Yalancının ağzına güvercin pislesin mi?
ABD’nin St. Louis kentinde rock grubu Kings of Leon’un bas gitarcısı Jared Followill’in ağzına, konser sırasında güvercin pisledi, konser yarıda kaldı. Organizatörler, seyircilere, gitarcının sağlık endişelerinden dolayı konsere devam edemeyeceğini açıkladı. Seyircilere bilet paraları iade edildi.
O güvercini Türkiye’ye getirmek ve açık hava toplantılarında serbest bırakmak gerekiyor. Yalan söyleyen koca koca adamların ağzına biber sürmek mümkün olmadığına göre işi güvercine havale etmek gerekiyor. Her yalan için bir pisleme!
***
Şimdi burada kim yalan söylüyor diye örnekler vermeye gerek yok. Herkes kimin yalan söylediğini biliyor. Meselâ, Anayasa değişikliklerinin 12 Eylül ile hesaplaşma olduğu koca bir yalandır. Bazıları, televizyonlardaki canlı yayınlarda, 12 Eylülcülerin yargılanamayacağını öngören geçici 15’inci maddeyi değiştiren maddeye, “zamanaşımı işlemez” diye bir maddenin konulmamasının bir eksiklik olduğunu söyleyebiliyor.
Halbuki, yeni çıkan bir ceza yasası, bu tarihten önceki bir eylemin sahibi olan kişinin aleyhine ise uygulanmaz. Bu, sadece Türk Ceza Yasası’nın değil evrensel ceza yasalarının genel bir kuralıdır.
Ne laftan anlamaz insanlar bunlar. Kendilerini, evrensel hukuk kurallarından bile üstün görüyorlar! Yargı yetkisi tamamen ellerine geçse Türkiye’de taş devri hukuku uygulayacaklar!
***
Türkiye, 30 yıl sonra “darbeci zihniyete hayır, demokrasiye evet” diyecekmiş. Tarikat, cemaat eğitiminden geçmiş insanların demokrasiden bahsetmesi komik olmuyor mu? Yerine göre şeyhini, parti liderini mehdi yerine koyan, ona karşı gelmeyi Peygambere hatta Allah’a karşı gelmek olarak gören veya gösteren insanlar, demokrasiden ne anlar?
Karşılaştırmalı din dersleri hocası Prof. Dr. Hakan Yavuz, Akşam gazetesinden Şenay Yıldız’a bu anlayıştaki insanların gerçek durumunu anlatıyor:
“Bugün ‘İslâmsız bir İslâm’ görüntüsü ortaya çıkıyor. Ahlak, etik, hak-hukuk değerlerinden soyutlanmış bir İslâm. Tamamıyla şekle dayalı ve tüketim araçları haline dönüşen bir İslâm var. Bugün Türkiye’de İslâmi semboller alınıp, satılır hale gelmiş, yer edinmek için kullanılır vaziyete dönüşmüş. Bunlar modern süreçleri ele geçirdiklerini iddia ediyorlar ve başarılılar. Medya, finans, eğitim sektörü... Hepsinde güçlendiler. Ancak bunlar modernitenin içine girdikçe, modernite de bunların içine giriyor. Modernite, dini yeniden şekillendiriyor. Burada, kazanan kapitalizmin mantığı. Eskiden Türkiye’nin birtakım ülküler üzerinde oydaşmaya varılan ortak bir çimentosu vardı. Türk kimliği, ülkenin pusulası... Bugün, o çimento dağıldı. Cemaatler, kesimler, kesitler, yığınlar... Herkes leblebi gibi bir tarafa yuvarlanıyor.”
Hakan Yavuz, “Milli görüş ruhu ile bu yapının çatışmasından dolayı AKP, kendi hayat tarzından kimlik üretmek isteyen travesti bir yapıya dönüştü” diyor.
Halkı çağırdıkları yapının röntgeni böyle!
***
Medya, finans, eğitim sektörü yetmedi, kendi hukuk sistemlerini, kendi ordularını kuracaklar. Onun için TSK’nın lağvedilmesini istiyorlar, onun için hukuku önce hukukçulara çiğnetiyorlar! Onun için kurtlu elmanın üstünü şekerle kaplayıp, millete demokrasinin elma şekeri diye yutturmaya çalışıyorlar. İslâm’da böyle sahtekârlık var mı?