Yaşar Topçu: "Kaz dağlarındaki katliama Tayyip Bey neden izin verdi?"
Kaz dağlarında neler olup bittiği yolunda çeşitli değerlendirmeler var. Sosyal medyada, Kaz dağlarında aranan madenin tarih boyunca bu bölgeden çıkarılan altın değil uranyum olduğu yolunda bir mesaj çok okundu. Fakat uzman kişiler bu iddianın doğru olmadığına dair verilerden bahsetti.
Ben bu konuda eski Ulaştırma, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu'nun Medya Siyaset'e yaptığı yazılı açıklamayı önemli buluyor ve bir de buradan paylaşmak istiyorum. Açıklama şöyle:
"Son günlerde kiminle konuşsam bana Kaz Dağları'nı soruyor. Sanırsınız ki; Kaz Dağları'nda kesilen ağaçlar insanlarımızın canından kesildi.
Bu benim için de öyle... Katliam yapılan yeri görünce içim sızladı.
Vatan, ormanlarıyla, kuşlarıyla, denizleri, gölleri, ırmaklarıyla, yaban hayatındaki hayvanlarıyla, taşıyla, toprağının altıyla-üstüyle, havası ile suyuyla vatandır. Onun için, 'bir çakıl taşından bile vazgeçmeyiz' diyoruz.
Tamamının piyasa değeri 4.2 milyar dolar olduğu söylenen bir altın rezervi için, her bir ağacı en az 90-100 yılda meydana gelen ormanlarımızı kim bu katliama açtı? Gerçekten altın rezervi için mi bu işletme ruhsatı verildi? Yoksa altın işletmesi, daha kıymetli ve stratejik bir madenin paravanası, perdesi midir?
Hiçbir yetkili, sorumlu ağzını açıp kamuoyunu bilgilendirmiyor. Neden?
***
Sebebi şu: Recep Tayyip bey başbakan olunca bir genelge yayınlayıp, yasa ile Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne verilmiş olan hazine arazilerinin, yasa ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiş olan maden işletme ruhsatlarının, yasa ile Orman Genel Müdürlüğü'ne verilmiş olan orman arazilerinin tahsisi yetkilerini kendisine yani başbakanlığa aldı.
Başkanlık rejimi denilen ucube rejimle birlikte yetkiler Cumhurbaşkanlığına geçmiş oldu.
Hiçbir kurum, kamuya ait bir taşınmazın özel kişi ve kurumlara satılması, kiralanması, tahsisi, maden işletmesi olarak kullanılması, ormanların Maden ya da Orman Yasası'nın 17. maddesinde belirtilen işlerde kullanılması için verilecek izinleri, önce Başbakanlığa şimdi Cumhurbaşkanlığına iletmeden ve oradan gelecek cevaba göre hareket etmeden verememektedir.
Yasa ile kurumlara verilmiş olan yetki ve görevleri başbakanlık ve şimdi cumhurbaşkanlığı, neden, hangi ihtiyaçtan dolayı kendi üzerine alır? Arsa, arazi vs. taşınmazların tahsisi, kiralanması ya da işletilmesi yahut satılması ile cumhurbaşkanlığının ne ilişkisi vardır ki bu işlere karışmaktadır? Genelge yolu tartışmasız ve sessiz bir yol. Halkın böyle bir uygulamadan haberi bile yok. (İlgililer dışında...)
***
Kaz dağlarındaki maden işletme izni de geçmişte başbakanlıktan çıktığı için hiçbir yetkili 'baltayı taşa vurmak korkusu ile' ağzını açmıyor. Altın mı işlenecek yoksa perde arkasında daha kıymetli stratejik bir maden mi söz konusu? Hiçbir açıklama yok.
4.2 milyar dolar değerindeki altın işletmesinin tutun ki yüzde 50'sini, devlet, pay olarak alsa ne olacak? Bunca ormanın yok edilmesine değiyor mu?
Salt maden çıkarma hevesi ile ormanın katledilmesine, yok edilmesine zarar görmesine izin verilemez, göz yumulamaz.
O halde bu izni veren başbakanlığın bugünkü temsilcisi Recep Tayyip beyin, bu izinlerin hangi zorunluluktan dolayı verildiğini kamuoyunu tatmin ve ikna edecek şekilde açıklaması gerekir. Ayrıca, bu işletmenin altın paravanası arkasında daha kıymetli stratejik bir varlığı alıp götürmesine imkân verilip verilmeyeceğinin bildirilmesi gerekir."
***
Yaşar Topçu'nun bu değerlendirmesiyle, Kaz dağlarına sahip çıkanların neden suçlandığı da biraz anlaşılmıştır sanıyorum.