Yoksa ABD'nin de FETÖ'sü mü var?
Wall Street Journal gazetesi, ABD Başkanı Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile Temmuz ayında yaptığı telefon görüşmesinde Demokrat başkan aday adayı, Joe Biden'ın oğlunun, Ukrayna'daki faaliyetleri hakkında soruşturma yürütülmesini istediğini yazınca, Demokratların kontrolündeki Temsilciler Meclisi, başkan hakkında azil soruşturması başlattı.
Haberde, Trump'ın Ukrayna liderine ancak Biden ve ailesini soruşturması durumunda yardım edeceğini söylediği iddia edildi. Trump ise telefon görüşmesinden önce Ukrayna'ya 400 milyon dolarlık yardımların askıya alındığını söyledi.
Trump, son olarak, paylaştığı videoda, Temsilciler Meclisi'ne sert eleştiriler yöneltti. Trump, halka hitaben, "Demokratlar, silahlarınızı, sağlık hizmetlerinizi, oylarınızı, özgürlüğünüzü, yargıçlarınızı ve her şeyi almak istiyorlar. Bunun olmasına asla izin veremeyiz çünkü ülkemiz daha önce hiç olmadığı kadar tehlikede. Hepsi çok basit, beni durdurmaya çalışıyorlar çünkü sizin için savaşıyorum ve bunun olmasına asla izin vermeyeceğim." dedi.
Trump, başka bir Twitter paylaşımında ise "Ülke tarihindeki en büyük ekonomiyi yaratan, ordumuzu şimdiye kadarki en güçlü ordu haline getiren, vergileri rekor düzeyde azaltan bir başkanı nasıl azledebilirsiniz?" ifadelerini kullandı.
***
Trump'ın savunması, 17-25 Aralık soruşturması sırasında Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşmalara ne kadar da benziyor değil mi? Gerçi, bu soruşturmanın Erdoğan hükümetini yıkmak için yapıldığı belliydi ama AKP'nin çoğunlukta olduğu Meclis, rüşvet almakla suçlanan dört bakanın yargılanmasına, izin vermedi. Bunun yerine Rıza Zarrab'ın avukatı olan ceza hukuku profesörünün şikâyeti üzerine, dağıtılan rüşvetler konusunda haber ve yorum yapan 50'den fazla gazeteci hakkında soruşturma açıldı!
Tabii ki bu soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandı ama o dönemde basın bu şekilde susturuldu. Sonuçta, rüşvet diye el konulan paralar da iade edildi!
Türkiye'nin yeni yönetim sistemi işte bu temel üzerine bina edildi!
***
ABD'deki soruşturma ile Türkiye'deki 17-25 Aralık soruşturması arasında önemli bir fark var! Türkiye'deki soruşturma, devleti büyük ölçüde ele geçirmiş olan FETÖ'nün son hamlesiydi. Başarılı olsalardı, Türkiye Cumhuriyeti, tam bir FETÖ devleti olacaktı. Tayyip Erdoğan direnince bu defa 15 Temmuz 2016'da, sonuç alamayacakları baştan belli olduğu halde darbe girişiminde bulundular. Erdoğan, bunu "Allah'ın lütfu" olarak kabul ederek, ülkenin yönetim sistemini değiştirdi.
Trump'a karşı azil soruşturmasını başlatan ise bir terör örgütü değil, Temsilciler Meclisi… Dolayısıyla Trump'ın işi Erdoğan'dan daha zor.
Azil soruşturmasının düğmesine basan Demokratların Temsilciler Meclis Başkanı Nancy Pelosi için kimse "terör örgütünün elemanı" diyemiyor…
***
Aslında Demokratlar de Cumhuriyetçiler de kendilerine bağlı derin devlet organizasyonları üzerinden dünyada turuncu darbe girişimlerini destekliyor ama ABD içinde bu tür işler yapmaları mümkün değil.
Demokratlar, Obama'nın seçildiği seçimlerde, Müslüman Kardeşler Örgütü'nün para yardımlarını kabul etmişti. Örgütün Amerika'daki temsilcisi Dr. Esam Omeish, Obama ile görüşüyordu. Bu örgütün ABD tarafından terör örgütü olarak ilan edilmesi için hazırlanan dosya rafta duruyor ama Trump döneminde de Amerika'daki faaliyetlerine devam ediyor. Öyle ki Dr. Esam Omeish, Tayyip Erdoğan'ın ABD'deki Müslüman liderler toplantısına da katıldı ve Libya'daki Hafter yönetimine karşı daha fazla destek istedi. Fotoğrafları yayınlandı!
Türkiye'de ise Ergenekon ve Balyoz davalarıyla, uydurma casusluk suçlamalarıyla rejimi koruyacak askerler devlet gücü kullanılarak ve terörle ilişkili gösterilerek tasfiye edilirken meydan, iktidar tarafından FETÖ'ye bırakıldı! Sonuçlarını yaşıyoruz…