Yahşi Batı'nın başkanı Joe Biden'ı kınıyorum…
Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan, Osmanlı''dan Amerika''ya göç hikayelerinin anlatıldığı "Osmanlı''nın Amerikası" (Anadolu Ajansı haberinde böyle yazıyor - OU) isimli belgesel filmin tanıtımında New York''taki Türk Evi''nde konuşma yaptı.
Emine Hanımefendi, "Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi ve Rum göçmenler, bu yola beraber çıkmış ve Amerika''da da bir arada kalmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu''nun çok kültürlülüğünü, bu göç serüveninde de görüyoruz. Memleketteki dostluk ve komşuluk ilişkilerini buraya taşımışlardır. Endüstrileşme sürecinde, emekleriyle, alın terleriyle yer almışlardır" dedi.
Anladığım kadarı ile derin tarih bilgisi olan Emine Hanımefendi Amerika''ya göç eden Osmanlıları tek tek araştırıp kökenlerini belirlemiş.
Osmanlıların "Endüstrileşme sürecinde" yer almaları da elbette Amerika endüstrisinin bu hale gelmesinde elbette büyük katkıları olmuştur.
Ben Amerika''ya göç eden iki Osmanlının öyküsünü de sizlerle paylaşayım.
1800''lü yılların sonunda dönemin padişahı Aziz Bey ile Lemi Bey adlı iki Osmanlıyı çok ödemli bir görev vererek Amerika''ya gönderir.
Padişah Aziz ve Lemi Beylere Amerika Başkanına hediye olarak verilmek üzere çok değerli bir elmas taş ve yüksek miktarda para verir...
Aziz ve Lemi Bey Amerika''ya varınca, Washington''a gitmek için bir posta arabasına binerler.
Gel gör ki dünya devi Osmanlı İmparatorluğunu iki elçisi bu yolculuk esnasında Amerikalı haydutlar tarafından soyulurlar.
Önce ellerinden elmas taş gider, sonra da paralarını kaptırırlar.
İki Osmanlı, kaptırdıkları parayı tekrar toparlamak için endüstri kuracak sermayeleri olmadığı çaresiz kalırlar.
O günlerde IBAN yok ki, DHL hızlı kargo imkânı yok ki Padişah''tan yeni bir elmaz taş ve yeşil dolarla istesinler.
İki Osmanlı çareyi ödül avcılığında bulurlar.
Bu iki zeki Osmanlı bir kasabada "Wanted" yani "Aranıyor" ilanları görürler.
O günün Amerika''sında kaçak haydutların ölü ya da diri yakalanması için başlarına ödül konmaktadır.
Bir afiş hazırlayan iki Osmanlı evladı Aziz ve Lemi Bey''den biri haydut olur, diğeri ise ödül için onu yakalayan olur.
Bu şekilde ödül avcılığıyla para kazanmaya, çaldırdıkları elması da satın almaya çalışırlar.
Tam canlarından olacakken Aziz Bey aslında ödül avcısı olmadıklarını, Lemi Bey''in haydut olmadığını, ikisinin de Osmanlı olduğunu anlatmaya çalışırlar.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Bay Atlantic Üniversitesi (BAU) ve Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi''nin (MEDAM) iş birliği ile Cem Yılmaz''ın "Yahşi Batı" adlı belgesel filmi de Türk Evi''nde seyrettirilseydi ne güzel olurdu.
Emine Hanımefendi önemli bir öneride de bulundu:
- "Umarım bu belgesel göç tarihimizi kayıt altına alacak bir müzenin kurulmasına vesile olur."
Mevlut Çavuşoğlu''na diyorum ki:
- Hemen milyonlarca dolar tahsis edip, New York''ta bir arsa alıp "Göç Müzesi" yapması için sarayın mütahiti Rönesans inşaata ihalesiz verin.
Bu göç müzesinde Suriyelilerin ve Afganlıların Türkiye''ye göçleri de aman unutulmasın.
Değerli okurlarım,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Amerika''dan eli boş gönlü de boş döndü.
Gönlü boş oldu çünkü Amerika Başkanı Joe Biden ile görüşemedi.
Elbette hedef Birleşmiş Milletler Genel kurulunda konuşmak yapmak ve tarihi olan, "Dünya 5''den büyüktür" mesajını tekraren vermekti.
Bu açıdan gönlü hoş oldu elbette.
Peki, dünya lideri Erdoğan''ı Amerika''nın başkanı neden görmezden geldi ki?
Havaalanında Amerika''nın Başkan yardımcısı ya da Dışişleri Bakanı neden karşılamadı ki?
Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı protokol rezaleti değil mi?
Hey Joe; Neden görüşmedin dünyanın sayılı liderlerinden Erdoğan ile?
Yahşi Batı''nın başkanı Joe Biden''ı kınıyorum…