​​​​​​​Yemek kartı ve Türkiye'nin intiharı!

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Sibel Ünli'nin, "Yemek kartımda sadece 1 TL kalmış", "1 Lira 40 kuruşmuş", "Gidecek yerim yok, iş arıyorum" diye mesajlar paylaştıktan sonra önce çantasının sonra cansız bedeninin Samatya sahillerinde bulunması bile kimseyi uyandırmaya yetmedi. Öyle ki televizyonlarda, bu konu gündeme getirildiğine "Tarihin her döneminde intihar edenler olur" diye görüş bildirenler bile var. Üstelik İstanbul Üniversitesi yemekhanesinde öğrenci yemeklerine de zam yapıldı. Zammı protesto eden ve rektörlüğe dilekçe vermek isteyen öğrenciler ise coplandı!

***

İstanbul Üniversitesi merkez yerleşkesindeki hukuk, siyasal, iktisat fakültelerinde okuyanların, Turan Emeksiz yemekhanesiyle ilgili mutlaka bir anısı vardır. Ben de onlardan biriyim. Bizim öğrencilik yılarımızda yemek kartı değil, yemek fişi vardı. Parasını da kuyruğa girdiğinizde öderdiniz. Ev yemeği lezzetinde dört çeşit yemek, Meclis lokantası fiyatlarıyla öğrencilere sunulurdu. Yalnız kuyrukta en az bir buçuk saatinizi harcamak zorundaydınız. Zira diğer fakültelerden, üniversitelerden de öğrenciler yemeğe gelirdi. Dışarıda olaysız gün geçmezken kuyruk sırasında nedense herkes daha ılımlı olur, hatta sağ ve sol gruplar arasında uzaktan uzağa şakalaşmalar bile yaşanırdı. Zaten girdiğiniz turnikelerde hareket edemezdiniz. Bu kuyrukta, Türkiye'nin en seçkin gençlerinin şahsında ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel tablosunu çizebilirdiniz.

***

Şimdi ülkeyi yöneten egemenler, o kuyruğa girme şansı bile olmayan gençlerin halinden anlamıyor çünkü ideolojik körlük içindedirler. Bunun yerine Suriyelilerden sonra Libya'daki İhvancıları kurtarmakla meşguller. Kamuoyunu ise Atatürk'e hakaret etsinler diye besledikleri robotlarla meşgul ediyorlar.

Uğur Dündar, bu durumu "Bazı haber kanallarındaki tartışma organizatörleri, vatanı kurtarıp bağımsızlığımızı sağlayan, her şeyimizi borçlu olduğumuz büyük kahramanlara hakaret edeceği önceden bilinen müfterileri davet ederek, kavga sırasında ekrana baktırma uğruna büyük bir ihanetin figüranları oluyor." diye görüyor.

Yine eski gazeteci şimdi ajans sahibi olan Salih Karahan, "Sürekli yaralarımızı kaşıyanlar baş üstünde tutuluyor. Sosyal doku bu kavramlar üzerinden şekillendiriliyor. Gerçek gündemler ise arada buhar olup kaybolup gidiyor. Bu, tasarlanarak yapılıyor." diyor.

***

Libya'da ise bakın neler oluyor… Al Monitor'ün haberine göre Libya Ulusal Anlaşma Hükümeti'nden yapılan açıklamaya göre İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanlarının 7 Ocak'ta Trablus'u ziyaret etmeleri bekleniyor. Heyet, BM destekli Fayez al-Sarraj hükümetinden, Hafter'e karşı Türkiye ile yaptığı askeri anlaşmadan çekilmesini ve siyasi sürece dönmesini isteyecek. Sarraj da zaten Londra'da alışveriş yaparken yakalandı. Bu adamlara güvenilmez!

Mısır da Yunanistan, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Fransa ile dörtlü bir zirveye ev sahipliği yaparak Türkiye ile Libya arasındaki son deniz sınırı anlaşmasını ele aldı.

***

Türkiye, içerde terörle mücadele ediyor zaman zaman Irak'ın kuzeyine giriyor. Suriye'nin kuzeyinde de hem Fırat'ın doğusunda hem batısında çok sayıda küçük cephede asker bulunduruyor. Şimdi ise Libya'yı birleştirmek için çaba sarf etmek yerine bölünmüşlüğü kesinleştirmek için Libya'ya asker gönderiyor. Esasen tezkere çıkmadan yasa dışı olarak gidenler de var.

Türkiye, İranlı komutan Süleymani'nin Bağdat'ta ABD tarafından öldürülmesini ise kınayamadı bile. Sabahattin Önkibar'a göre Ankara kulislerinde, "Trump, saldırıdan önce Erdoğan'ı aradı ve İran'a destek verilmemesini istedi" söylentileri dolaşıyor.

Böyle bir ortamda, bir üniversite öğrencisi, açlığın psikolojik direncini düşürmesi sonucu intihar ediyor! Bu sadece, Sibel kızımızın değil, Türkiye'nin intiharıdır.

Yazarın Diğer Yazıları