Yastık altındaki altını kim alabilir?

Geçtiğimiz günlerde Bloomberg'de yayınlanan habere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı altın fiyatlarındaki artış sonrası vatandaşların yastık altında biriktirdiği altınların değerlendirilmesi için yeni bir plan üzerinde çalışıyor.

Bakanlık ile İstanbul Altın Rafinerisi, bazı seçilmiş kuyumcuların vatandaşlardan altın toplamasına izin verecek. Toplanan altınlar kamu bankalarında mevduat ve katılım fonu olarak değerlendirilecek.

İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Ayşen Esen'in verdiği bilgiye göre, yeni düzenlemenin eskisine göre en önemli farkı, vatandaşın fiziki altını çekebilmesi olacak. Mevcut sistemde bankalarla mudiler arasında bir aracı yok ve vatandaşlar fiziki altın yerine onun TL karşılığını çekebiliyor.

Esen, son 10 yılda yastık altındaki altınları finansal sisteme kazandırma çalışmalarının başarısız olduğunu, sadece yaklaşık 100 ton altının bankalardaki altın hesaplarına aktarıldığını ancak yastık altında, yaklaşık 330 milyar dolar değerinde beş bin ton altın olduğunun tahmin edildiğini söyledi.

Sistemle ilgili testler temmuzda başladı. Türkiye genelinde 20 ilde 70 kuyumcu belirlendi. Nihai amaç 81 ilde 1000 kuyumcu belirlemek.

21 Ağustos itibarıyla bankalarda yurt içi yerleşiklerin yaklaşık 468 ton altını bulunuyor. Yılbaşında bu rakam yaklaşık 253 tondu.

Haberde, "Hükümet, yastık altındaki altınları kamu bankalarına çekerek yeni kaynak yaratmak istiyor. Söz konusu altınlar, hem kamu bankalarının kredi hacmini artırmak hem de Hazine'nin borçlanma ihtiyacını karşılamak için kullanılabilir." deniliyor.

***

Peki bu haberi vatandaş nasıl karşıladı? Yeniçağ'da da yayınlanan haberin altına gönderilen yorumlardan bazıları şöyleydi:

Tamer: Bu bir haber mi, yoksa kamera şakası mı? Hem bankalarda, döviz büfelerinde yani faturalı-resmi işlem yapan yerlerde dövize-altına ek masraflar yükle hem de vatandaşa gel gel yap! Onu fazladan vergiler-masraflar eklemeden yapacaktınız. Halkı bir kere ürkütebilirsiniz, bir daha da gelmez...

Mehmet: Hukuk, adalet, liyakat yerde sürünürken, Meclis devre dışı bırakılmışken, ayrımcılık tavan yapmışken, israf, gösteriş zirvedeyken, bir gecede "ben yaptım oldu" diyerek karar çıkarılırsa, vatandaş yastık altındaki birikimini sisteme sokmaz

Vatandaş: Altın yetmez, bütün konutlar, parklar, okullar, üniversite kampüsleri, hastaneler, dağlar, ormanlar, TİGEM arazileri, caddeler, yollar, tüm kamu binaları, camiler, mezarlıklar da sisteme dahil edilmeli! İnsanların üzerindeki kıyafete kadar her şey dahil edilmeli.

Çetin Bayraktar: Altın toplama işini Mehmet Cengiz'e verin...

***

Açıkça görülüyor ki, ekonomik faaliyetler, güven esasına dayanır. Bir ülkede iktidarın, kamu kaynaklarını nasıl çarçur ettiği, komisyon yüzdelerine kadar ihalelerin nasıl verildiği, havuzda biriken paraların ne yapıldığı biliniyorsa, artık o ülkede ekonomide güven sağlayamazsınız.

Güven sağlamak istiyorsanız, bütün kurum ve kuruluşları ile birlikte hukuk devleti esaslarına geri döneceksiniz, yargı ve diğer devlet kurumlarına yerleştirdiğiniz partizanlarınızı istifa ettirecek ve görevi, hak edene vereceksiniz. Yurt dışına kaçırdığınız paraları geri getireceksiniz, paravan ülke kullanmayacaksınız, ülkeyi taşıyla, toprağıyla, suyuyla satmaktan vaz geçeceksiniz…

Tabii muhalefetseniz de bunları bıkmadan, usanmadan her gün dile getireceksiniz. Size bir vatan bırakırken üzerine de bir hukuk devleti inşa eden Atatürk'e saygısızlık edenleri, aranıza almayacaksınız, emperyalist ülkelere "Türkiye'nin tapusunu ben daha iyi teslim ederim" diye mesaj vermeyeceksiniz...

***

Bir ülkede yastık altındaki altını, meselâ Tekalifi Milliye diye yasa çıkararak, herkesin gücüne göre verebileceği çarığı ve mıhı bile hesaplayan güvenilir bir lider toplayabilir ancak. Rayiç bedeli, kriz sonrası ödenmek üzere…

Yazarın Diğer Yazıları