Yoksa iktidara da pıhtı mı attı?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kabine toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını cevaplarken Türkiye'de korona virüse karşı yeni bir aşı programı uygulanmasının düşünülmediğini söyledi. Koca, “Küresel Covid aşısı baskısına boyun eğmemiz mümkün değil” dedi.
Koca, daha sonra bir mesaj yayınladı ve “Yeni bir aşı programımız yok. Çünkü yeni bir aşı programına başvurmayı gerektirecek bir durum yok. Önceki gibi toplu bir aşılama programına kesinlikle ihtiyaç görmüyoruz. Bazı ülkeler aşılama programına itibar ediyor, bu bilimsel bir sonuç olmaktan ziyade bir tür ‘boyun eğiş’tir. Biz kendi programımızı uyguluyoruz, bilim boyun eğmez. Teknoloji transferi ile Su Çiçeği, Kuduz ve Hepatit-A aşılarını ülkemizde üretmeyi planlıyoruz. Bizim aşı gündemimiz bu.” dedi.
***
Aynı Fahrettin Koca, pandemi ilan edildiği dönemde, korona aşılarında iki yöntem bulunduğunu Çin’in inaktif yani ölü virüs kullanma yöntemiyle aşı ürettiğini, diğerinin ise mRNA yöntemiyle üretilen aşılar olduğunu, inaktif yöntemle üretilen aşıların uzun vadeli sonuçlarının bilindiğini, virüse genetik yolla müdahale edilerek geliştirilen mRNA aşılarının ise orta ve uzun vadede nasıl bir etkisi olacağının bilinmediğini söylemiş ancak bu açıklamadan hemen sonra mRNA aşılarını getirtmiş ve milyonlarca vatandaşa uygulanmasını sağlamıştı...
Fahrettin Koca, bir de kelime oyunu yaparak "Covid-19 sonucu hayatını kaybedenlerin yüzde 90’ı ya hiç aşı olmamış ya da aşıları eksik kişilerdir" demiş ama aktif vakaların yüzde 81’ini tam aşılı olmayanların oluşturduğunu belirtmişti.
Yani aktif vakaların yüzde 81’ini aşı olanlar oluşturuyordu! Ölenlerin ancak yüzde 9’u hiç aşı olmayanlardı... Ölenler ise yanlış tedaviden ve aşırı antibiyotik yüklemesine dayanamadığı için ölmüştü.
***
Japonya'da aynı günlerde içinden paslanmaz çelik partikülleri çıkan veya şişelerinde yabancı madde veya kirlenme bulunan 1,6 milyon dozdan fazla Moderna aşısının toplatılmasına karar verilmişti.
Türkiye’de ise adının önünde “prof.” ünvanı olan bir kişi, “köpek gibi aşı olacaksınız” demişti. Bazıları da polis ve jandarma zoruyla herkesin aşılanmasını istiyordu. Başta CHP olmak üzere muhalefet, aşılamayı kendilerinin daha iyi yapacağını, iktidarın bu işi beceremediğini öne sürüyordu.
Şimdi gelinen noktada Fahrettin Koca, “Küresel Covid aşısı baskısına boyun eğmemiz mümkün değil” diyor.
Bu ifade, “Peki ama daha önce neden boyun eğdiniz?” sorusunun sorulmasını gerektiriyor?
***
Konuyla ilgili hukuki ve siyasi mücadele veren Hacı Ali Özhan, “Açıklama, olumlu gibi görünmekle beraber satır aralarında ‘şimdilik’ dediği de anlaşılıyor. Bu bir taktik olacağı gibi seçimler nedeniyle böyle bir tercih kullanılmış olabilir.” diye yorumladı.
Dr. Gökhan Gürler, Koca’ya “Biz, ‘bilim değil dayatma ve tehdit var’ dediğimizde söylediklerinizi unutmadık...” diye cevap verdi.
Osman Ünsal, “Önceden boyun mu eğdik yani?” diye sordu. Erkan Türükten ise Koca’ya “Küresel Covid aşısı baskısına siz çoktan boyun eğdiniz de halkın artık bu zokayı yutmayacağına emin olmuş olmayasınız?” diye hitap etti.
***
Koca’nın şimdi küresel kovid aşısı baskısı olduğunu söylemesi, kendilerini millî yapmaz ama seçmeni böyle oyalayabilirler... Şimdi, aşı olanlar patır patır kalp krizinden, pıhtı atmadan dökülmeye başlayınca, “küresel aşı baskısına boyun eğmeyiz” diyorlar.
Fakat bir taraftan da küresel iklim yasası baskısına boyun eğiyorlar! İktidarda kalırlarsa, üç yıl sonra “küresel iklim yasası baskılarına boyun eğmeyiz” mi diyecekler?
Hani iktidar, sözde İslamcılık yapıyor ama İslam’da günah çıkarmak yoktur! Kaldı ki mRNA sıvılarının içindekiler, kolay kolay vücuttan çıkmıyor!
Yoksa iktidara da pıhtı mı attı?