Yerli ve milli ama modeli İtalya'dan!
"Yerli ve milli, hilâl bıyıklı otomobil" konusunda öyle bir hava estirildi ki, bir tek "İtiraz eden FETÖ'cüdür" demedikleri kaldı! Öyle ki muhalif siyasi parti genel başkanları ve belediye başkanları bile gerçekleri söyleyeceğine destek mesajları yayınlamak zorunluluğu hissetti!
Güzel de ortada yerli otomobil mi var? Türkiye'nin kendi otomobilini yapmasını kim istemez? Fakat 82 milyon insanın bu kadar açık bir yalana inandığını zannetmek, hatta dünyanın ayağa kalktığını iddia etmek, nasıl izah edilebilir?
Antakya'da bir Uzun Çarşı vardır. Görmeye değer. Şehrin kalbidir. Derlerdi ki "Uzun Çarşı'nın başında bir yalan uydur, öbür ucundan çıkarken söylediğin yalana sen de inanırsın… "
Yani yalanı uyduranlar, toplum psikolojisinden faydalanıyor...
***
Ne diyordu Goebbels?
"Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. İnanan olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanır.
Yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, insanlar o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.
Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır."
Fakat yerli denilen otomobilin üzerinde İngilizce yazılar var. Üstelik aynı model, geçen yıl üreticisi olan İtalyan firması tarafında tanıtılmıştı.
Türkiye'de bir otomobil tasarımı yapabilecek çok sayıda yetişmiş insan var. Neden bunlardan birinden böyle bir tasarım istenmedi? Öyle ya madem bu iş için beş işadamı 500'er milyon dolar ayırdı, herhalde tasarım bütçeleri de vardır!
***
Peki Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu neden bu modele inanmadı?
Diyor ki "Yerli diyoruz, modeli İtalyanlara yaptırıyoruz. Yüzde yüz yerli otomobil bizim her zaman idealimizdir. Böyle bir atılımda bulunanlara da kim olursa olsun, iktidara da, elbette destek veririz. Ama bir adamın hedefine gidip gidemeyeceği yürüyüşünden belli olur. Sen bu mantıkla, bu havayla hedefe varamazsın..
Güzel bir şey ama neden biz dizayn etmedik? Bundan 3 sene önce bizim insanlarımız bundan bir tane dizayn etmişti. Bakan çıkıp takdim etti. Ne oldu o? O araba tarihe karıştı. Öldü mü?
Bak iki sene içinde o araba yapılır. Ama bu arabanın takdimi de her şeyi Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yapılıyor. Arkadaş sen ne makine mühendisisin, ne de bu fabrikayı kuracaksın.
Şimdi de tabii yağcılar da çoğaldığı için, 2 sene sonrasına siparişler başladı. '300 tane alacağım' diyorlar. 2 sene sonra sen hayatta olursan, ben de hayatta olursam görürüz.
Herkes, 'Yerli arabadan yana mısın, değil misin?' diyor. Yanayız yahu. 'Ya Rabbi bunlara akıl, fikir ihsan et. Şu işi başarsınlar' diye dua bile ederiz."
***
Libya konusunda da gerçeği Karamollaoğlu söyledi.
"Evet Libya ile bir anlaşma yapıldı. Doğru bir anlaşma oldu. Şimdi bizden askeri destek istiyorlar. Bunu söylemekten hicap ediyorum ama sen gidip orada özel kuvvetler kuracakmışsın. ÖSO'yu Libya'ya götürecek. Yahu adı üzerinde Özgür Suriye Ordusu... Sen bunu Libya'ya götürmeye kalkarsan bu ne manaya gelir. Bunun özellikle askerler tarafından enine boyuna müzakere edilmesi lazım. Ani bir kararla ortaya çıkılmaması lazım."
Askerlerin üzerinden Ergenekon, Balyoz Casusluk gibi suçlamalar geçti, yetmemiş gibi bir de darbe girişimi yaşandı. Şimdi, nasıl görüş bildirsinler?