Yönetemez duruma düşen bir hükümet!

İsrail''de halk, kitleler halinde, Başbakan Netanyahu''nun "yargı reformu" adı altında, yargıyı yürütmenin kontrolüne almaya çalışmasını, üç aydır protesto ediyor. Meclis''teki Yasama Komisyonu ise yargı reformu yasa tasarısının ikinci ve üçüncü oylamasının yapılmamasına karar verdi. Bu oylamalar yapılmadan yasa, Meclis''te genel kurula taşınamıyor...

Netanyahu, yasal düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant''ı görevden aldı ama yüzbinlerce İsrailli sokaklara döküldü.

İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet Başkanı Ronen Bar, "yargı reformu"nun ülkede yarattığı siyasi krizi görüşmek için Başbakan Binyamin Netanyahu''nun konutuna gitti. Konut yolundaki protestocular, Bar''a, "Demokrasiyi kurtar" diye seslendi...

Netanyahu, Yüksek Mahkeme''nin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisini de elinden almak istiyor. Cumhurbaşkanı Isaac Herzog''un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedildi. Muhalefet, Netanyahu''nun görevden alınmasını istedi.

İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesini uygulaması durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıkladı.

Kısacası, Netanyahu, kendisini, ülkeyi yönetemez duruma getirdi.

***

Fransa''da ise emeklilik yaşının 62''den 64''e yükseltilmesi sonrası ülke genelinde devam eden eylemlerde, protestocular Bordeaux kenti belediye binasını ateşe verdi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, katıldığı bir televizyon programında emeklilik reformuna karşı yapılan gösterilere ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, bileğindeki lüks saati masanın altında çıkarmak ihtiyacı hissetti.... Macron, yasadan geri adım atmayacağını söyledi...

***

Türkiye''de de "yargı reformu" yapıldı ama yasa 12 Eylül 2010''da referanduma sunuldu... "12 Eylülcüler yargılanacak" maddesi, yüksek yargı organlarına FETÖ''nün hâkim olmasının üzerini örttü... Sonucu 15 Temmuz kalkışması oldu ama iktidar bu kaosu da ülkenin yönetim sistemini değiştirmek için kullandı. İktidar bu defa başka cemaatleri yargıya musallat edecek bir değişim başlattı... Yüksek yargı organlarının üye sayısı artırıldığı ve üyeleri atamak büyük ölçüde iktidarın yetkisine alındığı için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber yeni devlet anlayışının adı "tek adam sistemi" oldu...

Yine Türkiye''de emeklilik yaşı yükseltilince 50 yaşına varmamışken işsiz kalan milyonlarca çalışan mağdur oldu ve baskı grubu haline geldiler. EYT düzenlemesi iktidar ve muhalefetin oylarıyla çıktı ve sigorta başlangıcı 9 Eylül 1999 tarihi öncesinde olan yaklaşık 2 milyon 250 bin kişi emekli olma hakkı kazandı. Seçim öncesi, önce asgari ücret 8500 liraya, en düşük işçi ve Bağ-Kur emekli maaşı da 7500 liraya çıkarıldı. Etin kilosunun 300-600 lira arasında satıldığı bir zamanda, bu iyileştirmeler yetersiz ama halkın tepkisi frenlenmiş oldu.

Türkiye, futbol maçlarında "Hükümet istifa!" diye slogan atanların tespit edilerek ertesi gün karakola çekildiği bir ülke haline geldi... Böylece, istifa çağrıları dindirilmeye çalışıldı. Gezi protestoları da iktidarı kaybetme korkusu yüzünden kanlı bir şekilde bastırılmıştı...

***

Ekonomik tablo dışında, Erdoğan, Anayasa''ya aykırı olduğunu bile bile üçüncü defa Cumhurbaşkanı adayı gösterildi... Diploma konusuna yapılan açıklamalar, soru işaretlerini daha da artırdı. Şimdi "diploma üniversitede saklanıyor" deniliyor!

Deprem öncesi ve sonrası süreç yönetilemedi... Şimdi de göstermelik temeller atılıyor...

Velhasıl, Türkiye''nin işleyen hukuk düzeni altüst edilmiştir. Düzelmesi için halkın bu yönde bir talebi olması gerekir. Talebin anlaşılması için de düzgün bir seçim yapılması gerekir ama herhalde vatandaş yapılan yabancılar için Tanzanya''da bile seçim sandığı kuruldu...

Yazarın Diğer Yazıları