Tayyip Erdoğan, “Bu ülkede farklı etnik kimlikte olanlar kovuldu. Bu faşizan bir yaklaşımın neticesiydi” dedi, Yunanlılar sevindi, Ermeniler sevindi, Baskın Oran sevindi, Halil Berktay sevindi, DTP’liler sevindi.
Yunanlılar sadece sevinmekle kalmadı, Etnos gazetesi, “Erdoğan’ın bu açıklamaları sadece, Yunan ve Türk uyruklu Rumların askıda olan sorunları ve gayrimenkulleri konusunda yapılacak olası düzenlemelerin habercisi ise esaslı bir siyasi öneme sahip olabilir. Yunan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis’e büyük bir fırsat veriliyor. Birkaç hafta sonra Türk mevkidaşı Ahmet Davutoğlu ile görüşecek, bu konuları gündeme getirebilecek ve Türk hükümetinin samimiyeti tespit edilebilecek” diye yazdı!
Yani, Yunanistan, Tayyip Erdoğan’ın sözlerine dayanarak Türkiye’den bazı gayrımenkuller isteyecek!
İktidarın Suriye sınır şeridini İsrail’e ve “kovulan” azınlıkların gayrımenkullerini Yunanlılara vermeye kararlı olduğunu gören PKK durur mu, Murat Karayılan, “Türkiye’nin de sorunu, İngiltere’nin çözdüğü gibi çözmesine ihtiyaç var” dedi!
* * *
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise süreci baştan ele aldı ve “Bugün okullarımızdaki andın kaldırılmasına yönelik tartışmalar, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünün silinmesi çabaların, milli tarihimizi kambur gören teslimiyet alçaklık boyutuna ulaştı. Bu gidişle, Türkiye” nin adını ve İstiklal Marşı’nı tartışmaya kadar varacaklar. MHP, bu sürece sessiz ve tepkisiz kalmayacak” dedi.
Bahçeli mayın temizleme konusunda da ” Bütün hudut kesimlerinde aynı levhaları görürsünüz: ‘Hudut millî namus ve şerefin korunduğu yerdir.’ Bu nasıl bir namus ve şereftir ki, iktidar zihniyeti tarafından kırk dört yıllığına yabancılara emanet ve havale edilmek istenmektedir” diye konuştu.
Bahçeli, azınlıkların kovulması iddiası karşısında ise “Erdoğan’ın Türkiye’ye ile hesaplaşmak isteyen Rumlar ve Ermenilerle aynı safta yer alması, Türkiye için büyük bir talihsizlik, kendisi için ise altından kalkılamayacak bir kara sayfadır. Bu kafa yapısı artık belli olmuştur. Bu, Lozan’ı sorgulayan, Sevr’i imzalayan ve hatta Kurtuluş Savaşı verdiğimiz için pişmanlık duyan, tarihimizi lanetleyen işbirlikçi zihniyetin günümüze kadar uzanmış tipik örneğidir. Başbakan dilinin altındaki baklayı artık çıkartmalıdır. Başkalarının geçmişini örnek göstererek hakaret ettiği Türk milletinden duyduğu utancın ve hatta hıncın tarihi, kültürel, etnik gerekçelerini ortaya koymalıdır” diye meselenin arka planını sorguladı.
* * *
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal “Bu ne biçim dağınıklıktır kopukluktur. Genelkurmay bir şey söylüyor, hükümet farklı bir şey söylüyor. Bu konuda genelkurmay ile hükümetin birlikte hareket etmesi gerekli değil midir? Bu kanun derhal geri çekilmelidir ve kamuoyumuzu tatmin edecek. Parlamentomuzun vicdanını rahatlatacak, Genelkurmay’ın düşüncelerini değerlendirecek, ciddi bir çalışma yapılarak Türkiye’nin önüne çıkılmalıdır” diye Bahçeli ile aynı öneride bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da Başbakan Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde “Sınırda vatani görevini yapan evlatlarımıza askeri yetkililerce ‘sınır namustur’ kavramı öğretilir. Sınır topraklarımızın yabancılara yap-işlet modeliyle devredilmesiyle Mehmetçikten sınırlarımızı canı pahasına korumasını nasıl isteyeceğiz? Sınır namussa, namusun ticareti olur mu?” diye sordu.
Telefonda Karadenizli müteahhitler adına konuşan arkadaşım Zeki Saral ise “Hükümet bu işi bize bıraksın, verilen sürede biz bu işi yaparız” dedi.
