Yıldönümünde 15 Temmuz...
Gazeteciliğin alfabesine "5N1K" ile başlanır. "Ne?, nerede?, niçin?, nasıl?, ne zaman?, kim?" sorularının cevapları aranır haber de, analiz de... 15 Temmuz hain darbe girişiminden önce "FETÖ TSK'da darbe yapabilme gücüne erişmiştir" teşhisini olaydan 2 yıl önce yazmış, konuşmuş, tv programlarında öngörü olarak anlatmış biri olarak 15 Temmuz 2016'dan bu yana "5N1K"nın cevaplarını bulabilmiş değilim. FETÖ'nün kumpası ile "Terör örgütüne üye olmak" iddiası ile tutuklanıp 26 ay hapis yatan 26 ncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "15 Temmuz hain kalkışma başarısızlığa endeksli darbe girişimidir" sözleri o günden bu yana çınlıyor kulaklarımda... Sayın Başbuğ, 1960 ihtilali esnasında "Çiçeği burnunda genç Teğmen..." Akabinde Talat Aydemir ve Fethi Gürcan'ın her iki darbe girişimini yaşama tecrübesi edinmiş. 12 Mart öncesi ve sonrasının da tanığı. 'Olayların olgunlaşmasının beklendiği 12 Eylül'ü de Kurmay Subay olarak yaşamış. Kimilerinin "Post-modern darbe" adını verdiği 28 Şubat sürecinde de komuta kademesinde. Yaşar Büyükanıt'ın bizzat kendisi tarafından kaleme aldığını belirttiği "Söz de değil özde..." bildirisinde Kuvvet Komutanı... Haksızca hapiste tutulup yargılandığı davadan sonra iktidar partisinin "Suç duyurusu" üzerine ifade verdikten sonra "İdam cezası kaldırılmasa hayatta değildim" diyen ve TSK'nın son 60-70 yılının hafızası olan İlker Paşa: Cezaevinden sonraki emeklilik günlerinde fikir ve düşünce hayatımıza önemli katkılar sağlayan kitaplar kaleme aldı. Mütevazi kütüphanemin demirbaşları arasında olmakla beraber adıma imzalı olanların değeri bir başka... O kitapların yanına yenisini hasret ve merak ile bekliyorum. "Başarısız darbe girişiminin sebep ve sonuçları"nı yazsa hani... Bizim gazeteciliğin "5N1K"sına "ST" diye bilinen "Sahra Talimname"lerinden 40-50 soruyu eklese. Ya da "durum muhakemesi'ne ilişkin taktik stratejik açılım"larını eklese ufkumuz açılmaz mı? Bütün "Siyasi ve askeri devlet adamları" gibi büyük ihtimal "Henüz zamanı değil!" cevabını verebilir. Haksız da değil... Başarısızlığa endeksli girişimin yaşandığı ülkenin bu günkü fotoğrafını çekmek, yarına dair iz düşümlerini yansıtmak kolay değil. Sonuç da 15 Temmuzla beraber canım memleketimde "Rejim değişti..." Dünya siyaset tarihinde "Anayasanın, rejimin değiştiği ülkelerde ya darbeler yaşanmıştır ya da işgal!.."
Cumhuriyet tarihi boyunca ilk toprak kaybımız "Süleyman Şah Türbesi"nin defalarca götürülüp-getirilmesidir. Bir de Ege'de "Durumu belirsiz olduğu iddia edilen 19 ada"nın kaybı ya da işgali...
Şimdilik "Akademik kariyerim yok" dolayısı ile kimilerine göre "Analitik düşünmüyor olabilirim" ipin ucunu yakaladığım konularda "Bodoslama daldığım" için de başıma gelmeyen kalmadı. Ne yapalım gazetecilik refleksi! Her iki Barış'ında bildiğim kadarı ile üniversiteden sonra "Yüksek lisans"ları var. Müyesser Ablamın olmasa da sahada yaşadıkları, yazdıkları ile 3-5 doktora tezini tamamlamış sayılır. Sonuç da "Analitik düşünceye sahip olmayan şimdilik benim..." 3 yıldır el emeği, göz nuru ile hazırladığım kitabı bile en seçkin yayınevlerimiz "Yayınlayamayız" deyiverdi. Peki ya "Gömülen silahların peşine düşen Barış"lar, "Yolsuzlukların ensesinde boza pişiren" Murat Ağırel, 15 Temmuz'un karanlıkta kalan bölümlerini aydınlatmak için uğraşan, ezberleri bozan Müyesser Yıldız da tutuklu... Ben niye halen serbestim. 15 Temmuz'u sorgulamak, haksızlıklarına dikkat çekmek ne zaman suç olmaktan çıkacak?
Müyesser Ablam yıllarca beni tembellikle suçladığına göre haklı. Üşengeçlik, bedbinlik, bezginlik, maddi-manevi imkansızlıklar yüzünden gazeteciliğin gereklerini yerine getirmek de ciddi eksikliklerim var demek ki... Ya da dinlenen telefon hattımda tanımadığım, bilmediğim kişilerle konuşmamak avantaj mı oldu? Oysa kaşımın üstünde ya da altında kirpik var!..
15 Temmuz'dan hemen sonra yapılan haksız tutuklamaların sonuçlarını biliyor musunuz? İlk aşama Ağır Ceza Mahkemelerinden yüzde 48 beraat kararı çıktı. İstinaf denilen bölge mahkemeleri ve Yargıtay'da verilen kararlarla beraat oranı yüzde 60'ı geçerken, bozmalar ve diğer kararlarla 15 Temmuz gecesinin bağımsız yargı ile mercek altına alınma zorunluluğu tescil edildi...
Devam edeceğiz...