Merkez Bankası beklentilerin aksine faiz silahını bir kez daha çekti. Üstelik 500 baz puan gibi oldukça yüksek bir ölçüde.
Türkiye böylece 22 yılın en yüksek gösterge faizine ulaşmış oldu.
AKP ve politikaları Türkiye’yi 22 yıl öncesine geri getirdi.
Arada tek fark o dönem Kemal Derviş ve ekibinin yaptığı düzenlemeler alt üst oldu. Tabiri caiz ise ekonominin çivisi çıktı.
Hani Merkez Bankası Başkan Yardımcısının “tüm linkler kopmuş” sözü var ya aynen öyle.
Türk lirası tarihinin en kötü durumunda.
Bir kişinin inadı koca Türkiye’yi ekonomik felakete sürükledi.
Sonunda geri dönüldü bu politikadan. Çünkü kasada 1 dolar bile yok.
Eksi 70 milyar dolarda bir Hazine var ortada.
Yani zorunlu olarak atılmış bir geri adım var.
Yoksa kimse seçime 10 gün kala 500 baz puanlık faiz artışına izin vermezdi.
Her şey yabancı için. Yani yabancı tefecilerin Türkiye’ye gelmesi için.
O zaman şu soruya yanıt arayalım; Yabancı artık gelir mi?
Evet! Yabancı gelecektir. Çünkü bu kadar yüksek faizi dünyada 4 ülke veriyor.
Trading Economics verilerine göre, dünyada en yüksek faiz oranına sahip ülke; yüzde 130 ile Zimbabwe, ikinci ülke yüzde 100 ile Arjantin, üçüncü ülke yüzde 56,3 ile Venezuela olurken dördüncü ülke ise Türkiye oldu.
Tefecilerin para satması lazım. İlk 3 ülkeye baktığınızda paranızı geri alma şansınız çok az. Ancak Türkiye her zaman borcuna sadık bir ülke. Yani vatandaşının boğazından keser ve yabancıya borcunu öder.
İşte bu nedenle yabancı tefeciler Türkiye’ye tahvil alımına gelecektir.
Yabancı gelecek ama biz bu faizi nasıl ödeyeceğiz önemli olan o!
Önümüzdeki 2 yıl 75 milyon insan çok ağır bir bedel ödeyecek. Geri kalan 10 milyona bir şey olmayacak. Onlar zaten kaymak tabaka ve onların testisi her zaman dolu olacak.
Özetle çok çocuk yapın ki, çok çalışıp bu tefecilerin borcunu 5 yılda ödeyelim.
Şimdi anladınız mı AKP’nin neden çok çocuk yapın dediğini!
