Yaraya el koyanlar: Türk Hekimler Birliği
7 Nisan'da Ankara Tabip Odası seçimleri yapıldı... 13.235 doktorun kayıtlı olduğu odanın seçimlerinde 2.459 doktor oy kullandı... Seçimi 'Çağdaş Hekimler' ismi altında bir araya gelen grup kazandı...
Örgütlü radikal sol grupların, düşük katılımların da etkisiyle tabip odalarının seçimlerinde öteden beri sonuç aldığı, özellikle büyük şehirlerden gelen delegeler sayesinde TTB'yi de hep elde tuttukları bilinen bir gerçek...
'Çağdaş Hekimler' bir çatı örgüt âdeta... Toplumsal karşılığı olmayan veya etnik siyasete dayanan radikal yapılar, karşılıklarıyla ters orantılı biçimde temsil ediliyorlar ve bu tür alanları 'kurtarılmış bölge' gibi tekellerine alıyorlar...
Yine öyle oldu ama bu defa kendileri bile kazandıkları seçimi 'Pirus zaferi' olarak görmek zorunda kaldılar... 1915 Ermeni tehcirini 'Ermeni soykırımı' olarak ananlar, 'Özür diliyoruz' bildirilerini imzalayanlar, ne zaman cezaevlerinde açlık grevi olsa, sözde meslekî hassasiyetle yola çıkanlar, terörle mücadeleyi aşağılayanlar, güvenlik güçlerini suç örgütü gibi gösterenler bu yapının bileşenleri...
Çözüm sürecinde "Öcalan'ın sağlığından endişe ediyoruz" propagandasıyla İmralı'ya heyet gönderme düşüncesi de sicili bozuk bu gruptan gelen merkez yöneticileri tarafından dillendirilmişti...
***
Kendilerine 'pek demokrat'tılar ama kim kendileri gibi düşünmüyorsa, farklı öneriler getiriyor ve rakip çıkıyorsa mutlaka faşist oluyordu, gerici oluyordu, hükûmet yanlısı oluyordu!.. TKP'ye, DİSK'e, HDP'ye, SES'e ve Halkevleri gibi radikal son unsurlara platform yapılan Genel Kurul şu gerçeği belgelemektedir: Radikal bir azınlık tüm hekimler adına bu seçim sonuçları ile ideolojik etnik radikal sol fikirlerini tabip odasında sergilemek için alan bulmaktadır...
İdeolojik bağnazlık ve özellikle İstanbul'daki üye sayısının şaibeli durumu, hekimlerin çoğunluğunu çaresizliğe, ilgisizliğe ve odalara yabancılaşmaya itiyor... Bu da en çok bu alanları bir 'vaha' gibi kullanan ideolojik bağnazların işine geliyor... Geriye tam demokratik bir mücadele değil, bu örgütler lehine bir kısır döngü kalıyor...
***
TSK'nın Zeytin Dalı operasyonuna karşı çıkarken "Savaş halk sağlığı sorunudur" açıklaması yapan bir meslek odası ne yazık ki uzun yıllardır 'millî' olan ne varsa karşı çıkan radikal tekelin elinde... Söz konusu açıklamanın ardından sırtını ne bir partiye ne de siyasî erke dayamayan idealist doktorlar, milliyetçiliğin gereği olarak "Biz de varız" dediler ve meslek odasını terörist seviciler için korunaklı alana çeviren anlayışa karşı dikildiler...
Seçimi kazanamadılar ama yıllarca radikal ve bölücü solun at oynattığı meslek odasının devrinin değişiyor olduğunu ve vatanına, devletine, değerlerine bağlı hekimlerin bundan sonrası için dev bir moral adımı attığını, mâlum çevrelerin odada sağladığı saltanatın sonunun yaklaştığını gösterdiler...
***
Siyasî iktidarın odanın isminden Türk ve Türkiye ifadelerini çıkarma düşüncesini de yanlış bulan, sivil toplum kuruluşlarının zayıflatılmasını itiraz eden 'Türk Hekimler Birliği', iktidarın sağlık alanındaki politikalarına ve hekimlerin özlük haklarındaki gerilemelere karşı sesini yükseltmesine rağmen belki de en trajik olan şuydu: Sözcü, neredeyse bütün kuralları kendisi koymuş, yıllardır odaya çöreklenmiş bu radikal sol kliklerin 'Türk Hekimler Birliği' karşısında seçimi almasını "Cumhur İttifakı İlk Yenilgiyi Aldı" şeklinde vermişti...
Haberde 'AKP ve MHP'nin desteklediği' ibaresi yer almıştı... Sözde 'ulusalcılık' adına, devleti, milleti ve değerleriyle kavgalı ve sicili bozuk kliklerin, idealist doktorlara karşı 'zafer' kazanması böyle absürt değerlendirilmişti...
Bu haksız ve tamamen asılsız yakıştırma, odayı ideolojik bağnazlıktan çıkarıp, gerçek amacına hizmet ettirmek için yola çıkan idealist hekimleri rencide etse de, odanın isminden 'Türk' ibaresinin kaldırılması teşebbüsü üzerine yola çıkan ve kamplaşmaların uzağında bir oda için seferber olan idealist hekimlerin hevesini kıramamıştır...
Çünkü elde edilen sonuç, karşıyı kendi içinde 'Pirus zaferi' sorgulamasına itecek kadar ciddi bir başarıydı...
***
Gerçek şu ki odadaki 'hegemonya' ciddi bir sarsıntı geçiriyor... Statüye karşı çıkanların bugünü dünden iyi oldu... Yarın da bugünden iyi olacak gibi görünüyor... Hekimler içindeki azınlığın, ideolojik oligarşinin saltanatının bitirilmesi adına Ankara'daki seçim, 'ayak sesleri' olarak duyulmalıdır...