Yalanla iktidar olmanın sonu...
Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane derken HES protestoları Erzurum’a uzandı. Tortum İlçesi’ne bağlı Bağbaşı Beldesi Ödük Vadisi’nde yapılmak istenilen Hidroelektrik Santrali’ne tepki gösteren bir grup ile güvenlik kuvvetleri arasında arbede çıktı. Jandarma komutanının uyarılarından sonra iş makinesi çalıştırıldı. Bunu gören eylemciler, “Allahüekber” diyerek karşı koydu. Çevik Kuvvet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, kalkanlarıyla halkı püskürtüp biber gazı sıktı. Grupta bulunan bazı kişiler güvenlik kuvvetlerine taş attı. Bu sırada güvenlik kuvvetleriyle köylüler birbirine girdi. Eylemcilerden 60 yaşındaki Naciye Elmacı iş makinesi önünde bayıldı.
Bağbaşı Belediye Başkanı Karabey Eroğlu, bir dilekçe yazarak AKP’den istifa ettiğini açıkladı. Belediye Meclisinin 9 AKP’li üyesiyle birlikte istifa eden Eroğlu, Tortum Ak Parti ilçe başkanlığına gönderdiği dilekçede, “Bağbaşı HES projesi karşısında bizim sorunlarımızı paylaşan partili bulamadığımdan dolayı AK Partiden istifa ediyorum”
dedi.
***
Bu arada, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, her yıl yüzde 7.5-8 oranında büyüyen Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için HES’leri yapması gerektiğini savunarak, “Afrika’da batılılar ’safari için geyiklere aslanlara iyi davranın ama enerji yatırımı gibi şeyleri aklınıza getirmeyin’ demiş. Şimdi safariyi yapan batılılar, açlıktan ölenler ise Afrikalılar” örneği verdi.
Bu durumda, Türk köylüsü Afrikalı yerliler, HES’leri yaptıran AKP iktidarı da sömürgeci Batı’nın yerine konulmuş oluyor. Gerçi HES’lerin hepsini yabancı şirketler yapmıyor belki ama aralarında İsrail şirketleri de var! Onlar, Türk köylüsüne hizmet etmeye çok mu meraklı? Türk halkı için enerji yatırımı yapmak nereden akıllarına geldi acaba?
HES krizi sonucu AKP’li bir belediye başkanının ve meclis üyelerinin istifa etmesi önemlidir. Halk, AKP’nin gerçekte kendisiyle mücadele ettiğini, yaşayarak görmektedir. Peki ne gerek vardı bu deneye?
***
AKP iktidarı, yüzde 80 oy aldığı bir şehirde halkla karşı karşıya gelmesini nasıl izah edebilir? Benzer olaylar, AKP’nin devlet yönetmeye ehil olmadığını göstermektedir.
İbni Haldun, Mukaddime’sinde naklediyor:
“Bağdat’ın tarihini yazanlar şunu anlatıyor: Bağdat’ta Halife Muktedir döneminde Danyali adında zeki bir kağıtçı vardı. Bu şahıs kağıtları ıslatıp eskiden kullanılan yazı stilleriyle, devlet adamları içinde yüksek makamlara ve şöhrete düşkün olduğunu bildiği kişilerin isimlerinin rumuzlarını yazıyordu. Sonra da bu kağıtları sanki gelecekten haber veren melahimlermiş gibi onlara gösteriyor ve onlardan dilediği kadar para koparıyordu.
Bu kağıtlardan birine peş peşe üç mim (mmm) harfi koymuştu. Sonra da bu kağıdı devlet içinde önemli bir yere sahip olan Halife Muktedir’in mevlası (azatlısı) Müflih’e getirip ona şöyle dedi: ’Bu mimler senden kinayedir. Onlar Muktedir’in Mevlası Müflih anlamına geliyor.’
Sonra ona hoşlanacağı parlak sözler söyledi ve onun hakkında bildiği şeyleri de bu iddiasının işaretleri olarak takdim etti. Bunun üzerine Müflih ona tatmin edecek kadar para
verdi.
Danyali, Müflih’e yaptığının aynısını vezir Hasan bin Kasım bin Vehb’e de yaptı. Hasan, o zaman görevinden azledilmişti. Danyali, elinde kağıtla ona gitti ve kağıtta yazılı olan harflerin (rumuzun) onu işaret ettiğini söyledi. Yine Hasan ile ilgili bazı durumların da bunun alameti olduğundan bahsetti. Sonra ona 18’inci halife döneminde yeniden vezir olacağını, sayesinde devlet işlerinin yoluna gireceğini, düşmanları yeneceklerini ve vezirliği döneminde ülkenin mamur olup kalkınacağını söyledi. Yine Müflih’e vukubulmuş ve ileride vukubulacak olayların yazılı olduğu başka kağıtlar gösterdi ve bunların hepsini Hz. Danyal’a nispet etti. Bu, Müflih’in hoşuna gitti. Halife Muktedir’in de bunlardan haberi oldu. Muktedir, bu kağıtlardan ve işaretlerden Hasan bin Kasım bin Vehb’e ulaştı ve onu yeniden vezir yaptı. Evet, Hasan’ın yeniden vezirliğe gelmesinin sebebi, böylesine profesyonelce söylenmiş bir yalan ve bu tür anlaşılmaz kağıtlar karşısında sergilenen cahilliktir.”
***
Şimdi AKP’nin iktidar yollarında söylenen yalanlar karşısında sergilenen cahillikten kurtulmak zamanıdır.