göre kısaldığında geceler uzayacak; iftarda başlayan muhabbet sahurda sonlanacak…
Sokaklar aydınlanacak; evlerin pencerelerinden ayrı, mahyalardan ayrı, şenlik meydanlarından ayrı ışıklar saçılacak geceden sabaha.
Ramazan geldi.
Elektriğe zam geldi.
*
Başlamasıyla bitmesi bir olacak;
O koca 30 gün su gibi akıp da bayrama ulaştıracak.
Pandemiden sonraki ilk yasaksız bayram olacak; dile kolay 2 yıllık hasret sonlanacak.
Torun tombalak, aileler salgından sonra belki ilk defa doya doya kucaklaşacak, öpüşüp koklaşacak.
Yollar dolacak; yolcular çoğalacak.
Ramazan geldi.
Birçok ilde ulaşıma yüzde 35, TCDD biletlerine yüzde 9 daha zam geldi.
*
Bunun daha bayramlığı var…
Harçlığı var…
Eskiler, "Ramazan geldi hoş geldi/Evlere şenlik geldi" derdi.
Ramazan geldi de, kimsenin dili varmıyor yazık ki "hoş" demeye!
Ramazan geldi…
Ve fakat, "zam-azan"lara kurban gibi!
Demokratik emperyalizm…
AK Parti''nin eski milletvekillerinden de olan Karar yazarı Mehmet Ocaktan, dünkü yazısına şu satırlarla başlıyordu:
"Türkiye dahil pek çok Müslüman ülkenin aydınları, siyasetçileri geri kalmışlığın sorumlusu olarak demokratik dünyayı, bir başka ifadeyle ''Atlantikçi emperyalistler''i görürler."
Siyasi geri kalmışlığımızın sebebi tam da bu halbuki;
"Atlantikçi emperyalistler"in "demokratik dünya" varsayılıyor olması yani!
Onlar;
Ocaktan''ın bir vakitler yazdığı gibi pekala "Küresel Naziler" olabilirler, "Kovboy çeteleri" olabilirler, "Kanlı ortaklık" kurmuş olabilirler, "Diplomatik fuhuşçu" olabilirler, "Tecavüzcü" olabilirler ve fakat, imkan ve ihtimal dahilinde değil; "demokratik dünya"yı temsil edemezler.
Onlar için demokrasi bir işgal maskesi.
"Bergen''e Saygı" mı!
Yapılmadı değil; sağlam "yeniden yorum" albümleri yapıldı bugüne kadar Türkiye''de;
Müslüm Gürses…
Orhan Gencebay…
Favorim; Erol Evgin…
Zülfü Livaneli…
Mahsuni Şerif…
Yeni Türkü…
Nilüfer…
Gayet subjektif bir yorum tabii ama "Bergen''e Saygı" albümü kadar samimiyeti geçmeyenini, her nağmede adeta "Yapmış olmak için yapıldı" diye bağıranını dinlemedim ben.
Hangi proje önce başladı, hangisi, hangisinin rüzgarına yaslanmaya çalıştı bilmediğimden haksızlık yapmak istemem ama, sanki filmin oluşturduğu hava bu alanda da kazanca tahvil edilmek istenmiş gibi; sadece bu, dinlerken hissettirdiği.
İçinde görece istisnalar, Jehan Barbour gibi, seslendirdiğini Bergen şarkısı olmaktan tümden çıkarıp, en azından başka bir şarkı olarak dinlettirmeyi becerenler de olmakla birlikte, albümün genel havası için naçizane yorumum:
Bu kadar ciğer sökücü şarkılar dinleyenin ciğerini geçtim, yüreğine hiç mi dokunmaz!
