Yeni Anayasa mı yeni devlet mi?

“Gelecek yıl Kudüs’te” sözünü ilk olarak duyanlar, Filistinlilerin, Kudüs’ü yeniden ele geçirmeleri için Hamas veya Hizbullah tarafından üretilmiş bir slogan zannedebilir ama öyle değil... Gazeteci yazar, Murat Çulcu’nun “Gelecek Yıl Kudüs’te” adlı bir kitabı var... Diyor ki, “Bu söz, Yahudilerin Filistin’den sürüldükten sonra 2 bin yıl boyunca her gün hatırladıkları bir ilahiden alınmıştır.”

Bir milletin ideal sahibi olmasının, onu nasıl diri tuttuğunu ve sonunda hedefine nasıl ulaştığını bu sözler gösteriyor; bu ideali nesilden nesle taşıyan Yahudiler, iki bin yıl sonra Kudüs’ü, İsrail’in başkenti haline getirmiştir...

***

Tam 11 yıl önce de değinmiştim; kitap, bütünüyle bugün yaşadığımız olaylarla ilgili. İşte bir örnek:

Siyonist Birliği Almanya Merkez Yürütme Komitesi’nin önde gelen üyelerinden Dr. Julius Becker, 1917 yılının Aralık ayında İstanbul’a geldi. Alman Büyükelçiliği’ni devreye sokarak Sadrazam Talat Paşa’dan randevu aldı. Talat Paşa ile bir görüşme yaptı, sorular sordu ve mülakatı, Talat Paşa’nın da izniyle Vossichen Zeitung gazetesinin 31 Aralık 1917 sayısında yayınladı.

Dr. Becker’in, “Yahudiler, Filistin’deki yerel yönetimlerde belli ölçülerde bağımsız olacaklar mı” sorusuna Talat Paşa şöyle cevap verdi:

“Yahudilere herhangi bir ayrıcalık tanımamız mümkün değildir. Diğer bütün vatandaşlarımızla aynı haklara sahip olabilirler. Ancak halen yürürlükte olan yasalarımızda belediyelere geniş anlamda kendi kendini yönetme hakkı tanınmıştır. Ve şimdi Parlamento’ya sevk ettiğimiz bu yasa tasarısıyla bu hakların daha da genişletilmesini öngörüyoruz. Yerel belediyeler ve vilayetler şimdiye kadar olduğundan daha geniş bir alanda bağımsız hareket edebilecektir. Görüşüme göre bu çerçeve içinde Flistin’deki Yahudilerin arzuları da gerçekleşecektir.

Yeni yasaya göre nüfusu 5 bin ve üzerinde olan belediyeler kendini yönetme hakkına sahip olabilecektir. Daha küçük Yahudi yerleşim birimleri de Osmanlı hükümetinin teveccühüne mazhar olacaktır. Yahudiler, bütün okullarda ve istedikleri yerlerde İbraniceyi serbestçe kullanabiliyor. Aynı şekilde gazetelerinin ve edebiyatlarının yayılmasında önlerine bir engel çıkarılmadı. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de dinlerinin gereklerini yerine getirirken asla rahatsız edilmeyeceklerdir.”

Talat Paşa’nın bu açıklaması, İngiltere, Almanya ve Fransa tarafından büyük destek gördü.

Sonunda 1948’de Filistin’de İsrail devleti kuruldu.

***

AKP’nin kuruluş aşamasında, bir lobi şirketi üzerinden Tayyip Erdoğan’a gönderilen CFR kaynaklı gizli mektupta, “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” deniliyordu.

AKP, yıllarca bu sözde “reform” için çalıştı, çabaladıysa da sonuca ulaşamadı. Şimdi, Anayasa’yı değiştirmekle bu işin olmayacağını anladıklarından, Yeni Anayasa yapmaktan söz ediyorlar.

Ankara Üniversitesi Senatosu 30 Aralık 2003 tarihinde bir toplantı yaparak, basın açıklamasında bulunmuştu. Açıklamada şöyle deniliyordu:

“Bir devletin temel kuruluşunu belirleyen kurallar, o devletin anayasasını oluşturur. Bu oluşumda bazı ilkeler vardır ki, devletin bir bakıma varlık koşuludur. Bu temel ilkelerin sorgulanması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması düşünülemez; çünkü bu tür bir girişim, devletin de varlığının sorgulanması, değiştirilmesi veya sona erdirilmesi anlamına gelir.”

“Yeni Anayasa”, ne demekmiş? Devletin varlığının sona erdirilmesi demekmiş...

***

Türkler, Kudüs’te, Gazze’de veya Batı Şeria’daki Filistinlilerin durumuna düşmek istemiyorsa, uyanık olmak zorundadır. Şimdi Filistinlileri desteklediğini zannedenler, Türkiye’nin bölgesel veya küresel büyük bir savaş tuzağına çekildiğini görmüyor, üstelik eş zamanlı olarak Türk devletinin varlığı da 100’üncü yılda, Yeni Anayasa ile sona erdirilmek isteniyor... Yeni Anayasa, yeni devlet demektir!

Elbette insan haklarına sahip çıkmak gerekir fakat kendi devletinizi koruyamazsanız, kimseye bir faydanız olmaz...

Yazarın Diğer Yazıları