Yıkıcı açılıma karşı, yapıcı açılım önerileri!
Prof. Dr. Ramazan Demir’in, Güneydoğu’daki sorunun asıl kaynakları ve çözüm yollarını gösteren incelemesine devam ediyoruz:
“-Teröre insan kaynağıyla verilen destek, aslında ağalığa, şeyhliğe isyan olarak ortaya çıkmıştır, başlangıçta... Çünkü ağaya ait köylerde insanlar ağaların ‘marabası’, ‘ırgatı’, şeyhlerin de ‘tebaası’ olarak karın tokluğuna çalışırlar. Gençlik çağında evleneceği kızı ya da erkeği seçme hürriyeti bile olmayan bu insanlar, kişilik bunalımı içindedirler.
-Maraba çocuğu olarak kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bu kimliksiz gençlerin kapısını terör örgütü çalar. Hayal edemeyeceği vaatler yapar. Önce aidiyet fikri aşılanır, sonra dağ yolu açılır.
-Yeni modeliyle feodalizm terörün kaynağıdır.
* * *
-Gençlerin, eskiden olduğu gibi ağalara artık ‘kayıtsız-şartsız’karın tokluğuna çalışmak ve marabalık yapmak yerine, yine ağanın, aşiret reisinin, şeyhin desteğinde terör kamuflajıyla uyuşturucu, silah, kadın ticareti yaparak büyük rakamlar kazanmaları ise güç değildir. Büyük servetlerin kazanıldığı bir yeni sistem oluşmuştur. Meşhur laftır; ‘bir kilo toz, bir otobos’güneydoğuda yaygındır. Gelin olacak genç kızın başlık parasının miktarı, gelinin ‘eroin imalat ustası olup olmadığına’ bağlı olarak değişmektedir. Eğer gelin eroin imal etmesini biliyorsa başlık parası ‘trilyondan’ başlar. Hesabını ona göre yapıyor feodal yapının içindekiler ve dışındakiler.
-Yıllardan beri süren ağalık sistemi artık ‘zalim ağa’ veya ‘züğürt ağa’ tipi olmaktan öte bir duruma gelmiş ve şimdilerde farklı bir kimlikle karşımıza çıkmaktadır. Bugün, ‘uyuşturucu ağaları’, ‘aşiret ağaları”, ‘siyaset ağaları’ ve ‘terör ağaları’ türemiştir.
-Feodal yapının olmadığı bir Güneydoğu bölgemizdeki insanlarımız bu değişik tip ve yapıdaki ağaların ve şeyhlerin etki alanından kurtulmuş olacaktır. Bölge halkı devlete şükran borçlu olacak, gerçek anlamda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacak, buna inanacak ve güvenecektir.
-Gençlere, kişiliğini bulacak, özgürlüğünü yaşayacak, istediğini alacak, istediği yerde yaşayıp kazanacak imkânlar, şanslar tanınmalıdır. Gençler, ağanın ırgatı, şeyhin müridi, terörün yemi, uyuşturucunun piyonu olmayacak! Aidiyet duygularını zaten yaşayacak, bölücülük, mikro-milliyetçilik söylemlerine fazla itibar etmeyecektir.
-Feodalizmin hüküm sürdüğü bölgede yapılacak ekonomik ve sosyal reformlar asla yararlı olmaz. Neyi açarsanız açınız, hiçbir anlamı olmayacaktır; bu feodal sistem devam edecekse mutlaka terör örgütüne insan kaynağı ve lojistik destek de olacaktır. Siyasi iradeye önerimiz, ismini değiştirdiği ‘açılım’ paketine her türlü feodalizmin yok edilmesi hedefini katarsa, vatandaşın desteğini alabilir. Milletin çoğunluğu tarafından ‘yıkıcı açılım’olarak algılanan bu girişimden vazgeçilmesi gerektiğini, bu ülkenin sorumlu bir aydını olarak yazmak benim görevimdir. Bu sesimi duyan olur, duymayan olur; fakat gerçeği hiç kimse değiştiremez ve yok sayamaz. “ 5.9.2009-Antalya
* * *
Anlaşılıyor ki, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terör ve siyaset ağalarını gündeme getirerek, Prof. Dr. Ramazan Demir’in sesini duyduğunu gösterdi; hatta bundan iki yıl önce Hayri Köklü’nün tespit ettiği bizim de sık sık ifade ettiğimiz Güneydoğu’daki “4 Ağalık Formülü”nün gençlerin dağa çıkmasının asıl sebebi olduğunu gördü.
Peki buna rağmen, Güneydoğu’da niçin ağalık sistemi yıkılmıyor da kışlalarda ve okullarda Cumhuriyetin temelleri olan “Ne mutlu Türk’üm diyene” ve “Türküm, doğruyum, çalışkanım” felsefesi yıkılıyor?
Başbuğ, TSK adına bu süreci desteklediğini söylüyor ama bence ateşle oynuyor! Çünkü ana yapıda, böyle bir destek yok!