Yabancı ajan yasası ve Nasreddin Hoca!
Nasreddin Hoca, eşeğine binmiş çarşıya gidecek; çocuklar etrafını sarmış, düdük istemişler... İçlerinden sadece biri düdük parası vermiş... Hoca, çarşıdan dönünce cebinden bir düdük çıkarmış ve o çocuğa vermiş... Diğerleri, "Hani bizim düdükler?" diyecek olunca Nasreddin Hoca, "parayı veren düdüğü çalar" demiş...
Fıkrayı hatırlatan olay Gürcistan''da yaşanıyor... Gürcistan''da meclise sunulan "yabancı ajan yasa tasarısı"na göre finansmanlarının yüzde 20''sinden fazlasını yurt dışından alan sivil toplum ve medya kuruluşları, kendilerini "yabancı ajan" olarak kaydettirmek zorunda kalacak.
***
Muhalefet partileri, tasarıyı "Rus tipi yasa" olarak nitelendiriyor ve "bağımsız medya kuruluşları ile sivil toplum örgütleri"nin de yaftalanarak susturulmaya çalışılacağını savunuyor. BBC''nin haberine göre "Yabancı ajanların şeffaflığı" ve "yabancı ajanların kaydedilmesi" konularındaki iki tasarı; iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi''nin yakın ortağı, Batı karşıtlığı ile bilinen Halkın Gücü Partisi tarafından teklif edildi. Halkın Gücü Partisi mensupları, herhalde Nasreddin Hoca fıkrasını biliyor... Parayı kim veriyorsa, sözde sivil toplum kuruluşu da onun düdüğünü çalmıyor mu?
Halkın Gücü Partisi, eleştirilere cevap olarak, ikinci yasa tasarısının "ABD Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası"nın (FARA) bir benzeri olduğunu açıkladı.
ABD büyükelçiliği ise oylamayı, "Gürcistan demokrasisi için kara bir gün" olarak nitelendiren bir bildiri yayımladı!
AB''nin Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell de tasarının "AB değerleri ve standartlarıyla bağdaşmadığını" söyledi.
Kısacası, aslan, kaplan ve fil; ABD, İngiltere ve AB "maskara maymun"u kınadı! Maymunun ise gözü açıldı!
*** ,
Peki ABD''nin "Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası" nasıl uygulanıyor?
TRT World, 12 Mart 2020 tarihinde ABD Adalet Bakanlığı tarafından "yabancı ajanlar listesi"ne dahil edilince bu yasadan haberimiz olmuştu. Tabii görünürde "ajan" kelimesi, "casus" değil "yabancı görevli" anlamında kullanılıyor...
Meğer FARA, 1938 yılında yürürlüğe girmiş... FARA, o dönemde ABD''de taban bulmaya başlayan Nazizme karşı önlem olarak kabul edilmişti. ABD hükümeti, FARA ile başka ülkelerin finanse ettiği kuruluşlar için bir kayıt-kontrol mekanizması kurmuştu. Yasaya göre bu tür kuruluşlar, ABD Adalet Bakanlığı bünyesindeki millî güvenlik ve "istihbarata karşı koyma" birimleri tarafından denetleniyor.
Yabancı görevlilere veya yabancıların finanse ettiği organizasyonlara "casus" veya "istihbarat uzantısı" demiyorlar ama gerçekte "casus" muamelesi yapıyorlar.
Rusya, Demirperde döneminde böyle bir yasaya ihtiyaç duymadı ama 2012''de benzer bir yasa çıkardı...
***
"Sivil Örümceğin Ağında" kitabının yazarı Mustafa Yıldırım, ABD''nin Türkiye ve dünyada giriştiği sivil toplum çalışmalarının hangi istihbarat kuruluşuna bağlı sözde sivil toplum kuruluşu tarafından finanse edildiğini ayrıntılı olarak belgelemiştir.
Yıldırım, CIA elemanı, Kıbrıs eski arabulucusu Nelson Charles Ledsky''nin aşağıdaki açıklamasına da yer vermiştir:
"Farklı zamanlarda farklı projelerle ilgili çeşitli kuruluşlarla çalışıyoruz. İstanbul''da TESEV, TÜSES, TÜSİAD, Ankara''da Ka-Der, Türk Parlamenterler Birliği, TESAV, Türk Demokrasi Vakfı... Bazı meclis komisyonlarıyla faaliyetlerimiz oldu, özellikle Anayasa Komisyonu''yla ciddi temaslarımız oldu. İlki Muğla''da MUMİKOM adıyla başlayan Parlamento İzleme Komiteleri ile çalıştık."
Yine eski CIA ajanı Ralph McGehee, "Birleşik Devletler tarafından parayla beslenen hükümet dışı örgütler de doğrudan ya da dolaylı olarak operasyonlarda yer alır. Bu tür örgütler ve ajanslar, açık çalışmakla birlikte CIA, hükümetleri desteklemek veya yıkmak gibi birincil rolünü elinde bulundurmaktadır" itirafında bulunmuştu!
Bu durumda, Türkiye''ye de bir Nasreddin Hoca Yasası lazım değil mi?