Yarım kalan tasfiyeyi tamamlama projesi!

Arka arkaya açıklanan anket sonuçlarında Amerikan karşıtlığının ülkemizde nasıl yükseldiği duyuruluyor... Bunun sürpriz tarafı yok... ABD'nin silah ve psikolojik destek verdiği PKK/YPG'nin kim adına bu savaşı yürüttüğü ve bu taşeronluğun sonucunda ne beklediği herkesçe biliniyor...

Geçmişte de bazı devletlerin destekleri olmuş, buna karşılık kamuoyunda tepkiler protestolara dönüşmüştü... İspanya'daki 'sürgün parlamentosu', Danimarka ve diğer ülkelerdeki Türkiye'ye dönük terörist televizyon yayıncılığı vs...

Başka konularda da sivil tepkiler organize olmuş, protestolar düzenlenmişti... Çeçenistan konusuyla ilgili Rusya'ya, Bosna'yla ilgili Birleşmiş Milletler'e, Rusya'ya ve ABD'ye, sözde Ermeni soykırımını tanımayla ilgili başta Fransa olmak üzere birçok ülkeye yönelik tepkiler ortaya konmuş, İsrail ise zaten sık sık protestoların hedefi olmuştu...

Kabul edelim ki ülkemize karşı hiçbir düşmanlık şu an Suriye'de göğüslemek zorunda kaldığımız kadar açıktan ve net olmadı... Ama ABD'ye karşı sivil anlamda tık yok... Madem Afrin konusunda bu kadar büyük bir görüş birliği var, neden milyonların katılacağı protesto gösterileri organize edilmiyor?

***

NATO tarihinde ilk defa iki üye böylesine karşı karşıya geliyor... Fiilî durum NATO'yu anlamsız hâle getirirken, Batı için 'dev mülteci duvarı' durumundaki Türkiye bu özelliğini daha iyi kullanmak mecburiyetinde...

Batı dünyası, Türkiye'nin güçlenmesini istemez ama Türkiye'nin Suriye gibi olmasını da istemez... Türkiye'nin Suriyeleşmesi demek, Avrupa'nın Orta Doğu'yla sınırının Kapıkule'den başlaması demek... En çok mülteci akınlarından korkuyorlar ve Türkiye'nin geçişleri engelleyen, bir anlamda 'karakol' pozisyonuna muhtaçlar...

Danimarka'nın 30 yılda aldığı toplam mülteciyi biz bir günde aldık... Ancak birkaç binle ifade edilen mülteci varlığı bile Avrupa ülkelerinde ağır tartışma konusu... Varlıkları, yabancı düşmanlığını ve ırkçılığı körüklüyor, ilgili ülkelerdeki siyasî haritaları değiştiriyor...

***

Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'ın kuzeyinde oluşan bataklığın Saddam'a karşı korunması ve sağlam bir statüye kavuşması için topraklarımızda ABD öncülüğünde Çekiç Güç oluşturuldu... İncirlik ve Pirinçlik bu gücün hizmetine sunuldu... Onu bölgeye yerleştiren operasyonun adı 'operation provide comfort-2' yani 'huzur'du!..

Turgut Özal ve partisi ANAP'tan DYP-SHP koalisyonuna kadar, iktidarda olanlar TBMM'den Çekiç Güç için 6'şar aylık onaylar çıkardılar... Oluşturulan korunaklı alandan sadece bölgesel yönetim değil PKK da kârlı çıkacaktı...

Kaymakamımızın Çekiç Güç subayı tarafından tokatlandığı o acı süreç gözümüzün önünde gerçekleşti... PKK kamplarına havadan yardım indirildiği iddiası günden güne haklılık kazandı... Eşref Bitlis suikastı ise o dönemin karanlığına zifiri bir ton daha katacaktı...

Muhalefetteki partiler Çekiç Güç oylamalarında 'ret' veriyor, iktidara geldiklerinde 'kabul' ediyordu... Tabii iktidardakiler muhalefete düşünce onların da oyları değişiyor, 'iki yüzlü rezil siyaset' o dönemin baskın karakteri hâline geliyordu...

***

Bugün Suriye'de yaşadıklarımız, Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra yaşadıklarımızın tam olmasa da izdüşümü... Biraz daha acımasızı, daha şiddetlisi, daha açıktan ve cüretkâr olanı...

'Osmanlı İmparatorluğu'nun 100 yıl önce yıkıldığı ama tasfiyesinin yarım kaldığı' tezi uzunca süredir harekete geçmiş durumda... Dün daha örtülü biçimde ortaya konan bu niyet artık haritaları değiştirerek sonuç almaya çalışıyor... Yakın geçmişten bu yana iktidarların bu konudaki ufuksuzlukları, bağımsız hareket etmelerini engelleyecek bağlantıları, kırılgan ekonomik esaretleri, zayıflıkları, tehdit ve şantajlara açık olmaları veya tarihi okuma özürleri, seyrin ülkemizin aleyhine işlemesine sebep oldu...

Bu 'dondurulmuş tasfiye'nin yeniden gündeme getirilmesine karşılık dik durmaktan başka çaremiz yok... Tuhaf olan, bu kadar açık bir düşmanlığa karşı, dün meydanlarda, caddelerde, elçilik önlerinde, cami avlularında gördüğümüz sözde öfke yüklü tepkilerin bugün hiç görünmüyor oluşu...

Pardon, turp ısırmaktan başka!..

Yazarın Diğer Yazıları