Yandaş medyanın gerçek sahibi kim?
Gerek Sedat Peker açıklamaları, gerek AKP''yi saran müsilaj, gerek Ruhsar Pekcan''ın ticareti, gerek Bahar şirketinin durumu gösteriyor ki; Sarayı saran örümcek ağı var.
Bu ağ iki tarafın birbirlerini görmesini engelliyor.
Saray kadrosu Erdoğan''ın dışarıda olup bitenleri görmesini engellemek için etrafına müthiş bir örümcek ağı örmüş durumda.
Erdoğan sadece onların gösterdiklerini görebiliyor.
AKP Genel Merkez ve Meclis grubu ise sadece bu grubun verdiği izin ile sarayda olup biteni görebiliyor.
Örnek mi istiyorsunuz.
Hemen vereyim.
128 milyar dolar konusunda yaşadık ya.
Naci Ağbal örümcek ağını kaldırıp Hazine ve Maliye Bakanı damat Berat Albayrak''ın Merkez Bankası''nın 128 milyar dolarını buharlaştırıp eksi 44 milyar dolara düşürdüğünü Erdoğan''a gösterince kıyamet koptu ya…
Damat hâlâ kayıp kaçak ya…
Ağbal, "128 milyar dolardan kim ya da kimler nemalandı?" diye sorgu suale başlayınca yıldırım hızıyla Erdoğan tarafından görevden azledildi ya…
Yani demem o ki;
Sarayın danışmanları, bürokratlar, bakanlar falan filan Erdoğan''ı çepeçevre çevirmiş ve etrafında ağ örmüş durumdalar.
Bu ağı kaldırma gücü aslında MHP ve Devlet Bahçeli''de var ama…
Her nedense her nasılsa bilinmeyen bir biat var.
- MHP''den AKP''ye,
- Devlet Bahçeli''den Recep Tayyip Erdoğan''a çok sıkı bağlantı var.
Erdoğan görmüyor dönen dolapları Bahçeli ise görmek istemiyor.
17-25 Aralık için kıyamet koparan Bahçeli, eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pektaş için kılını dahi kıpırdatmadı.
Fındık taban fiyatlarının düşüklüğünden şikayet eden MHP''nin kadim evladı Cemal Enginyurt''u karga tulumba azlettiler…
Sedat Peker, Doğan Medya Grubu''nun Demirören''e satışını 9. bölümde ortaya döktü ve Ziraat Bankası kredisini gündeme getirip Hürriyet, Kanal D, CNNTürk gibi medyanın gerçek sahipleri konusunu ortaya attı.
"Şeytan dürttü" derler ya…
Aklıma bu soru düştü:
Yandaş medyanın gerçek sahipleri kim?
Az daha yazımı bitiriyor ve unutuyordum. Hemen sorayım:
- Vakıfbank ve Halkbank kredileri ne oldu?
- Kalyon İnşaat''ın kredileri ne durumda?
Aynı manşetlerle, haberler, yayın yapan yandaş medyanın gerçek sahiplerinin kimler olduğunu bilmek kamuoyunun hakkı değil mi?