Z kuşağı bilmez ama özür yine bize düştü!
Twitter'da 'Z kuşağı bilmez' başlığıyla insanlar tartışıp kendilerince mesaj veriyorlar… Yakın geçmişte yaşanan kendilerince olumlu ve olumsuz olaylar üzerinden propaganda yapıyorlar…
Bu vesileyle biz de bazı hatırlatmaları yapalım… Madem ki kimileri sadece kendilerini 'millî ve yerli' olarak görüyor ve karşılarındaki herkesi terörle ilişkilendirebiliyor, bizlerin de hak için, adalet için, doğru tarih için bazı hatırlatmalar yapmasında fayda var…
Meselâ 'Z kuşağı bilmez' şahsen çok büyük hatalar yaptım… O yüzden 'yerli ve millî' olanların bize hâlâ kızıyor olmaları çok normal!..
Farkındayım, yapmamalıydım, bir anda 'büyük şeytan'a uydum ve çözüm sürecini halka pazarlasınlar diye 'âkil adamlar' heyeti kurdum!.. 'Z kuşağı bilmez' ama onlara hatırlatayım ve o heyete aldığım bazı isimleri tekrar ifade ederek, halkımdan bir kere daha özür dileyeyim bu vesileyle:
Öztürk Türkdoğan: Adında da, soyadında da 'Türk' vardı ama kendi ifadesiyle Türk değildi... Aynı zamanda İHD Başkanı'ydı... Kendisini Akdeniz Bölgesi âkillerinden yaptım... Meclis'teki komisyona geldi ve "Andımız kaldırılsın, bir Kürt çocuğu 'Ne mutlu Türk'üm diyene' demek zorunda kalmamalıdır. Yine şehirlerin girişlerinde, dağlarda tepelerde 'Ne mutlu Türk'üm' yazıları var. Bunlar kaldırılmalı" teklifini yaptı... "Türklüğü kaldırmaya önce kendi adından başla" diye çıkışılınca "Zamanı gelince o da olacak" dedi... PKK'yla mücadelede ağır silahların kullanılmasından fevkalâde rahatsızdı ve kendince Cenevre Sözleşmesi'ni dayatmaya çalışıyordu... Kendisini âkil tayin ettiğim için çok pişmanım, özür diliyorum!..
Zübeyde Teker: Kendisini "Barış için Öcalan'a özgürlük" kampanyasından tanırdım... Profiline onun sözünü koyacak kadar sıkı Apocuydu... "PKK terör örgütü değildir" propagandası yapan ve zaten PKK ve KCK tutuklularıyla ilgilenen, onların açlık grevlerine destek olan federasyonun başkanıydı... "Başta Öcalan olmak üzere cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler bırakılmadan dağdan inişler olmaz" diyordu... Daha sonra 'Sur'da siviller katlediliyor' kampanyasını yürütmüştü... Bir an gaflete düşmüştüm, kendisini Doğu Anadolu Bölgesi Akil Heyeti'ne seçmiştim, özür diliyorum!..
Hüseyin Sayman: Adına 'çözüm' denen süreçte 'taraflar'ın görüşlerini harmanlayıp halka aktarma işini görüyordu... 'Görev'ini iyi yapıyordu... PKK ne zaman yan çizse, sözde silah bırakacakları yeni tarihi o açıklıyordu gazetedeki köşesinde... Çözüm süreci için "Bu bir devrim, 30 yıllık akıl tutulması bitti" şeklinde müjdeler veriyor, insanları sürece ısıtıyordu... Pek derinliği olmamasına rağmen 'kadro'su gereği bir nevî 'halkı rehabilite' işine bakıyordu... Kobani'yi 'ikinci Stalingrad' benzetmesiyle zirveye çıkmışlığı da vardır... Çözüm sürecinin bu fedaisini önce 'âkil adam', sonra da Bakan Yardımcısı yaptım... Olsun, yine de özür diliyorum!..
Lami Özgen: KESK Başkanı'ydı, KCK operasyonunda Silvan'da gözaltına alınmıştı... Sonra tahliye edildi... İddianamede "Daha önce de aynı suçtan yargılanmış, mahkûm olmuş, temyiz yargılaması devam eden ve terör örgütünün siyaset akademisinde örgüt üyelerinin eğitiminde görev almış bir kişidir" deniyordu... Dâvâ sürerken kendisini âkil yaptım... O da şaşırdı bu işe... Kendisini Beşir Atalay'a sormuş, o da "Engel değil" demiş... Lami Bey bu durumu "Bir yandan terörist, bir yandan âkil insan. Bu benim şahsımda bu ülkenin trajedisi'' şeklinde tanımlıyordu... Şimdi bunun için de özür diliyorum!..
Ahmet Gündoğdu: Memur-Sen Genel Başkanı'ydı... Baktım ki çözüm sürecini çok iyi anlatacak, onu da 'âkil' yaptım... "Kürt kardeşlerim bundan böyle Ergenekon ve JİTEM'in cinayetlerini Türk kardeşlerine mâl etmeyecek" gibi şeyler söylüyordu âkiller heyetinde, halkımızı bilgilendirirken... "Çözüm sürecini hayvanlar bile anladı ama bazı insanlar anlamadı" sözü de kendisine aittir... Kendisini çok sevdim, hızımı alamadım, bir de milletvekili yaptım... Özür diliyorum!..
Celalettin Can: Eski Dev-Genç'lidir... 78'liler Vakfı Başkanı'dır... 20 yıla yakın cezaevinde yattı... 'PeKeKe'nin terör örgütü değil, siyasî bir örgüt olduğunu savunmasıyla tanınır... O çizginin gazetelerinde yazar... Ülkemize barış gelsin diye onu da ben İç Anadolu bölgesinden âkil olarak atadım... Sonra çıktı âkil adamlar fikrinin Öcalan'a ait olduğunu söyleyerek beni zorda bıraktı... Bu yetmezmiş gibi heyette BDP'nin belirlediği 19 kişinin olduğunu ifade ederek, sırlarımı ifşa etti... Onu seçtiğime de pişmanım, hem de çok pişmanım, yine özür diliyorum!..
***
'Z kuşağı bilmez', tüm bunları tek başıma düşündüm, tek başıma karar verdim!.. Hiçbir yerden talimat almadım!.. Hepsini ben âkil tayin ettim!.. Birisi özür dileyecekse o da benim!