Yunanlı gazeteci AKP'yi niçin savunuyor?
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün “Dış Basında Türkiye” bülteninde 12 bin tirajlı bir Yunan gazetesinden alıntı var. Artık dış basında AKP’yi destekleyen hangi yazı varsa taranıp bulunuyor ve bu bültene alınıyor!
Yazıda ilginç olan, Türkiye’de AKP’yi destekleyen yazarların önermeleri ile benzerlik taşıması! Hatta acaba Yunanlı gazeteci yazısını bir AKP’li yazar ile konuşarak mı yazmış diye düşünüyorsunuz!
***
17 Nisan 2008 tarihli İmerisia gazetesinde, Yorgo Kapopulos bir soru sorarak yazısına başlıyor. Soru şu:
“Erdoğan-Kemalist düzen/derin devlet arasında gelişen sürtüşmede Washington acaba nasıl bir tutum benimseyecek?”
Kapopulos’un bakışı şöyle:
“AKP hükümeti 1918 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesinden sonra ilk kez Türkiye’yi Orta Doğu’daki dengelerin önemli unsuru haline getirdi. İran, Suriye ve Hamas ile aynı zamanda da ılımlı Sünni ülkelerle yani Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ile olumlu ilişkiler kurdu. Arap dünyasında işbirliğinin yozlaşması ve İKÖ’nün de siyasi düzeyde faaliyet göstermemesi sebebiyle Ankara, İran ile birlikte bölgesel tüm olaylarda söz sahibi olma hakkını elde etmiş bir lider ve bölgesel güç olarak ortaya çıkmak için avantaj elde etti. Bu dinamizmin hem (ABD’yi yöneten) yeni muhafazakârlar hem de İsrail açısından büyük bir hoşnutsuzluğa yol açmıştır. Bölgesel jeopolitik dengeleri kökten değiştirecek ve Arap-Müslüman dünyasındaki dengelerin Ankara ve Tahran’ın etkisi altında olacak bir Orta Doğu’nun şekillenmesine yönelik ön koşulların yaratıldığı da açıkça belli olmaktadır.
Tam aksine iktidardaki AKP’nin yasa dışı ilan edileceği, Erdoğan, Gül ve daha 70 siyasinin siyasi faaliyetlerinin yasaklanacağı bir Türkiye, içine kapanacak, ülke içinde sürtüşme ve iç savaş ortamı oluşacak, Orta Doğu’da politika uygulama yönünde en küçük yeteneğe sahip olmayan bir Türkiye doğacak. AB ile müzakerelerin başarılı olmayacağı anlaşıldığına göre, Kemalist düzen-derin devlet ve Baykal’ın CHP’si gibi onun izinde ilerleyen siyasi oluşumlar için tek dayanak Washington ve oynayabilecekleri tek rol, Müslüman dünyayı Batı’nın rakibi olarak gören bir stratejiye hizmet etmeleri olacak.
Bütün bunların belirli bir sonuca hizmet ettiği kesin; Bush yönetiminin hukuki ’darbe’sonucu Erdoğan’ın iç sorunlarla uğraşmaktan başka bir şey yapamamasını istememesi için bir dizi sebebi var. Sürtüşmenin son mücadele olarak gelişmesi durumunda, tek süper gücün çıkarlarının Kemalist düzenin çıkarlarıyla aynı yönde olacağı açıkça belli oluyor.
AKP ve Erdoğan’ı destekleyerek demokratikleşmeyi desteklemek ’27’ler için artık bir ilkelere saygı konusu değil, acil ve tek yönlü gerçekçi bir politikadır.”
***
Yunanlı gazeteci. Kapopulos, Türkiye’nin Amerika’ya rağmen Orta Doğu’da söz sahibi olmasını istiyor! O zaman Yunanistan ne olacak? Kapopulos, Yunanistan’ın çıkarlarını mı düşünüyor, yoksa Türkiye’nin mi?
Bir de Tayyip Erdoğan’ın Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanı olduğunu söylemeyi unutmuş! Ayrıca, Türkiye’nin stratejik kuruluşlarını ABD’yi de yöneten küresel sermaye sahiplerine sattığını da es geçmiş!
Yunanlı gazeteci, AKP’nin Amerika ile mücadele ederek, Orta Doğu’da mevzi kazandığını, AB’nin de bu durumu desteklemesi gerektiğini, Kemalistlerin ise ABD ile işbirliği içinde olduğunu söylüyor!
Bu yazıdaki bakış tarzına AKP’yi destekleyen yazarlar da sahip.
Fakat 12 bin tirajlı bir Yunan gazetesinde yazan Kapopulos, AKP’yi neden bizden daha fazla düşünüyor, onu anlamış değilim!
Her ne kadar programını CFR göndermiş olsa da dayandığı taban açısından AKP, sonuçta bir Yunanistan partisi değil, Türkiye’nin partisi.
Yunanlı gazetecinin Kemalist düşmanlığını anlamak da mümkün fakat AKP’yi böyle dolambaçlı yollardan desteklemesi ilginç!